YILLAR ÖNCE ZAMAN'IN MERKEZ MEDYAYA YAPTIĞINI ŞİMDİ MERKEZ MEDYA ZAMAN'A YAPIYOR!..

Ekrem Dumanlı'dan ilginç tespitler

Demek ki dengeler değişiyor


Hiç unutmam; yıllar önce gazetede yaptığımız ilk değişiklik Basın Harmanı başlığıyla yayınlanan köşeyi kaldırmak olmuştu. Orada her gün Hürriyet, Milliyet gibi gazetelere ver yansın edilirdi. Keskin bir dille yöneltilen eleştiriler, Ertuğrul Özkök ve Aydın Doğan başta olmak üzere herkesi yerden yere vururdu. Bunu bir gün apansızın kaldırdık. Bazı arkadaşlar itirazda bulundu ve dedi ki: 'Gazetenin en çok okunan, heyecanla takip edilen sütununu kaldırıyorsunuz.' Doğru söylüyorlardı aslında. O bölümün çok takipçisi vardı. Ancak bir köşe çok okunuyor diye onun mahzurları gözden ırak tutulmamalıydı.

Önce şunu iyi tespit etmek gerekiyor: Başkalarının yaptıklarını aşırı derecede ciddiye alanlar, kendi işlerini ciddiye almıyor demektir. İkincisi, sürekli bir markayı hedef alanlar, kendilerini küçük görmenin ezikliği içinde ya da eleştirip durdukları markanın büyüklük imajı altında ezilme riski taşıyordur. Üçüncüsü, lakap takarak ve yaftalayarak yapılan eleştiriler, bir gerçeği yansıtma ve yol göstermekten daha çok, intikam alma, karalama, aşağılama amacı güdebilir ki bu yolla yapılan eleştirilerin ne sahibine faydası dokunur ne muhatabına.

Hepsinden önemlisi, insan kendi yaptığı gazetenin kalitesine odaklanmalıdır; başkasının yaptıkları üzerine çarşaf çarşaf yazı yazanların ya söyleyecek yeni lafı kalmamıştır ya da garazından çatlama noktasına gelmiştir. Tabii ki eleştirileriniz olacaktır rakip gazeteler hakkında; ancak, bu tür konularda çıtayı aşağıya çekmeden, bilgi düzeyinizi yerlerde süründürmeden, üslubunuzu acınacak bir duruma düşürmeden yapacaksınız eleştirilerinizi. İletişim disiplinlerinden kopmadan yaptığınız tenkitler aynı zamanda yol gösterici özellikler taşımalı, insaf ve izan terazilerinde tartıya çıkacak kıvamda olmalı. Yoksa her gün sağa sola saldırmış olursunuz ve kamu vicdanında reddedilirsiniz...

Zaman'ın yıllar önce terk ettiği yazı stilini son dönemde kendini bir zamanlar 'merkez medya' ilan eden gazetelerde görmek şaşırtıcı, aynı zamanda düşündürücü bir gelişme. Bazı kişilerin Zaman'a yaptığı atışları sütunlarından çıkarsanız köşeleri bomboş kalacak. Aslında bu psikolojiye aşina sayılırız. Bir zamanlar bizde de haftanın yedi günü böyle yazılar çıkardı. İhtiyaç hasıl olunca yine medya kritikleri çıkıyor; ama seviyeli, aydınlatıcı, yol gösterici. Hatta eleştiri müphem kalmayacaksa gazete ismi bile zikredilmiyor ki yaklaşımlar ve ilkeler tartışılabilsin...

Farkına varılmadan ölçü kaçmış, eleştiri, insanları incitecek bir hale gelmişse telafisi yapılıyor, özür dileniyor. Büyük gazete olmanın yolu buradan geçiyor. Şu an Türkiye'de bir medya mücadelesi varsa o, kendi yolunda yürüyenler ile yolunu kaybettiğinden dolayı başkalarının yolunu kesmek için patika aşındıranlar arasında geçiyor. Yıllarını bu meslekte tüketmiş bazı kişilerin Zaman hakkındaki insafsız yazılarına okurumuz üzülüyor. Gerek yok. Mütevazi ve müstağni girdiğiniz yola aynı ilkelerle devam edecek, kaybetmişlik duygusu içinde yapılan haksız sataşmalara aldırış etmeyeceksiniz. Başka çare yok...


EKREM DUMANLI/ZAMAN