Yeşilçam'ın 'Küçük ringosu'ydu! 'İyi başladık ama finali kötü bitirdik'

Yaklaşık 50 filmde figüranlık yapan 56 yaşındaki Adnan Karabacak, tablo satarak geçimini sağlıyor.

İstanbul'da dünyaya gelen Karabacak, ilkokulu bitirip bir tamircinin yanında çırak olarak çalışmaya başladıktan sonra Türk sinemasında komedi filmlerini çok sevdiği için hafta sonları film şirketleri ve oyuncuların bulunduğu Yeşilçam Sokağı'na gitmeye başladı.

Ailesinin istememesine rağmen fırsat buldukça Yeşilçam Sokağı'nda vakit geçiren Karabacak, kısa sürede kendisini yönetmenlere sevdirerek ilk rolünü TRT'nin dizilerinden "Bir Ceza Avukatının Anıları"nda aldı.

Karabacak, sinemaya olan tutkusu nedeniyle tamirci çıraklığını bırakıp hem set arkasında çalışıp hem de filmlerde figüranlık yapmaya başladı. En büyük hayali Kemal Sunal'la aynı filmde oynamak olan Karabacak, Sunal'ın başrolde oynadığı 'Bekçiler Kralı'nda tamirci çırağı, 'Gerzek Şaban' filminde mahallenin uyanık çocuğu, 'Umudumuz Şaban'da 'Küçük ringo', Ferdi Tayfur'un 'Huzurum Kalmadı' filminde ise mahallenin çocuklarından biri rollerini aldı. Yaklaşık 50 filmde figüranlık yapan Karabacak, film çekimlerinin azalmasıyla birlikte yavaş yavaş sinemadan uzaklaştı.



'TABLO SATARAK GEÇİNİYOR'

Şu anda geçimini sağlayabilmek amacıyla Aydın'ın Kuşadası ve Söke ilçelerinde tablo satan Karabacak, bir poşet içerisine koyduğu tablolarla ilçe ilçe geziyor. Seyyar olarak satışlarını yapan Karabacak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sinema için başına gelmeyen şeyin kalmadığını, artistleri görmek için sürekli evden kaçtığını, ailesiyle bu yüzden çok kavga ettiğini anlattı. Kemal Sunal ile aynı filmde oynamanın gurur verici olduğunu belirten Karabacak, "Onunla aynı filmde oynamak çok heyecan vericiydi. Kemal Sunal herkese eşit davranırdı. Onu yakından görmeyi bırakın aynı filmde oynamak bile başkaydı." dedi.

Özel kanalların açılmasıyla birlikte sinema oyuncularının bu kanalladaki yapımlarda rol almaya başladığına dikkati çeken Karabacak, "Film artistleri buralarda çalışmaya başladı. İş bulan buldu, bulamayan sokaklarda kaldı. Ben de bazı yanlışlara başladım. Bu beni çok kötü etkiledi. Dolayısıyla sinemadan uzaklaştık. Sinemayı çok özlüyorum. İnsan ilk sevdiği göz ağrısını özlemez mi? İyi başladık ama finali kötü bitirdik." diye konuştu.

İstanbul'da annesiyle yaşadığını ifade eden Karabacak, ekonomik durumunun yetersiz olmasından dolayı yılın 10 ayını Kuşadası ve Söke ilçelerinde tablo satarak kazanmaya çalıştığını dile getirdi. Kuşadası'na alıştığını aktaran Karabacak, "Geliyorum burada seyyar iş yapıyoruz. İnsanların ayağına kadar gidiyoruz. Tablo satıyoruz. Hayatımı artık tablolarla idame ettiriyorum. İnsanlardan kendimi saklıyorum. Şurada oynamıştım, şöyleydim falan asla demiyorum. Belki de hep bu yüzden kaybettik. Ben kendimi asla acındırmıyorum, ekmeği bu şekilde kazanıyorum." şeklinde konuştu.