Yılmaz Özdil 'utandım' dedi o fotoğrafları paylaştı!

"Utandım hakikaten. Yerin dibine girdim." diyen Özdil "Kendimi affettirebilmek için "dostlarımız"ın bazı fotoğraflarını da ben yayınlayayım bari dedim" yazdı.

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Suruç'taki katliamın sınır güvenliğinin ortadan kalmasının bir sonucu olduğunu yazdı.

Özdil bugünkü yazısında "Mit tırlarını o tarafa gönderip, 2 milyon Suriyeli’yi bu tarafa geçirirsen… Musul konsolosluğu kepazeliğini unutturup, Reyhanlı katliamının üstünü örtersen… Suruç sürpriz midir?" ifadelerini kullanırken Yunan adalarında da anlaşmalara göre yerleşimin olmaması gerekirken Yunan karakollarının yer aldığını aktardı. Bunun da bir sınır ve egemenlik ihlali olduğunu söyleyen Özdil şu fotoğrafları yazısıyla birlikte paylaştı:

Arefe günü… Yunanistan’ın 16 adamızı resmen işgal ettiğini, buna rağmen, sayın hükümetimizin umurunda bile olmadığını, sayın ahalimizin ise, bayram tatilinde en çok Yunan adalarını tercih ettiğini yazmıştım.

*

Vay sen misin yazan… Yunan adalarına giden vatandaşlarımız beni kınadı. Yunan lokantalarından sarmaş dolaş fotoğraflar gönderdiler, dünyadan haberimin olmadığını, Yunan adalarının “Türk dostu” olduğunu yazdılar. “Bak şu fotoğraflara da, utan biraz” dediler.

*

Utandım hakikaten.
Yerin dibine girdim.

*

Kendimi affettirebilmek için “dostlarımız”ın bazı fotoğraflarını da ben yayınlayayım bari dedim.

*

Bir numaralı fotoğraf, Keçi adası… Karşıda gördüğünüz beyaz evler, Bodrum Turgutreis. Burnumuzun dibi. “Egemenliği Andlaşmalarla Devredilmemiş Ada” statüsünde, hukuken bize ait… Ama, akp’nin basiretsizliği yüzünden, adam gelip oturmuş, dağına taşına bayrağını kazımış, bayrağının üstüne top koymuş, namlusu Bodrum’a dönük!

*



Bir numaralı fotoğraf, Keçi adası... Karşıda gördüğünüz beyaz evler, Bodrum Turgutreis. Burnumuzun dibi. "Egemenliği Andlaşmalarla Devredilmemiş Ada" statüsünde, hukuken bize ait... Ama, akp'nin basiretsizliği yüzünden, adam gelip oturmuş, dağına taşına bayrağını kazımış, bayrağının üstüne top koymuş, namlusu Bodrum'a dönük!



İki numaralı fotoğraf, Keçi adasındaki Türk dostu (!) Yunan topunun yakından görünen hali.



Üç numaralı fotoğraf, hani belki görmezsiniz diye, Keçi adasının dağlarına kazınan, 8 metreye 20 metrelik bayrak... Dürbünle filan bakmaya gerek yok, kabak gibi. Alay eder gibi.



Dört numaralı fotoğraf, Keçi adasından bir başka dost (!) Yunan topu... Arkada Yunan askeri, dürbünle Bodrum'a bakıyor.



Beş numaralı fotoğraf, Keçi adasındaki dostlarımız (!) Yunan askerleri... Adanın nüfusu 130 kişi, 110'u asker.



Altı numaralı fotoğraf, Keçi adasına kondurdukları kilise, Aziz Nikola kilisesi... Yanında top.



Yedi numaralı fotoğraf, Yunan sahil güvenlik zodyağı, gece gündüz vızır vızır... Muhrip yanaşacak ebatta limanı var, helikopter pisti var. Kamuflaj altında, dost ateşi açmaya müsait (!) uçaksavar yuvaları var.



Sekiz numaralı fotoğraf, Keçi adasının arkası... Türkiye'ye bakan tarafını askeri bölge yaptılar, açık denize bakan tarafına, barakadan lokanta-plaj kondurdular, şakır şakır günübirlik turist geliyor. Diğer adalardan teknelerle taşıyorlar.



Dokuz numaralı fotoğraf, Bodrum Gümüşlük'ün hemen karşısındaki Kalalimnos kayalığı, Kardak'ın komşusu... İşgal edilen kayalıklardan biri... Gümüşlük'ten çıplak gözle görülebiliyor. Lozan Antlaşması'na göre, çivi dahi çakılmaması gerekiyor. Gözetleme kulesi var, radyo istasyonu var, uçaksavarlar var, iskelesi var, 50 asker var.



10 numaralı fotoğraf, Didim'e sadece iki mil uzaklıktaki Bulamaç adası... Kilise diktiler. Nüfusu 74 kişi... 70'i asker, 1'i papaz, bungalovlar oturtup, 3 de balıkçı yerleştirdiler.



11 numaralı fotoğraf, Bulamaç adasındaki Yunan sahil güvenlik botları... İstisnasız hergün geliyorlar, 24 saat devriye halindeler.

Bu fotoğraflarda gördükleriniz, bizim "egemenlik alanımız"da yaşanıyor. Hudut namustur... Namusumuz bu vaziyettedir.

Fotoğrafları Doğan Haber Ajansı'nın Bodrum temsilcisi değerli arkadaşım Yaşar Anter çekti. Ancak...

Bu fotoğrafları çekebilmek için gazeteci olmaya gerek yok. Profesyonel fotoğraf makinesine bile gerek yok. Çünkü, işgal edilen adalarımıza kayıkla bile gidebilmeniz mümkün... Mavi tur teknelerinden herhangi birine binin, yanlarından geçiyor. Bize yönelmiş top namlularını, uçaksavarları, pazardaki zabıtalar misali sahillerimizi kontrol altında tutan Yunan sahil güvenlik botlarını... Cep telefonunuzla bile çekebilirsiniz.

AKP'nin basiretsizliği yüzünden, Ege sınırlarımız dingonun ahırına döndü.



Ve, 12 numaralı fotoğraf, memleketimizin öbür ucu, Suruç… Bize ait olmayan bir savaşta, Türkiye hedef oldu, kendi insanlarımızı kaybettik.

*

Elbette farklı dinamikleri vardır ama, esas itibariyle “hudut sorunu”dur.

*

Suruç’ta bomba patlamasından daha vahimi, bomba patlamasına hiç kimsenin hayret etmemesidir. Çünkü… Akp’nin basiretsizliği yüzünden, batı sınırlarımız gibi, güneydoğu sınırlarımız da dingonun ahırına döndü. Kaçınılmaz sonucudur.

*

Ege adalarımıza bayrak çekip, silah yığarlarken, gıkını çıkarmazsan… Süleyman Şah türbesinin sandukalarını sırtlayıp sıvışırsan… “Biji Obama” diye slogan atan peşmergelerin, başka gün yokmuş gibi, inadına tam 29 Ekim’de topraklarımızdan Suriye’ye geçmesine izin verirsen… Mit tırlarını o tarafa gönderip, 2 milyon Suriyeli’yi bu tarafa geçirirsen… Musul konsolosluğu kepazeliğini unutturup, Reyhanlı katliamının üstünü örtersen… Suruç sürpriz midir?

*

Memleket sahipsizdir.

*

Asrın lideri’nin açtığı yarayı, asır’larca kapatamaz Türkiye.