Yeterince yalnız kaldım!
İsmindeki masum albeniye inanmayın. Oldukça sıra dışı bir kitap.
Yeterince Yalnız Kaldım'ı 2013 yılının soğuk bir Aralık gününde okuyucusu ile buluşturdu Gordios Kitap. Raftaki sıcaklığını korurken önce sizi bulunduğunuz yerden alıp sıcak denizlere götüren kapak tasarımı sonra da ismi ile fethetti yüreğinizi. Arka kapak yazısını okuduğunuzda bu benim kitabım dediniz.
Yazar Bedri Kenan KARAAL, kadın erkek ilişkilerine farklı açılardan yaklaşarak, aşka, tesadüflere, beklentilere, yalnızlıklara, ayrılıklara, aldatmalara değindiği bu kitabında hayatının belki de en cüretkar görevine soyunmuş. 2012 İstanbul’unun genellikle Nişantaşı sokaklarında ve gecelerinde, bildik tanıdık mekanlarda geçen, zaman içerisinde gezinen, ilgi çekici bir şekilde kurguladığı kitap kalabalık içerisinde yaptığı ilginç tespitlerle okuyanı farklı kimliklere büründürüyor.
Kahramanın siyah beyaz dünyasından yola çıkarak aradığı aşkları, renkli dünyalarının aksine siyah beyaz bir dünyada sıkışıp kalmış, yüzlerinde yapmacık gülümsemelerle O’nu arayan kadınlar. Tesadüflerle dolu karşılaşmalar, birliktelikler, tarihte yapılan zevk dolu yolculuklar. Bedenlerin, ruhların sınırlarını zorlayan esaret ve mutluluğu bir arada oynamakta olan kadınların perdesiz sahnelediği oyunlar. Bir yanda da soğuk yataklarında gecelerini yalnızlıkları, korkuları ve umutları ile paylaşarak yalnız sabahlamakta olan kadınlar.
Aşkları uğruna yalnız kalmayı göze alan, aşkları uğruna her şeyi yapabilme cesaretini gösteren kadınlar, sahiplenme, kaybetme korkusu, kıskançlıklar, tuhaf ilişkiler ve katili belli olmayan cinayetler okuru karakterlerin arasına koyarak kitabın sonuna kadar merakla olan biteni takip etmesini sağlıyor. Müziğin yaşantıya doğrudan etkisine inanan kahramanın yerinde kullandığı müzik tercihlerine de hayran kalınıyor. Kim olduğunuza karar veremeyeceksiniz. Belki biri, belki hepsi, belki de hiçbirisisiniz. Karar sizin.
Yazar Bedri Kenan KARAAL, kadın erkek ilişkilerine farklı açılardan yaklaşarak, aşka, tesadüflere, beklentilere, yalnızlıklara, ayrılıklara, aldatmalara değindiği bu kitabında hayatının belki de en cüretkar görevine soyunmuş. 2012 İstanbul’unun genellikle Nişantaşı sokaklarında ve gecelerinde, bildik tanıdık mekanlarda geçen, zaman içerisinde gezinen, ilgi çekici bir şekilde kurguladığı kitap kalabalık içerisinde yaptığı ilginç tespitlerle okuyanı farklı kimliklere büründürüyor.
Kahramanın siyah beyaz dünyasından yola çıkarak aradığı aşkları, renkli dünyalarının aksine siyah beyaz bir dünyada sıkışıp kalmış, yüzlerinde yapmacık gülümsemelerle O’nu arayan kadınlar. Tesadüflerle dolu karşılaşmalar, birliktelikler, tarihte yapılan zevk dolu yolculuklar. Bedenlerin, ruhların sınırlarını zorlayan esaret ve mutluluğu bir arada oynamakta olan kadınların perdesiz sahnelediği oyunlar. Bir yanda da soğuk yataklarında gecelerini yalnızlıkları, korkuları ve umutları ile paylaşarak yalnız sabahlamakta olan kadınlar.
Aşkları uğruna yalnız kalmayı göze alan, aşkları uğruna her şeyi yapabilme cesaretini gösteren kadınlar, sahiplenme, kaybetme korkusu, kıskançlıklar, tuhaf ilişkiler ve katili belli olmayan cinayetler okuru karakterlerin arasına koyarak kitabın sonuna kadar merakla olan biteni takip etmesini sağlıyor. Müziğin yaşantıya doğrudan etkisine inanan kahramanın yerinde kullandığı müzik tercihlerine de hayran kalınıyor. Kim olduğunuza karar veremeyeceksiniz. Belki biri, belki hepsi, belki de hiçbirisisiniz. Karar sizin.