YILIN GİŞE BOMBASI SİNEMALARDA: YENİLMEZLER ŞEHRİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRİYOR!
Fantastikseverler yaşadı! Yenilmezler müthiş bir görsel şov! Murat Tolga Şen Medyaradar okurları için haftanın filmlerini yazdı.
Mega bütçeli süper kahraman filmi Yenilmezler nihayet gösterime giriyor. Uzun bir final sekansında tüm şehrin yakılıp yıkıldığı bu katastrofik yapım fantastikseverleri oldukça mutlu edecek. Haftanın diğer filmleri ise daha mütevazı yapımlar. İki yerlimiz var: Ateşin Düştüğü Yer ve Vücut… Anlattığı hikayenin içerdiği güçlü gerçeklik ve iyi yönetmenliği sebebiyle benim tavsiyem Ateşin Düştüğü Yer olacaktır. Bunun dışında şehrin dönüşümüyle ilgili önemli bir belgesel ve idare edebilecek türden iki animasyon gösterime giriyor. Sinema tutkunları için cüzdan acıtan bir hafta daha… Paranızı doğru film için harcamak istiyorsanız işte size bazı tavsiyeler.
Haftanın Filmi: Yenilmezler / The Avengers / Fantastik, Macera / 137 dk
Cineradar Notu: 7.5
Yönetmen: Joss Whedon
Oyuncular: Robert Downey Jr., Chris Evans, Scarlett Johansson, Mark Ruffalo, Chris Hemsworth, Jeremy Renner, Samuel L. Jackson, Tom Hiddleston
Özet: Beklenmedik bir düşman su yüzüne çıkıp dünyanın güvenliğini tehdit etmeye başlayınca, S.H.I.E.L.D. adlı, uluslararası barışı koruma teşkilâtının yöneticisi olan Nick Fury, dünyayı felâketten kurtarmak için bir takıma ihtiyacı olduğunu anlıyor. Marvel’in ünlü kahramanları, Demir Adam, Hulk, Thor, Kaptan Amerika, Hawkeye ve Black Widow’u biraraya getiriyor.
Yenilmezler büyük laflar eden, stil sahibi ve derin bir film değil. Marvel çizgi romanlarının kitsch yapısını olduğu gibi koruyup şablon bir senaryo üzerinden eğlence yaratma amaçlı bir kurmaca… Çizgi roman devi Marvel, rakibi DC’nin aksine, derin karakter çözümlemelerine girmeden daha idealize kahramanlar üzerinden eğlenceli yıkım öyküleri anlatmayı seven bir yayınevi... Film de bu çizgiye uygun olarak uzun ve kaotik bir final için yaratılmış basit bir senaryoya güveniyor.
Avengers’in çizgi roman versiyonunun ilk maceralarına sadık kalacak şekilde "kötü" olarak Asgard’ın dayak yemekten bıkmayan arıza oğlanı Loki’yi öne çıkaran filmde, Odin’in evlatlığı, içindeki hükmetme ihtirası yüzünden uzaylı tiplerle anlaşıp bir geçit açıyor ve oradan gelecek bir ucube ordusu ile sıradan Amerikalıları terörize ediyor. S.H.I.E.L.D kendi imkanları ile olayı bertaraf edemeyince çareyi Yenilmezler ekibinden yardım istemekte buluyor. İşte hikaye bu kadar... Gerisi esprilerle, kısa aksiyon sekanslarıyla finale kadar giden yoldan ibaret.
Finaldeki etkiyi güçlendirmek için gelişme bölümünde epey sünen film yer yer sıkıcılaşıyor. Hulk’un en yeşil ve kaslı halini görmek için 80 dakika beklediğimiz filmin finalinde büyük ödüle kavuşuyoruz. Michael Bay’i kıskançlıktan delirtecek kadar yıkım, patlama içeren final sekansında, tüm süperler bir araya gelip gerçekten görsel bir şölen olarak nitelendirilebilecek bir kapışma seyrettiriyorlar seyirciye... Teknik açıdan kusursuz olan bu anlar film DVD’ye düştüğünde tekrar tekrar izlenecek türden.
Filmin çok kahramanı var ancak hem eğlendirme hem de idealleştirme yükü robert Downey Jr.’un üstüne yükleniyor. Onun ününe ve karizmasına sahip olmayan diğerlerinin buna bir itirazı olduğunu sanmam tabi Bruce Banner/Hulk olarak Edward Norton ya da Eric Bana kadroya dahil olsaydı işin rengi değişebilirdi.
Elde bu kadar çok "süper" olunca her biriyle ayrıca ilgilenmek imkansız ancak Hawkeye biraz fazla ihmal edilmiş. Acilen ona da müstakil bir film lazım. yavuklusu Black Widow’u da yeniden karşımıza çıkarırlarsa fevkaladenin fevkinde olacaktır.
Her şeyin sonunda, Yenilmezler, çizgi roman uyarlaması meraklısı herkesin görmesi gereken göz kamaştırıcı bir fantezi... Sıkı bir giriş, sıkıcı bir gelişme ve muhteşem bir final bölümlerinden oluşan bu görsel şov sinemada izlenmediğinde üzüleceğiniz türden bir gişe canavarı... Hiç bir şeyiyle olmasa bile Hulk’un yarattığı yıkım ve espri anlayışıyla aklınızda kalacak.
Ateşin Düştüğü Yer / Drama / 105 dk
Cineradar Notu: 8
Yönetmen: İsmail Güneş
Oyuncular: Elifcan Ongurlar, Hakan Karahan, Yesim Ceren Bozoglu
Özet: Osman ve eşi Hatice, 17 yaşındaki kızları Ayşe’yi hastaneye kaldırırlar ve hamile olduğunu öğrenirler. Töre gereği, Ayşe öldürülecektir. Bir gün önce kızlarını yaşatmak için mücadele eden aile şimdi öldürmek için plânlar yapmaya başlar. Osman, kızı Ayşe’yi dayısının yanına götürmek bahanesi ile yola çıkarır. Yolculuk, ölüm seyahatini bambaşka bir boyuta taşıyacaktır.
Gerçek bir olaydan uyarlanan film fakir ama mutlu bir ailenin ocağına düşen ateş misali… İsmail Güneş sonu acıya doğru giden bir yol hikayesini alışık olduğumuzun da ötesinde naif bir bakış açısıyla ele alıyor. Tüm filme sinmiş yoğun bir acıma hali, bir merhamet duygusu bu naifliği yükseltiyor.
Ateşin Düştüğü Yer önemli bir yönetmenden etkileyici bir film. Siyasi tercihleri yüzünden kadim sinema çevrelerinden aforoz edilen İsmail Güneş’in bu filmin aslında Antalya Altın Portakal’da yarışıyorken izleme fırsatı bulacaktık ama sağolsun festival ön jürisi bu filmi yarışmaya layık bulmayınca hevesimiz vizyon gösterimine kaldı. Ateşin Düştüğü Yer’i yeterli bulmayan seçici jürinin önümüze koyduğu diğer filmleri görünce bunun bir hak gaspı olduğunu daha açık anlıyorsunuz. Ateşin Düştüğü Yer, iyi akan hikayesi, nefis planları, abartısız diyalogları ve güçlü oyunculuklarıyla haftanın izlenmesi gereken filmlerinden biri olarak öne çıkıyor. Alışık olduğumuz Yeşilçam dokusunun modern sinema anlayışıyla yeniden yoğrulduğu film, İsmail Güneş sineması için de yeni bir zirve noktası…
Paris’te Çılgın Macera / Un monstre à Paris / Animasyon / 90 dk
Cineradar Notu: 4.5
Yönetmen: Eric Bergeron
Orijinal seslendirme: Vanessa Paradis, Mathieu Chédid, Gad Elmaleh, Danny Huston, Catherine O’Hara
Özet: 1900’lü yılların başında Paris’te geçen hikayede büyük bir bahçede yaşayan canavarın çok güzel ve genç şarkıcı bir kıza duyduğu aşk masalı anlatılıyor. 3D olarak çekilen animasyonun senaristliğini ve yönetmenliğini Bibo Bergeron üstlenirken filmin İngilizce dublaj kadrosunda Adam Goldberg, Jay Harrington, Catherine O’Hara, Danny Huston ve Vanessa Paradis gibi isimler yer alıyor.
Baştan söyleyeyim, Pariste Çılgın Macera kesinlikle çocuklara göre bir animasyon filmi değil. Sevimli olmaya çalışıyor ama macera, karakterler ve tüm film boyunca yapılan yetişkin esprileri asıl hedefin yaşını, başını almış canlandırma sineması meraklısı seyirci olduğunu düşündürüyor.
Pariste Çılgın Macera, kötü bir film değil ancak bilgisayar marifetiyle yapılan animasyon filmlerine artık çok alıştık. 2-3 yılda bir animasyonun gösterime girdiği ve vizyonu salladığı zamanlarda değiliz. Artık bir canlandırma filminin Loraks gibi çok güçlü bir mesaj ya da Tenten’in Maceraları gibi devrimsel teknolojik yenilikler barındırmıyorsa işi zor.
Film bu açıdan sınıfta kalıyor. Nightmare Before Christmas’a özenen, VanessaParadis’in sesinden dinlediğimiz güzel şarkılarla bezeli bu filmin hikayesi yeterince ilginç değil. Phantom of the Opera’nın öyküsünü devşirip mutant bir pire üzerinden canlandırmak yapımcılara ilginç bir fikirmiş gibi gelmiş olabilir ama sonuç, nasıl diyelim, epey sıkıcı!
Tüm filme sinmiş kötü espri anlayışı da bu sıkıcılığı iyice güçlendiriyor. Tüm film boyunca gerçekten güleceğim tek bir espri duymuş değilim. Gereksiz bir özgüvenle donanmış Raoul karakteri şimdiye kadar izlediğim en boş konuşan animasyon tipi olsa gerek...
"Luc Besson sunar" etiketiyle pazarlanan silik Fransız aksiyonlarına alışığız ancak tehlike bu defa animasyon olup geldi. Yine de gizem öykülerine ve canlandırma sinemasına düşkünlüğünüz varsa, her şeye rağmen oyalayıcı bir seyirlik olabilir. Sanayi devriminin başında geçen hikaye bize hoş bir Paris fonu izletiyor ancak çocuğunuzla birlikte gittiğinizde 10 dakika ara sırasında sıkılmış bir çocukla sinemayı terketme ihtimaliniz epey fazla... Bunu bilerek gitmenizde büyük fayda var.
Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir / Belgesel / 88 dk
Cineradar Notu: 9
Yönetmen: İmre Azem
Özet: Film, İstanbul’da yaşanan ve artık denetimden çıkmış kentleşmeyi ve buna çözüm olarak sunulan kentsel dönüşüm projelerinin nasıl da sorunun köküne inmekten uzakta olduğunu anlatıyor. Film bizi yıkılmış gecekondu mahallelerinden gökdelenlerin tepelerine, Marmaray’ın derinliklerinden üçüncü köprünün güzergâhına, gayrimenkul yatırımcılarından kentsel muhalefete, İstanbul’u yeniden keşfedeceğiniz bir yolculuğa çıkartıyor.
Uyandırıcı bir belgesel… Gerçeğin gözü bizi bu defa “şehir” konusunda uyarıyor. Distopik yaklaşım belgeselin gücünü katlıyor ve yaşadığımız, algıladığımız şehrin dışına itiliyoruz. Özellikle İstanbul’da yaşayan herkesin mutlaka görmesi gereken bir yapım… Eğlenceli olduğu için değil gerekli olduğu için seyretmelisiniz!
Vücut / Drama / 104 dk
Cineradar Notu: 3
Yönetmen: Mustafa Nuri
Oyuncular: Hatice Aslan, Hakan Kurtaş, Cengiz Bozkurt, Şeyla Halis
Özet: Leyla, 40’lı yaşlarının sonunda, yaşamını Almanya’da porno film çevirerek geçirmiş bir kadındır. Sektöre girmesine sebep olan sevgilisi Yılmaz’la geri dönmüşlerdir. Yılmaz son kez oynaması için Leyla’yı ikna eder ve Leyla’yla İzzet’in yolları bu filmin setinde kesişir. Leyla, İzzet’in sevgisine inanmıştır, birlikte önlerine açılan kapıdan geçip yeni hayatlarına doğru ilerlerler.
Geçtiğimiz yıl Adana Film festivalinde izlediğim Vücut filmi afişiyle, adıyla, konusuyla cesur bir çaba olduğunu hissettirse de filmi izleyince bunun perdede bir yansıması olmadığını anlıyorsunuz. Hikaye ve oyunculuklarla ilgili tüm malzeme israf edilmiş. Karakter gelişimi konusunda büyük sıkıntılar yaşayan filmin daha bir sürü olmamış tarafı var ancak Hatice Aslan’ın inanmış oyunculuğu sayesinde bir miktar kıymetleniyor. Yerli film sektörünün iyiden iyiye bir deney alanına dönüştüğü bir zamanda, tarifi tutturamamış, önemsiz bir örnek daha…
Sevimli Balık Pupi / Seefood / Animasyon / 93 dk
Cineradar Notu: 4
Yönetmen: Goh Aun Hoe
Özet: Sevimli Bambu Köpek Balığı Pup, Mercan kayalıklarının orada Bamboo Köpek Balığı yumurtalarını bulunca bir hayli heyecanlanır. Fakat yalnız değildir, iki dalgıç yumurtaları toplamaya gelmiştir. Pup yumurtaları kaçak avcılardan koruyamaz. Su altındaki yaşamları zehirli endüstriyel çöp atıklarıyla zehirlenmektedir. Pup tek başına çevresini kurtarma görevine başlar.
Animasyon filmlerinin seyirci garantisi bazılarının hevesini kabartmış olmalı ki ortalık son birkaç aydır önemsiz Uzakdoğu üretimi canlandırma filmleriyle doldu. Sevimli Balık Pupi küçük yaş gurubu için oyalayıcı bir seyirlik olsa da sakın ola Dreamworks, Pixar kalitesinde bir iş beklemeyin. “Sevimli” gözükmek için epey kasan bu filmde öyle pek orijinal karakterlerde yok, hem kahramanlar hem de macera daha önce gördüklerimize benzetilmeye çalışılmış. Çocuğunuz ille de sinemaya gitmek isterse ve çareniz kalmazsa düşünebilirsiniz aksi takdirde Ev sineması medyasına düşmesini beklemek faydalı olacaktır.
Haftanın Filmi: Yenilmezler / The Avengers / Fantastik, Macera / 137 dk
Cineradar Notu: 7.5
Yönetmen: Joss Whedon
Oyuncular: Robert Downey Jr., Chris Evans, Scarlett Johansson, Mark Ruffalo, Chris Hemsworth, Jeremy Renner, Samuel L. Jackson, Tom Hiddleston
Özet: Beklenmedik bir düşman su yüzüne çıkıp dünyanın güvenliğini tehdit etmeye başlayınca, S.H.I.E.L.D. adlı, uluslararası barışı koruma teşkilâtının yöneticisi olan Nick Fury, dünyayı felâketten kurtarmak için bir takıma ihtiyacı olduğunu anlıyor. Marvel’in ünlü kahramanları, Demir Adam, Hulk, Thor, Kaptan Amerika, Hawkeye ve Black Widow’u biraraya getiriyor.
Yenilmezler büyük laflar eden, stil sahibi ve derin bir film değil. Marvel çizgi romanlarının kitsch yapısını olduğu gibi koruyup şablon bir senaryo üzerinden eğlence yaratma amaçlı bir kurmaca… Çizgi roman devi Marvel, rakibi DC’nin aksine, derin karakter çözümlemelerine girmeden daha idealize kahramanlar üzerinden eğlenceli yıkım öyküleri anlatmayı seven bir yayınevi... Film de bu çizgiye uygun olarak uzun ve kaotik bir final için yaratılmış basit bir senaryoya güveniyor.
Avengers’in çizgi roman versiyonunun ilk maceralarına sadık kalacak şekilde "kötü" olarak Asgard’ın dayak yemekten bıkmayan arıza oğlanı Loki’yi öne çıkaran filmde, Odin’in evlatlığı, içindeki hükmetme ihtirası yüzünden uzaylı tiplerle anlaşıp bir geçit açıyor ve oradan gelecek bir ucube ordusu ile sıradan Amerikalıları terörize ediyor. S.H.I.E.L.D kendi imkanları ile olayı bertaraf edemeyince çareyi Yenilmezler ekibinden yardım istemekte buluyor. İşte hikaye bu kadar... Gerisi esprilerle, kısa aksiyon sekanslarıyla finale kadar giden yoldan ibaret.
Finaldeki etkiyi güçlendirmek için gelişme bölümünde epey sünen film yer yer sıkıcılaşıyor. Hulk’un en yeşil ve kaslı halini görmek için 80 dakika beklediğimiz filmin finalinde büyük ödüle kavuşuyoruz. Michael Bay’i kıskançlıktan delirtecek kadar yıkım, patlama içeren final sekansında, tüm süperler bir araya gelip gerçekten görsel bir şölen olarak nitelendirilebilecek bir kapışma seyrettiriyorlar seyirciye... Teknik açıdan kusursuz olan bu anlar film DVD’ye düştüğünde tekrar tekrar izlenecek türden.
Filmin çok kahramanı var ancak hem eğlendirme hem de idealleştirme yükü robert Downey Jr.’un üstüne yükleniyor. Onun ününe ve karizmasına sahip olmayan diğerlerinin buna bir itirazı olduğunu sanmam tabi Bruce Banner/Hulk olarak Edward Norton ya da Eric Bana kadroya dahil olsaydı işin rengi değişebilirdi.
Elde bu kadar çok "süper" olunca her biriyle ayrıca ilgilenmek imkansız ancak Hawkeye biraz fazla ihmal edilmiş. Acilen ona da müstakil bir film lazım. yavuklusu Black Widow’u da yeniden karşımıza çıkarırlarsa fevkaladenin fevkinde olacaktır.
Her şeyin sonunda, Yenilmezler, çizgi roman uyarlaması meraklısı herkesin görmesi gereken göz kamaştırıcı bir fantezi... Sıkı bir giriş, sıkıcı bir gelişme ve muhteşem bir final bölümlerinden oluşan bu görsel şov sinemada izlenmediğinde üzüleceğiniz türden bir gişe canavarı... Hiç bir şeyiyle olmasa bile Hulk’un yarattığı yıkım ve espri anlayışıyla aklınızda kalacak.
Ateşin Düştüğü Yer / Drama / 105 dk
Cineradar Notu: 8
Yönetmen: İsmail Güneş
Oyuncular: Elifcan Ongurlar, Hakan Karahan, Yesim Ceren Bozoglu
Özet: Osman ve eşi Hatice, 17 yaşındaki kızları Ayşe’yi hastaneye kaldırırlar ve hamile olduğunu öğrenirler. Töre gereği, Ayşe öldürülecektir. Bir gün önce kızlarını yaşatmak için mücadele eden aile şimdi öldürmek için plânlar yapmaya başlar. Osman, kızı Ayşe’yi dayısının yanına götürmek bahanesi ile yola çıkarır. Yolculuk, ölüm seyahatini bambaşka bir boyuta taşıyacaktır.
Gerçek bir olaydan uyarlanan film fakir ama mutlu bir ailenin ocağına düşen ateş misali… İsmail Güneş sonu acıya doğru giden bir yol hikayesini alışık olduğumuzun da ötesinde naif bir bakış açısıyla ele alıyor. Tüm filme sinmiş yoğun bir acıma hali, bir merhamet duygusu bu naifliği yükseltiyor.
Ateşin Düştüğü Yer önemli bir yönetmenden etkileyici bir film. Siyasi tercihleri yüzünden kadim sinema çevrelerinden aforoz edilen İsmail Güneş’in bu filmin aslında Antalya Altın Portakal’da yarışıyorken izleme fırsatı bulacaktık ama sağolsun festival ön jürisi bu filmi yarışmaya layık bulmayınca hevesimiz vizyon gösterimine kaldı. Ateşin Düştüğü Yer’i yeterli bulmayan seçici jürinin önümüze koyduğu diğer filmleri görünce bunun bir hak gaspı olduğunu daha açık anlıyorsunuz. Ateşin Düştüğü Yer, iyi akan hikayesi, nefis planları, abartısız diyalogları ve güçlü oyunculuklarıyla haftanın izlenmesi gereken filmlerinden biri olarak öne çıkıyor. Alışık olduğumuz Yeşilçam dokusunun modern sinema anlayışıyla yeniden yoğrulduğu film, İsmail Güneş sineması için de yeni bir zirve noktası…
Paris’te Çılgın Macera / Un monstre à Paris / Animasyon / 90 dk
Cineradar Notu: 4.5
Yönetmen: Eric Bergeron
Orijinal seslendirme: Vanessa Paradis, Mathieu Chédid, Gad Elmaleh, Danny Huston, Catherine O’Hara
Özet: 1900’lü yılların başında Paris’te geçen hikayede büyük bir bahçede yaşayan canavarın çok güzel ve genç şarkıcı bir kıza duyduğu aşk masalı anlatılıyor. 3D olarak çekilen animasyonun senaristliğini ve yönetmenliğini Bibo Bergeron üstlenirken filmin İngilizce dublaj kadrosunda Adam Goldberg, Jay Harrington, Catherine O’Hara, Danny Huston ve Vanessa Paradis gibi isimler yer alıyor.
Baştan söyleyeyim, Pariste Çılgın Macera kesinlikle çocuklara göre bir animasyon filmi değil. Sevimli olmaya çalışıyor ama macera, karakterler ve tüm film boyunca yapılan yetişkin esprileri asıl hedefin yaşını, başını almış canlandırma sineması meraklısı seyirci olduğunu düşündürüyor.
Pariste Çılgın Macera, kötü bir film değil ancak bilgisayar marifetiyle yapılan animasyon filmlerine artık çok alıştık. 2-3 yılda bir animasyonun gösterime girdiği ve vizyonu salladığı zamanlarda değiliz. Artık bir canlandırma filminin Loraks gibi çok güçlü bir mesaj ya da Tenten’in Maceraları gibi devrimsel teknolojik yenilikler barındırmıyorsa işi zor.
Film bu açıdan sınıfta kalıyor. Nightmare Before Christmas’a özenen, VanessaParadis’in sesinden dinlediğimiz güzel şarkılarla bezeli bu filmin hikayesi yeterince ilginç değil. Phantom of the Opera’nın öyküsünü devşirip mutant bir pire üzerinden canlandırmak yapımcılara ilginç bir fikirmiş gibi gelmiş olabilir ama sonuç, nasıl diyelim, epey sıkıcı!
Tüm filme sinmiş kötü espri anlayışı da bu sıkıcılığı iyice güçlendiriyor. Tüm film boyunca gerçekten güleceğim tek bir espri duymuş değilim. Gereksiz bir özgüvenle donanmış Raoul karakteri şimdiye kadar izlediğim en boş konuşan animasyon tipi olsa gerek...
"Luc Besson sunar" etiketiyle pazarlanan silik Fransız aksiyonlarına alışığız ancak tehlike bu defa animasyon olup geldi. Yine de gizem öykülerine ve canlandırma sinemasına düşkünlüğünüz varsa, her şeye rağmen oyalayıcı bir seyirlik olabilir. Sanayi devriminin başında geçen hikaye bize hoş bir Paris fonu izletiyor ancak çocuğunuzla birlikte gittiğinizde 10 dakika ara sırasında sıkılmış bir çocukla sinemayı terketme ihtimaliniz epey fazla... Bunu bilerek gitmenizde büyük fayda var.
Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir / Belgesel / 88 dk
Cineradar Notu: 9
Yönetmen: İmre Azem
Özet: Film, İstanbul’da yaşanan ve artık denetimden çıkmış kentleşmeyi ve buna çözüm olarak sunulan kentsel dönüşüm projelerinin nasıl da sorunun köküne inmekten uzakta olduğunu anlatıyor. Film bizi yıkılmış gecekondu mahallelerinden gökdelenlerin tepelerine, Marmaray’ın derinliklerinden üçüncü köprünün güzergâhına, gayrimenkul yatırımcılarından kentsel muhalefete, İstanbul’u yeniden keşfedeceğiniz bir yolculuğa çıkartıyor.
Uyandırıcı bir belgesel… Gerçeğin gözü bizi bu defa “şehir” konusunda uyarıyor. Distopik yaklaşım belgeselin gücünü katlıyor ve yaşadığımız, algıladığımız şehrin dışına itiliyoruz. Özellikle İstanbul’da yaşayan herkesin mutlaka görmesi gereken bir yapım… Eğlenceli olduğu için değil gerekli olduğu için seyretmelisiniz!
Vücut / Drama / 104 dk
Cineradar Notu: 3
Yönetmen: Mustafa Nuri
Oyuncular: Hatice Aslan, Hakan Kurtaş, Cengiz Bozkurt, Şeyla Halis
Özet: Leyla, 40’lı yaşlarının sonunda, yaşamını Almanya’da porno film çevirerek geçirmiş bir kadındır. Sektöre girmesine sebep olan sevgilisi Yılmaz’la geri dönmüşlerdir. Yılmaz son kez oynaması için Leyla’yı ikna eder ve Leyla’yla İzzet’in yolları bu filmin setinde kesişir. Leyla, İzzet’in sevgisine inanmıştır, birlikte önlerine açılan kapıdan geçip yeni hayatlarına doğru ilerlerler.
Geçtiğimiz yıl Adana Film festivalinde izlediğim Vücut filmi afişiyle, adıyla, konusuyla cesur bir çaba olduğunu hissettirse de filmi izleyince bunun perdede bir yansıması olmadığını anlıyorsunuz. Hikaye ve oyunculuklarla ilgili tüm malzeme israf edilmiş. Karakter gelişimi konusunda büyük sıkıntılar yaşayan filmin daha bir sürü olmamış tarafı var ancak Hatice Aslan’ın inanmış oyunculuğu sayesinde bir miktar kıymetleniyor. Yerli film sektörünün iyiden iyiye bir deney alanına dönüştüğü bir zamanda, tarifi tutturamamış, önemsiz bir örnek daha…
Sevimli Balık Pupi / Seefood / Animasyon / 93 dk
Cineradar Notu: 4
Yönetmen: Goh Aun Hoe
Özet: Sevimli Bambu Köpek Balığı Pup, Mercan kayalıklarının orada Bamboo Köpek Balığı yumurtalarını bulunca bir hayli heyecanlanır. Fakat yalnız değildir, iki dalgıç yumurtaları toplamaya gelmiştir. Pup yumurtaları kaçak avcılardan koruyamaz. Su altındaki yaşamları zehirli endüstriyel çöp atıklarıyla zehirlenmektedir. Pup tek başına çevresini kurtarma görevine başlar.
Animasyon filmlerinin seyirci garantisi bazılarının hevesini kabartmış olmalı ki ortalık son birkaç aydır önemsiz Uzakdoğu üretimi canlandırma filmleriyle doldu. Sevimli Balık Pupi küçük yaş gurubu için oyalayıcı bir seyirlik olsa da sakın ola Dreamworks, Pixar kalitesinde bir iş beklemeyin. “Sevimli” gözükmek için epey kasan bu filmde öyle pek orijinal karakterlerde yok, hem kahramanlar hem de macera daha önce gördüklerimize benzetilmeye çalışılmış. Çocuğunuz ille de sinemaya gitmek isterse ve çareniz kalmazsa düşünebilirsiniz aksi takdirde Ev sineması medyasına düşmesini beklemek faydalı olacaktır.