YİĞİT BULUT ''İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR'' DEDİ, AHMET HAKAN'DAN TEK CÜMLELİK SERT CEVAP GELDİ!
Başbakan'ı konuk ettiği programdaki tutumu eleştirilen Bulut'un "it'li,köpekli" sözlerini değerlendiren Ahmet Hakan bir de itirafta bulundu.
Otobiyografik bir makale
YİĞİT Bulut, Başbakan’ı konuk ettiği televizyon programındaki tutumunu eleştirenler için yazdığı yazıda şu türden cümleler kullanmış:
“İt ürür kervan yürür... Sahipleri tarafından iyi bakılamayan köpekler... Cinsiyle oynanmış ve alıştığı mahallesinden koparılıp başka mahallelerde yaşamaya zorlanmış köpekler... Mamasından kısılmış köpekler... Kızışmış köpekler... Baytar kontrolüne götürülmesi gereken köpekler...”
Bunları okuyunca şunu dedim:
“Belli ki yazarımız, bu makalesinde otobiyografik unsurları temel almış...”
Bir televizyoncunun itirafları
TELEVİZYON programımda Başbakan’ı konuk etmeyi istemem mi? Tabii ki isterim, hem de çok isterim. Neden mi?
Çünkü programıma Başbakan’ı çıkarabildiğim zaman baştan kazanmış olurum. Dikkat çekerim, tartışma yaratmış olurum, reyting alırım falan...
Yani iyidir, hoştur, kıskançlık yaratır, sükse yapar Başbakan’ı programa konuk etmek.
Ama dikkat!
Durumu abartmamak gerekir.
Yani “Başbakan benim programımı seçerek bana çok büyük bir lütufta bulundu... Ben de bu lütfu karşılıksız bırakmayayım” dememek gerekir.
Tabii insanız, eteklerimiz zil çalabilir.
Ama hiç olmazsa eteklerimizin çaldığı zili saklama maharetini gösterebilmeliyiz.
Peki ya bunları başaramazsak ne olur?
Ne olacak?
“Başbakan’ı programa çıkarmadan önceki” pozisyonumuzun hayaliyle avunur dururuz.
Ahmet Hakan/Hürriyet
YİĞİT Bulut, Başbakan’ı konuk ettiği televizyon programındaki tutumunu eleştirenler için yazdığı yazıda şu türden cümleler kullanmış:
“İt ürür kervan yürür... Sahipleri tarafından iyi bakılamayan köpekler... Cinsiyle oynanmış ve alıştığı mahallesinden koparılıp başka mahallelerde yaşamaya zorlanmış köpekler... Mamasından kısılmış köpekler... Kızışmış köpekler... Baytar kontrolüne götürülmesi gereken köpekler...”
Bunları okuyunca şunu dedim:
“Belli ki yazarımız, bu makalesinde otobiyografik unsurları temel almış...”
Bir televizyoncunun itirafları
TELEVİZYON programımda Başbakan’ı konuk etmeyi istemem mi? Tabii ki isterim, hem de çok isterim. Neden mi?
Çünkü programıma Başbakan’ı çıkarabildiğim zaman baştan kazanmış olurum. Dikkat çekerim, tartışma yaratmış olurum, reyting alırım falan...
Yani iyidir, hoştur, kıskançlık yaratır, sükse yapar Başbakan’ı programa konuk etmek.
Ama dikkat!
Durumu abartmamak gerekir.
Yani “Başbakan benim programımı seçerek bana çok büyük bir lütufta bulundu... Ben de bu lütfu karşılıksız bırakmayayım” dememek gerekir.
Tabii insanız, eteklerimiz zil çalabilir.
Ama hiç olmazsa eteklerimizin çaldığı zili saklama maharetini gösterebilmeliyiz.
Peki ya bunları başaramazsak ne olur?
Ne olacak?
“Başbakan’ı programa çıkarmadan önceki” pozisyonumuzun hayaliyle avunur dururuz.
Ahmet Hakan/Hürriyet