YİĞİT BULUT'TAN BAŞBAKAN'A DESTEK GELDİ; ''MEDYA PATRONLARININ ŞIMARIK ÇOCUKLARI''
Star yazarı Yiğit Bulut Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Emine Erdoğan'ın Arakan'ı ziyaret etmesini eleştirenlere sert bir dille yanıt verdi
Medya patronlarının şımarık çocukları!
Ne güzeldir elinde kadeh; Irak, Suriye, Arakan ve daha birçok bölge hakkında ahkam kesmek....Oturduğun yerden sallarsın; Dışişleri Bakanı ve diğerlerinin orada ne işi var diye! Olaya hasta kafanla bakarsın ve “bakanlar ve diğerleri Müslümanlar için oradalar AMA laik devletin, din kardeşlerinin peşinde işi olmaz” gibi çıkarımlar yaparsın! Oysa anlayamazsın ki; ORADA KATLEDİLENLER İNSANDIR ! Ve Büyük Devlet iddiasında olan Türkiye Cumhuriyeti’nin “insanoğlunun dramına seyirci kalmak gibi” bir zaafiyeti olamaz...Somali’de de, Irak’ta da, Filistin’de de, Arakan’da da öldürülenler insan kardeşlerimizdir...
Sevgili dostlar, medya patronlarının “şımarık çocukları” bunları anlayamazlar! Buradaki özveri, alınan risk, katlanılan sıkıntı “patron yatında pasta kesmeye benzemez! Şımarık çocuklar, atarlar, tutarlar; Başbakan Erdoğan’ın “Sistani ile ne işi var”, “Türkiye bitti sıra Libya-Suriye’ye mi geldi” gibi saçmalayıp dururlar ! Oysa kolay mıdır oraya gitmek, Libya iç savaşın tam ortasındayken şehir meydanında konuşmak, Kerbela’da sokakta yürümek, Lübnan Başbakanı “ben gidemem” dediği anda “orada bırakıp, kendi imkanlarıyla 130 km Hizbullah bölgesinden geçerek Türk askeri ile karavana yemek”!
Sevgili dostlarım, onlara göre kolaydır ! Ne demiş şair; bu vatan senin gibi tehlikeyi rüyada değil, namluyu gözüne dikenlere bakarak iletleyenleridir...Türk Devletini temsil edenlerin özellikle Başbakan ve çevresinin bu seyahatlerde “kefenlerini giyip” dolaştıklarını asla anlayamazlar! İnanmak ve bu yolda “hiç olmayı göze almak” nedir bilemezler, “inanç” gibi bir kelime sözlüklerinde olmadığı için İDRAK edemezler !
Sonuç : Bu ülke için birileri “canını dişine takıp risk alırken, birileri boğaz kıyısından sallayıp buna da “köşe yazarlığı” diyorsa ve medya patronları da bu “çocukları şımartmaya” devam edecekse; BU PATRONLAR “görevlerini” yapamıyorlar, “bu halkın onlara verdiği emanetleri TAŞIYAMIYORLAR” demektir ! Medya patronluğu “kamu görevidir” ve birilerine “artık yeter” deme zamanı geldiğinde “patronluk yapamayanların” ülkeye zarar vermemek adına acilen bırakmaları gerekir ! Daha açık yazayım; ya patron ol-gereğini yap ya da git başka iş bak “ticaret yap” ! Bu yazdığım bütün “ben medya patronuyum” diyenlere !
Yiğit BULUT / STAR GAZETESİ
Ne güzeldir elinde kadeh; Irak, Suriye, Arakan ve daha birçok bölge hakkında ahkam kesmek....Oturduğun yerden sallarsın; Dışişleri Bakanı ve diğerlerinin orada ne işi var diye! Olaya hasta kafanla bakarsın ve “bakanlar ve diğerleri Müslümanlar için oradalar AMA laik devletin, din kardeşlerinin peşinde işi olmaz” gibi çıkarımlar yaparsın! Oysa anlayamazsın ki; ORADA KATLEDİLENLER İNSANDIR ! Ve Büyük Devlet iddiasında olan Türkiye Cumhuriyeti’nin “insanoğlunun dramına seyirci kalmak gibi” bir zaafiyeti olamaz...Somali’de de, Irak’ta da, Filistin’de de, Arakan’da da öldürülenler insan kardeşlerimizdir...
Sevgili dostlar, medya patronlarının “şımarık çocukları” bunları anlayamazlar! Buradaki özveri, alınan risk, katlanılan sıkıntı “patron yatında pasta kesmeye benzemez! Şımarık çocuklar, atarlar, tutarlar; Başbakan Erdoğan’ın “Sistani ile ne işi var”, “Türkiye bitti sıra Libya-Suriye’ye mi geldi” gibi saçmalayıp dururlar ! Oysa kolay mıdır oraya gitmek, Libya iç savaşın tam ortasındayken şehir meydanında konuşmak, Kerbela’da sokakta yürümek, Lübnan Başbakanı “ben gidemem” dediği anda “orada bırakıp, kendi imkanlarıyla 130 km Hizbullah bölgesinden geçerek Türk askeri ile karavana yemek”!
Sevgili dostlarım, onlara göre kolaydır ! Ne demiş şair; bu vatan senin gibi tehlikeyi rüyada değil, namluyu gözüne dikenlere bakarak iletleyenleridir...Türk Devletini temsil edenlerin özellikle Başbakan ve çevresinin bu seyahatlerde “kefenlerini giyip” dolaştıklarını asla anlayamazlar! İnanmak ve bu yolda “hiç olmayı göze almak” nedir bilemezler, “inanç” gibi bir kelime sözlüklerinde olmadığı için İDRAK edemezler !
Sonuç : Bu ülke için birileri “canını dişine takıp risk alırken, birileri boğaz kıyısından sallayıp buna da “köşe yazarlığı” diyorsa ve medya patronları da bu “çocukları şımartmaya” devam edecekse; BU PATRONLAR “görevlerini” yapamıyorlar, “bu halkın onlara verdiği emanetleri TAŞIYAMIYORLAR” demektir ! Medya patronluğu “kamu görevidir” ve birilerine “artık yeter” deme zamanı geldiğinde “patronluk yapamayanların” ülkeye zarar vermemek adına acilen bırakmaları gerekir ! Daha açık yazayım; ya patron ol-gereğini yap ya da git başka iş bak “ticaret yap” ! Bu yazdığım bütün “ben medya patronuyum” diyenlere !
Yiğit BULUT / STAR GAZETESİ