Yiğit Bulut canlı yayında uyardı: O iki TV kanalına güvenmeyin!

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Derin Analiz programında, bazı medya organlarının yatırımcıyı bilinçli olarak yanılttığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber TV'de Hasan Kurtulmuş'un sunduğu Derin Analiz programında, Beştepe'deki toplantıyı, TANAP projesinin Türkiye için önemini, bazı medya kuruluşlarının ekonomik ve sosyal tutumunu değerlendirdi.

Türkiye'de iki tane ekonomi yayını yapan TV kanalı bulunduğunu ve bu kanallara uyup yatırıp yapılamayacağını, bazı yayın organların insanları, özellikle yatırımcıyı bilerek yanlış yönlendirdiğini söyleyen Yiğit Bulut, "bir medya kuruluşunun haberleri, gazeteleri, televizyonlarının tamamı yanlı, manipülasyon üzerine kurulmuş ve tamamı yanlış" ifadelerini kulllandı.

Türkiye ekonomisinin artık, Batı'nın dayattığı kurallarla, sebep-sonuç ilişkileriyle yorumlanamayacağını vurgulayan Bulut, Türkiye'de üretim odaklı yeni bir paradigma tanımlandığını, hatta dünyada yeni bir ekonomik düzen ve sistem kurulduğunu belirtti.

Yiğit Bulut şöyle konuştu:

O TV KANALLARINA BAKARAK KESİNLİKLE YATIRIM KARARI VERMEYİN

Medyanın bir bölümünde yapılan yorumların tamamı yanlış. Uydurulmuş, içeride pişirilmiş ve seyirciyle paylaşılan yorumlar. Hiçbir fikirleri olması mümkün olmayan konuda televizyonunun başındaki çocuk oturduğu yerden anlatıyor. 45 dakika yorum yapıyor. Ben o toplantıda bulunan 4 kişiden biri olarak, onun anlattıklarını bilmiyorum, o dışarıda bunları biliyor. 45 dakika çıkıyor anlatıyor.

Özellikle bazı medya kuruluşlarının ve ekonomi kanallarının yorumları, yayınları, haberleri ile kesinlikle yatırım kararı vermeyin. Türkiye'de iki tane ekonomi kararı var. İkisi de zaten Türkiye kökenli değil, yabancı patentli. Bu ekonomi kanallarında anlatılanların tamamı yanlı ve birçoğu da yanlış.

Bir medya grubunun haberleri, gazeteleri, televizyonlarının tamamı yanlı, manipülasyon üzerine kurulmuş ve tamamı yanlış.

BEŞTEPE'DEN EN KÜÇÜK BİR BİLGİ BİLE ALMA ŞANSINA SAHİP DEĞİLLER

Güler misiniz ağlar mısınız? Toplantıda bulunan biri olarak ertesi gün yapılan yorumları izliyorum, orada olmayan biri nasıl anlatıyor inanamazsınız. Bu arkadaşların anlattıklarının hiçbir haber değeri yok. Hiçbir yorum değeri yok. Çünkü Beştepe'den en küçük bir bilgi alma şansına sahip değiller.

Dolardaki spekülasyonda bir medya grubunun zaten birkaç haftadır tehditvari, şantajvari yorumlarının da hepsi boş. Sayın Cumhurbaşkanı'nın seçildikten sonra şöyle bir sözü vardı: Ben bulunduğum yerlere manşetlerle gelmedim. Manşetlerle de gitmem. Bu çok önemli.

MEDYA PATRONUNUN ÖNÜNDE CEKET İLİKLEYEN, "EFENDİM" DİYEN BAŞBAKANLAR GÖRDÜM

Türkiye'de medya bir zamanlar kraldı. Bir zamanlar ülkeyi yönetiyordu. Medya bir zamanlar Türkiye'de devleti, hükümeti manipüle ediyordu. Bu ülkede medya patronlarının önünde ceket ilikleyen başbakanlar gördüm ben. Ben bu ülkede medya patronunun önünde "efendim" diye hitap eden başbakan gördüm. Kendi gözümle gördüm. Ben bu ülkede, medya patronuna "emriniz var mı efendim" diyen Genelkurmay İkinci Başkanı gördüm. O dönemler bitti.

O YORUMLARIN HEPSİ FİTNE FESAT ÇIKARMAYA YÖNELİK YORUMLAR

Beştepe'deki toplantıyla ilgili medyadaki yorumların hepsi fitne fesat çıkarmaya yönelik yorumlar. Cumhurbaşkanımız'ın söylediği tek bir cümle var. Esas alınması gereken cümle o. Geri kalan cümlelerin hepsi boş. Ne dedi, "oturduk konuştuk, konuyu belli bir şekilde tatlıya bağladık" dedi.

Bakın, Türk ekonomisiyle ilgili lineer verilerle yorum yapanlar, daha açık söyleyeyim, klasik 250-300 yıllık Batı söylemiyle, kendisine dayatılan ve öğretilen Batı söylemiyle gelip Türkiye'de yorumlar yapanların yaptığı yorumların hiçbiri gerçekçi değil. Çünkü Türkiye yeni bir paradigma yazıyor, yeni bir yol açıyor.

SAYIN PUTİN'İN ŞU CÜMLESİNİ SAKIN UNUTMAYIN: GAZ İSTİYORSANIZ, GİDİN TÜRKİYE'DEN ALIN

Örneğin TANAP. Niye çok önemli TANAP? Hazar bölgesinin enerji, yani petrol ve gaz yeraltı kaynakları Türkiye'ye entegre oluyor, Türkiye üzerinden dağılıyor. Sayın Putin'in cümlesini unutmayın: (Avrupa'ya sesleniyor) "Gaz istiyorsanız, gidin Türkiye'den alın". Bu cümlenin üzerinden çok kısa bir süre geçiyor, TANAP'ın temeli atılıyor. Büyük çözüm süreciyle birlikte Kuzey Irak petrol ve gaz bölgeleri Türkiye'ye entegre oluyor ve yeni bir düzen, yeni bir denklem, yeni bir denge ortaya çıkıyor. Bunun altını bir kere çok net çizmek lazım. Ve bu yeni düzenin merkezi, parlayan yıldızı da Türkiye.

ÖĞRETİLMİŞ VE DAYATILMIŞ VERİLERLE ANALİZ YAPIYORLAR

Bize 2001 yılındaki gibi, aynı sebep sonuç ilişkileriyle gelemezler. İşte "Türkiye'nin çıpası IMF'dir, Türkiye'nin çıpası Avrupa Birliği üyelik sürecidir, x'tir, y'dir.." Bunları geçin artık. Lineer analizler kısır sonuçlar doğurur. Çünkü öğretilmiş ve dayatılmış veriyle bu analizi yapıyorsun. Türkiye yeni ve yaşanmamış bir yol açıyor kendine. Ve bu yeni ve yaşanmamış yolda Türk ekonomisini anlayabiliyoruz. Türkiye'ye niye para geliyor? Niye yatırım yapılıyor? Sen bunu bugün anlayamazsın.

Sebep-sonuç üzerinden yeni dengeyi anlamaya çalışırsanız Türkiye'yi doğru analiz edemezsiniz. Bugün bakıyorum, "Türkiye'de borsanın seviyesi şu, IMF şunu derse şöyle olur, Dünya Bankası, S&P, FED.. " gibi yorumlar yapıyorlar. Yeni dünya düzeninde Türkiye'ye yatırım yapacak insanların, yeni dengede, yeni denklemde Türkiye'de var olmak isteyenlerin ne 0,25'lik faiz artışı umrunda olur, ne cümle umrunda olur, ne başka bir şey.

2023'TE TÜRKİYE'DEKİ ŞİRKETLERİN NERELERE GELEBİLECEĞİNİ ANALİZ EDEBİLİYOR MUSUNUZ?

Bunu doğru analiz edebilmişse, buradaki büyük getiriyi görebilecektir. Gelecek yüzyılı analiz edebiliyorsanız Türkiye'nin geleceğini analiz edebilirsiniz. İşte "BİST 80 bin mi olur? 90 bin mi?" diyorlar. Sen BİST'in 2023 hedefini analiz edebiliyor musun? Türkiye'deki şirketlerin 2023'te nereye gelebileceğini analiz edebiliyor musun? Hayal gücün oraya yetişebiliyor mu? Sana "iktisat" diye öğretilen 250-300 yıllık teorilerle geleceği hiç anlayamazsın. Yeni ve yaşanmamış bir dünya ortaya çıkıyor.

"TANAP BİR BORU" DERSENİZ, RESMİ GÖREMEZSİNİZ

Bakın, "TANAP bir boru" derseniz resmi göremezsiniz. Ama, "Hazar bölgesinin, Hazar enerji havzasının Türkiye'yle entegrasyonu" derseniz resmin bir kısmını görürsünüz. "Kuzey Irak enerji bölgesinin Türkiye'yle entegrasyonu" derseniz, resmin bir bölümünü görürsünüz. Ama Türkiye'de nasıl bir enerji habı ortaya çıktığını, ve bu enerji habının nükleer santrallerle nasıl desteklendiğini, Türkiye'nin 10 yıllık projeksiyonunda ekonomideki büyümede, büyüyebilecek potansiyel içinde nasıl adımlar atılabileceğini size öğretilen lineer analizlerle anlayamazsınız.

2003'TE BUGÜNÜN TÜRKİYE'SİNİ ANLATSAYDIK BİZİ DELİ DİYE İÇERİ ATARLARDI

2003 yılında bugünün Türkiye'sini anlatsaydık, bizi deli diye içeri atarlardı. Deseydik ki "2015 yılında Türkiye'de gayri safi milli hasıla şuraya gelecek, bu kadar üniversite olacak, bu kadar havalimanı olacak, bu kadar demiryolu olacak, bu kadar otoyol olacak, cari açık şöyle olacak vs.." deseydik, derlerdi ki "bu adamlar hayal görüyor".

Şimdi, bugünden 2023'ü tahayyül etmek önemli, analiz etmek önemli. Ekonomide daralma sinyalleri varmış, işsizlik artmış, dolar kuru şuraya gelmiş... Arkadaş bunların hepsi, sana öğretilen sistemin analitik verileri. Ya öğretilenin dışında yeni bir dünya ortaya çıkıyorsa? Ya alışılmışların dışında yeni bir denge, yeni bir düzen, yeni bir denklem kuruluyorsa? Bunu analiz edebiliyor musun?

11 EYLÜL'DE PİYASALARI ANALİZ EDEBİLDİNİZ Mİ?

11 Eylül 2001 saldırısı sonrası piyasaları analiz edebildin mi? Dikkat edin, 2001'de 11 Eylül saldırısı sonrası petrol fiyatları yüzde 157 dolara hemen gitmedi. Petrol fiyatlarındaki seyre bakın, altın fiyatlarındaki seyre bakın. O aradaki idrak süresi, insanların "yeni tehdit(!)" algılaması diye sunulan algılamayı idrak edememesinden kaynaklandı.

2002'DE IMKB 10 BİNDEYDİ, BUGÜN BİST 100 BİNE GELDİ

Yeni Türkiye ekonomisini anlamak istiyorsan olaya daha derin bakmalısın. 2002-2003 döneminde IMKB endeksi 10 bindi. Recep Tayyip Erdoğan iktidara geldi. Televizyonlara doluştular hemen. Yorumlar yapıldı. O 10 binlik endeks 12 yılda neredeyse 100 bine geldi. TL bazında on katına, dolar bazında 6-7 katına çıktı. 1 dolarlık hisse 6 doların üstüne çıktı. 1 TL'lik hisse 9 TL'nin üstüne çıktı. O zamanlar bu analizi yapamıyordunuz, çünkü yeni bir yol açıldığını farkedememiştiniz.

KÜRESEL ÖLÇEKTE TAŞLAR YERİNDEN OYNUYOR

Önümüzdeki 10 yılı analiz ederken de bunu söylemeye çalışıyorum. Bu sefer sadece Türkiye'ye özgü değil. Küresel ölçekte taşların yerinden oynadığı bir düzenden bahsediyoruz. Bakın Çin bir adım attı, FED (Amerika Merkez Bankası) düşünmeye başladı. Çin Rusya'yla ilgili önemli sinyaller verdi. Rusya dünyayla ilgili önemli sinyaller verdi. Türkiye'nin bulunduğu bölgede enerji denklemi yeniden yazılmaya başlandı.

NEYİN PANİĞİNİ YAŞIYORSUNUZ?

Türkiye'de medyanın bir bölümünde özellikle 1 aydır bir panik var. Ve sürekli birileri çıkıyor, "şu değişmez, bu değişmez, sisteme asla dokunulmaz, herşey devam edecek..." diyorlar.

Neyin paniğini yaşıyorsunuz? Diyor ki, "biz burada sistemi kurmuşuz. 80 yıldır 5 bin gerçek ve tüzel kişiye hizmet eden, üretim odaklı olmayan, sadece sıcak para oyunlarıyla dönen bir ekonomik bir sistem var. Bu sistem, bu paradigma değişirse başta bizim patronlar olmak üzere herkesin rantı bozulacak" diyorlar. Ve inanılmaz bir panik var.

Önce Sayın Cumhurbaşkanı'nın yeni paradigma tanımlamasından rahatsız oldular. Ekonomiyle ilgili konuşmasında. Getirip dışarıdaki EUR/USD dalgalanmasını içeride Sayın Cumhurbaşkanının üzerine yıkmaya çalıştılar. Baktılar bu oyun tutmadı, bu sefer yeni bir panik halinde tekrar ortalığa dökülmeye başladılar.

BU PANİK NAFİLE

Bunların hepsi nafile panikler. Türkiye yeni bir paradigma tanımlama yoluna girdi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın söylediği aslında faizin "f"si değil. Yeni paradigmayı anlatıyor. Faizle ilgili konuşmuyor. Yeni paradigmayı anlatıyor. Haftalardır aynı cümleyi söylüyorum. Bu yeni paradigma Türkiye'nin ürettiği bir paradigma. Türk ekonomisinin ürettiği bir paradigma.

YENİ PARADİGMA AMERİKA'NIN VE AVRUPA'NIN İLGİSİNİ ÇEKTİ, DAVETLER GELİYOR

Bakıyorum, ABD'deki gazetelerde bazı yorumlar çıkıyor. "Yiğit Bulut yeni paradigma diyor, acaba bu yeni paradigma ne anlama geliyor" diye. Çok yakında Washington'a gideceğim ve yeni paradigma ne anlama geliyor anlatacağım. Londra'dan, Paris'ten de davetler var çok sayıda. Oralara da gideceğim. Ve giderken, yanımda Türkiye'den üreten insanları götüreceğim. Alın teriyle kazanan, üreten, tesis kuran, faaliyet dışı kârı faaliyet kârından fazla olanları değil, üreten insanları götüreceğim.

UÇAKLARIN YAZILIM KARTINI DAHİ İSRAİL'DEN ALIYORDUK

Türk Savunma Sanayii'nde biz yazılım kartını dahi İsrail'den alıyorduk. Uçakların yazılım kartını dahi. Bugün savunma sanayiinde yüzde 60 yerli üretime ulaştık. 2023'te yüzde 100'ü yerli olan olan bir savunma sanayii olacak.

ŞİMDİ SAVUNMA SANAYİİMİZ ÇOK GÜÇLÜ

Ve Türk Savunma Sanayii şirketleri çok güçlü. Dünyanın her yerinde ihale alan, dünyanın her yerinden devletlerle birlikte çalışan bir savunma sanayii kompleksimiz var aslında. ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, MAKİNA-KİMYA... Ve bunların altında daha birçok elektronik ve yazılım üreten şirketler var. Bunların haricinde. Çok iyi özel sektör şirketlerimiz de var.