Yılmaz Özdil, İzdivaç ile AK Parti'yi topa tuttu! TBMM TV'de sansüre gerek yok!
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, köşesinde iki karısını öldürdükten sonra afla cezaevinden çıkıp Flash TV'deki izdivaç programına katılan adam üzerinden AK Parti'yi bombaladı.
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında 2 kadın öldüren adamın normalde insan içine çıkamaması gerekirken Flash TV'de evlendirme programına çıkmasını utanma, sıkılma, ayıp gibi kavramların tedavülden kalktığının kanıtıdır diye yazdı.
TBMM televizyonu fezlekeyi boşuna sansürlediğini söyleyen Yılmaz Özdil, "Bunca rezaletten sonra, siyasetten elini eteğini çekmesi gerekirken, Meclis kürsüsüne çıkıp, şerefsizler alçaklar diye bağıranları seyretmektense... İzdivaç programında pişkin pişkin "dürüst bir insanım" diyen herifi seyretmek daha öğreticiydi" diye yazdı.
İşte Özdil'in bugün yayımlanan Ar damarı başlıklı o yazısından çarpıcı bölümler:
"Bana sorarsanız, TBMM televizyonu fezleke oturumunu boşuna sansürledi, çünkü, Flash TV'deki Ne Çıkarsa Bahtına isimli izdivaç programı çok daha öğreticiydi.
*
Herifin biri, 17 yaşındaki kuzenini zorla kaçırmış, imam nikâhıyla kapatmış, bir başkasından kıskanmış, kızcağızı bıçakla delik deşik ederek öldürmüş, güya 14 sene vermişler, alt tarafı dört sene yatıp Rahşan affıyla çıkmış.
Çıktıktan sonra, işe girmiş, aynı yerde çalıştığı bir arkadaşıyla tartışmış, tesadüfe bak, belinde ruhsatsız tabancası da varmış, çekmiş vurmuş, arkadaşı ölmemiş, ameliyat mameliyat kefeni yırtmış, ölmediğine göre çok önemli değil tabii, yaralamadan dört sene hapis cezası vermişler, ama, bi daha yapma diyerek cezayı ertelemişler, belindeki ruhsatsız tabancayla sokağa geri salmışlar.
Bu sefer, resmi nikâhla evlenmiş, resmen evliyken, dul bir kadınla yaşamaya başlamış, evimin tapusunu senin üstüne yapacağım demiş, iki sene tapu mapu yapmayınca, hır çıkmış, sen misin bağıran, kapmış baltayı, savurmuş, kadının kafayı ikiye bölmüş, güya 15 sene vermişler, alt tarafı altı sene yatıp çıkmış.
Çıktıktan sonra, bir başka kanaldaki izdivaç programına katılmış, e böyle pırıl pırıl damat adayı her zaman bulunmaz, kapanın elinde kalmış, Arap asıllı bi kadınla evlenmiş, neyse ki o kadını öldürmemiş, bir sene sonra boşanmışlar, talihsizlikler hep bu adamcağızı(!) bulmuş yani, şansını yeniden denemek için Ne Çıkarsa Bahtına programına katılmış.
*
Canlı yayında anlattı bunları... "Kader kurbanıyım" dedi. "Dürüst bir insanım, yalan söyleyemem, evlenmek, yuva kurmak benim de hakkım, 62 yaşındayım, şeker hastasıyım, bi su verenim olsun istiyorum" dedi. Alkışladılar.
*
İki imam nikâhı, bir kaçırma, bir zina, iki ceset, bir yaralama... Kader kurbanı!
*
Bu memleketin ne kadar arsızlaştığının, ne kadar yüzsüzleştiğinin göstergesidir bu... Utanma, sıkılma, ayıp gibi kavramların tedavülden kalktığının kanıtıdır.
*
Normalde, insan içine çıkamaması gerekenlerin, insanların gözünün içine baka baka "ne var canım bunda?" diye sormasının, başka izahı yoktur.
*
Dedim ya, TBMM televizyonu fezlekeyi boşuna sansürledi. Bunca rezaletten sonra, siyasetten elini eteğini çekmesi gerekirken, Meclis kürsüsüne çıkıp, şerefsizler alçaklar diye bağıranları seyretmektense... İzdivaç programında pişkin pişkin "dürüst bir insanım" diyen herifi seyretmek daha öğreticiydi.
Yazının tamamı için tıklayınız
TBMM televizyonu fezlekeyi boşuna sansürlediğini söyleyen Yılmaz Özdil, "Bunca rezaletten sonra, siyasetten elini eteğini çekmesi gerekirken, Meclis kürsüsüne çıkıp, şerefsizler alçaklar diye bağıranları seyretmektense... İzdivaç programında pişkin pişkin "dürüst bir insanım" diyen herifi seyretmek daha öğreticiydi" diye yazdı.
İşte Özdil'in bugün yayımlanan Ar damarı başlıklı o yazısından çarpıcı bölümler:
"Bana sorarsanız, TBMM televizyonu fezleke oturumunu boşuna sansürledi, çünkü, Flash TV'deki Ne Çıkarsa Bahtına isimli izdivaç programı çok daha öğreticiydi.
*
Herifin biri, 17 yaşındaki kuzenini zorla kaçırmış, imam nikâhıyla kapatmış, bir başkasından kıskanmış, kızcağızı bıçakla delik deşik ederek öldürmüş, güya 14 sene vermişler, alt tarafı dört sene yatıp Rahşan affıyla çıkmış.
Çıktıktan sonra, işe girmiş, aynı yerde çalıştığı bir arkadaşıyla tartışmış, tesadüfe bak, belinde ruhsatsız tabancası da varmış, çekmiş vurmuş, arkadaşı ölmemiş, ameliyat mameliyat kefeni yırtmış, ölmediğine göre çok önemli değil tabii, yaralamadan dört sene hapis cezası vermişler, ama, bi daha yapma diyerek cezayı ertelemişler, belindeki ruhsatsız tabancayla sokağa geri salmışlar.
Bu sefer, resmi nikâhla evlenmiş, resmen evliyken, dul bir kadınla yaşamaya başlamış, evimin tapusunu senin üstüne yapacağım demiş, iki sene tapu mapu yapmayınca, hır çıkmış, sen misin bağıran, kapmış baltayı, savurmuş, kadının kafayı ikiye bölmüş, güya 15 sene vermişler, alt tarafı altı sene yatıp çıkmış.
Çıktıktan sonra, bir başka kanaldaki izdivaç programına katılmış, e böyle pırıl pırıl damat adayı her zaman bulunmaz, kapanın elinde kalmış, Arap asıllı bi kadınla evlenmiş, neyse ki o kadını öldürmemiş, bir sene sonra boşanmışlar, talihsizlikler hep bu adamcağızı(!) bulmuş yani, şansını yeniden denemek için Ne Çıkarsa Bahtına programına katılmış.
*
Canlı yayında anlattı bunları... "Kader kurbanıyım" dedi. "Dürüst bir insanım, yalan söyleyemem, evlenmek, yuva kurmak benim de hakkım, 62 yaşındayım, şeker hastasıyım, bi su verenim olsun istiyorum" dedi. Alkışladılar.
*
İki imam nikâhı, bir kaçırma, bir zina, iki ceset, bir yaralama... Kader kurbanı!
*
Bu memleketin ne kadar arsızlaştığının, ne kadar yüzsüzleştiğinin göstergesidir bu... Utanma, sıkılma, ayıp gibi kavramların tedavülden kalktığının kanıtıdır.
*
Normalde, insan içine çıkamaması gerekenlerin, insanların gözünün içine baka baka "ne var canım bunda?" diye sormasının, başka izahı yoktur.
*
Dedim ya, TBMM televizyonu fezlekeyi boşuna sansürledi. Bunca rezaletten sonra, siyasetten elini eteğini çekmesi gerekirken, Meclis kürsüsüne çıkıp, şerefsizler alçaklar diye bağıranları seyretmektense... İzdivaç programında pişkin pişkin "dürüst bir insanım" diyen herifi seyretmek daha öğreticiydi.
Yazının tamamı için tıklayınız