Yeniçağ'dan ikinci Oslo iddiası: Hakan Fidan'la Öcalan İmralı'da ne görüştü?
Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan'ın üst düzey bir bürokrata dayandırdığı iddiası...
Oslo’da gerçekleşen hükümet-PKK görüşmesini kimin sızdırdığıyla ilgili tartışmalar devam ederken Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Abdullah Öcalan arasında "ikinci Oslo görüşmesi"nin gerçekleştiğini iddia etti. Kaynağını "Devlet koridorunda çok üst düzey bir isim" olarak açıklayan Takan, Aralık 2014'te yapıldığını öne sürdüğü görüşmede, Fidan'ın Öcalan’a yasal alanda adımlar atmaya söz verdiğini, özerkliği de içeren birtakım yasal düzenlemeler yapılması konusunda, Öcalan’a teminat verdiğini" ileri sürdü. Takan'ın iddiasına göre, "Öcalan da sözlerin yerine getirilmesi halinde Haziran 2015 seçimlerine kadar süreci devam ettirme sözü verdi."
Ahmet Takan'ın Yeniçağ'da "İkinci Oslo skandalı!.." başlığıyla yayımlanan (5 Şubat 2015) yazısı şöyle:
İkinci Oslo skandalı!..
Ankara’da nefesler tutuldu!.. Sakın ha!.. Ülke topraklarının işgali karşısında iktidarın nasıl tavır takınacağı ile ilişkili olduğunu sanmayın.
Mevzu tamamen duygusal!..
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AKP’den mebus adayı olmak için istifa edecek mi etmeyecek mi?..
Konuyu danışıp, iradesini bir kez daha sıfırlattığı açıkça ortaya çıkan “Başbakan” Ahmet Davutoğlu’na Recep Erdoğan’ın ne cevap verdiği sır gibi!..
Hatırlatalım. Gazetecinin sorusu üzerine ne demişti Erdoğan;
“Bu dedikodularla fazla meşgul olmayalım. Birinci derecede karar merci bu konuda sayın Başbakandır. Başbakan bu konudaki kanaatimi bana sorduğunda verdiğim cevap kendisinde gizlidir. Onda kalacaktır. Bu konuyla ilgili aramızda görüştüğümüzü burada deşifre etmem, kendime de saygısızlık olur, Başbakana da saygısızlık olur.”
Vay be!.. Olup bitenleri çok yakından izlemesem neredeyse inanacağım.
O zaman!.. Ben de sizlere Devlet koridorunda çok üst düzey bir isim ile önceki akşam yaptığım iki saatlik görüşmede dinlediğim yeni Oslo skandalından yazmama müsaade edilen, İmralı’da varılan “ikinci Oslo mutabakatını” ve “özerkliğe” verilen seçim ayarını aktarayım. Kararı da siz verin.
Üst düzey güvenlik bürokratından dinlediklerimi maddeler halinde özetliyorum;
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Aralık 2014’te İmralı’ya giderek Öcalan ile yüz yüze görüştü. Fidan, Öcalan’a yasal alanda adımlar atmaya söz verdi. Özerkliği de içeren birtakım yasal düzenlemeler yapılması konusunda, Öcalan’a teminat verdi. Bebek katili Öcalan da sözlerin yerine getirilmesi halinde Haziran 2015 seçimlerine kadar süreci devam ettirme sözü verdi.
Yasal düzenlemeler muhalefetin, özellikle milliyetçi cephenin tepkisini çekmemek için muğlak biçimde yapılacak. Böylece AKP, bu düzenlemelerde özerklik olmadığını iddia edebilecek. HDP ve PKK ise tabanına “özerkliğin yasası çıkıyor” diyebilecek. Özerklik yerel yönetimlerin güçlendirilmesi şeklinde olacak. Doğu ve Güneydoğu’da daha fazla ilin büyükşehir yapılması sağlanacak. Belediyelerin çoğu zaten HDP veya DBP’den olduğu için, PKK açısından hem özerkliğe yaklaşılmış, hem de örgüte daha fazla gelir imkanı sağlanmış olacak.
Fidan ile Öcalan arasında mutabakata varılan konulardan biri de; PKK ve HDP tarafından özerklik gibi toplumun henüz hazır olmadığı konularda açıklama yapılmaması oldu. (Sırrı Süreyya Önder’in ve Cemil Bayık’ın yakın dönemde yaptığı açıklamalar AKP’yi ciddi rahatsız etmişti).
Üzerinde anlaşma sağlanan bir konu da Öcalan tarafından hazırlanan çözüm taslağının ilerleyişini kontrol etmek için “İzleme Kurulu” adında bir mekanizma kurulması. Böylece, hükümet ile PKK arasında taslağa göre hareket etmeyen tarafı uyaracak üçüncü bir göz olması kabul edilmiş oldu.
Fidan ve Öcalan’ın mutabakata vardığı diğer bir konu da terör örgütü PKK’nın Doğu ve Güneydoğu’da yol kesme, işçi veya asker kaçırma, büyük firmalardan vergi isteme gibi eylemlerinin en azından seçimlere kadar durdurulması. Fidan, bu tür olayların çözüm sürecinin bittiği veya sürecin ülkeyi böldüğü yönünde propaganda yapılmasına imkan verdiğini söyledi. Öcalan da sürece zarar vermek isteyenlere karşı, bu eylemleri bir süre durdurma sözü verdi.
Fidan-Öcalan görüşmesinde 3 önemli tarih belirlendi: 15 Şubat-15 Mart-15 Nisan.
Hazırlık aşaması olan 15 Şubat’a kadar taslak konuşulacak.
15 Mart’ta müzakere olacak ve yasalar çıkacak.
Bunlar yapılırsa 15 Nisan’da Öcalan, 2013 Nevruz’undaki gibi bir konuşma yapacak. Böylece Haziran 2015 seçimleri huzur içinde geçecek.
Evdeki hesap böyle!..
Güvenilir kaynağımın anlattığına göre;
“2014 Aralık ayında Fidan-Öcalan görüşmesinden sonra Abdullah Öcalan, KCK’ya bazı talimatlar verdi. Bu talimatlar, Öcalan’ın çözüm sürecini nasıl gördüğünü net biçimde ortaya koyuyor. Öcalan’a göre Haziran 2015 seçimlerine kadar ne alınırsa kâr. Öcalan, PKK’ya gönderdiği talimatta; Fidan ile yaptığı görüşmede devlet ile anlaştığını söyledi. Hazırladığı taslağa göre, 15 Mart-15 Nisan arasında sözü verilen yasalar çıkarılmazsa, savaş çıkarılacak. Savaşı ’Öz Savunma Birlikleri’ yapacak. Fidan’ın sözünü verdiği yasaların çıkıp çıkmadığına ’İzleme Kurulu’ karar verecek. Öcalan, 6-8 Ekim eylemlerinin AKP’ye geri adım attırdığını, prova olan Kobani eylemlerinin hükümeti korkuttuğunu ve halkın başarısı olduğunu söyledi.
Öcalan, Kandil’e YDG-H’nin Cizre’deki başarılarından memnun olduğunu, iç savaşta gençliğin (YDG-H) varlık gösterecek seviyeye geldiğini söyleyerek övdü.
Öcalan, PKK’yı HÜDA-PAR konusunda da uyarıyor. HÜDA-PAR içinde İran ajanlarının olduğuna dikkat çekip, İran’ın Hizbulkontra’ya silah ve para yardımı yaptığını söylüyor.
Öcalan’ın PKK ve siyasi kanada bir talimatı oldukça dikkat çekici. Öcalan, HDK’nın(Halkların Demokratik Kongresi) Türk Kurtuluş Savaşı mücadelesini yürüten Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi çalışması ve işlemesi gerektiğini söylemiş.”
İktidar yandaşlarının algı operasyonları ile yeni bir yörüngeye oturtmaya çalıştığı “çözüm süreci” nde okuyacaklarınızda ve dinleyeceklerinizde şu satırları el rehberi olarak kullanın.
Ha!..
Hakan Fidan, AKP’den mebus adayı olur mu?
İktidar kulislerinde kimilerine göre, Fidan 7 Şubat 2012 soruşturmasına rövanş olacak şekilde 7 Şubat’ta istifa edecek...
Kimilerine de göre, istifa etmeyecek. Çünkü; “beyefendi” başkanlık sistemine geçtiğinde Başkan Yardımcısı veya bakan olması için milletvekili olmasına ihtiyaç yok.
Bana göre de; Kral çıplak!..
Ahmet Takan'ın Yeniçağ'da "İkinci Oslo skandalı!.." başlığıyla yayımlanan (5 Şubat 2015) yazısı şöyle:
İkinci Oslo skandalı!..
Ankara’da nefesler tutuldu!.. Sakın ha!.. Ülke topraklarının işgali karşısında iktidarın nasıl tavır takınacağı ile ilişkili olduğunu sanmayın.
Mevzu tamamen duygusal!..
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AKP’den mebus adayı olmak için istifa edecek mi etmeyecek mi?..
Konuyu danışıp, iradesini bir kez daha sıfırlattığı açıkça ortaya çıkan “Başbakan” Ahmet Davutoğlu’na Recep Erdoğan’ın ne cevap verdiği sır gibi!..
Hatırlatalım. Gazetecinin sorusu üzerine ne demişti Erdoğan;
“Bu dedikodularla fazla meşgul olmayalım. Birinci derecede karar merci bu konuda sayın Başbakandır. Başbakan bu konudaki kanaatimi bana sorduğunda verdiğim cevap kendisinde gizlidir. Onda kalacaktır. Bu konuyla ilgili aramızda görüştüğümüzü burada deşifre etmem, kendime de saygısızlık olur, Başbakana da saygısızlık olur.”
Vay be!.. Olup bitenleri çok yakından izlemesem neredeyse inanacağım.
O zaman!.. Ben de sizlere Devlet koridorunda çok üst düzey bir isim ile önceki akşam yaptığım iki saatlik görüşmede dinlediğim yeni Oslo skandalından yazmama müsaade edilen, İmralı’da varılan “ikinci Oslo mutabakatını” ve “özerkliğe” verilen seçim ayarını aktarayım. Kararı da siz verin.
Üst düzey güvenlik bürokratından dinlediklerimi maddeler halinde özetliyorum;
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Aralık 2014’te İmralı’ya giderek Öcalan ile yüz yüze görüştü. Fidan, Öcalan’a yasal alanda adımlar atmaya söz verdi. Özerkliği de içeren birtakım yasal düzenlemeler yapılması konusunda, Öcalan’a teminat verdi. Bebek katili Öcalan da sözlerin yerine getirilmesi halinde Haziran 2015 seçimlerine kadar süreci devam ettirme sözü verdi.
Yasal düzenlemeler muhalefetin, özellikle milliyetçi cephenin tepkisini çekmemek için muğlak biçimde yapılacak. Böylece AKP, bu düzenlemelerde özerklik olmadığını iddia edebilecek. HDP ve PKK ise tabanına “özerkliğin yasası çıkıyor” diyebilecek. Özerklik yerel yönetimlerin güçlendirilmesi şeklinde olacak. Doğu ve Güneydoğu’da daha fazla ilin büyükşehir yapılması sağlanacak. Belediyelerin çoğu zaten HDP veya DBP’den olduğu için, PKK açısından hem özerkliğe yaklaşılmış, hem de örgüte daha fazla gelir imkanı sağlanmış olacak.
Fidan ile Öcalan arasında mutabakata varılan konulardan biri de; PKK ve HDP tarafından özerklik gibi toplumun henüz hazır olmadığı konularda açıklama yapılmaması oldu. (Sırrı Süreyya Önder’in ve Cemil Bayık’ın yakın dönemde yaptığı açıklamalar AKP’yi ciddi rahatsız etmişti).
Üzerinde anlaşma sağlanan bir konu da Öcalan tarafından hazırlanan çözüm taslağının ilerleyişini kontrol etmek için “İzleme Kurulu” adında bir mekanizma kurulması. Böylece, hükümet ile PKK arasında taslağa göre hareket etmeyen tarafı uyaracak üçüncü bir göz olması kabul edilmiş oldu.
Fidan ve Öcalan’ın mutabakata vardığı diğer bir konu da terör örgütü PKK’nın Doğu ve Güneydoğu’da yol kesme, işçi veya asker kaçırma, büyük firmalardan vergi isteme gibi eylemlerinin en azından seçimlere kadar durdurulması. Fidan, bu tür olayların çözüm sürecinin bittiği veya sürecin ülkeyi böldüğü yönünde propaganda yapılmasına imkan verdiğini söyledi. Öcalan da sürece zarar vermek isteyenlere karşı, bu eylemleri bir süre durdurma sözü verdi.
Fidan-Öcalan görüşmesinde 3 önemli tarih belirlendi: 15 Şubat-15 Mart-15 Nisan.
Hazırlık aşaması olan 15 Şubat’a kadar taslak konuşulacak.
15 Mart’ta müzakere olacak ve yasalar çıkacak.
Bunlar yapılırsa 15 Nisan’da Öcalan, 2013 Nevruz’undaki gibi bir konuşma yapacak. Böylece Haziran 2015 seçimleri huzur içinde geçecek.
Evdeki hesap böyle!..
Güvenilir kaynağımın anlattığına göre;
“2014 Aralık ayında Fidan-Öcalan görüşmesinden sonra Abdullah Öcalan, KCK’ya bazı talimatlar verdi. Bu talimatlar, Öcalan’ın çözüm sürecini nasıl gördüğünü net biçimde ortaya koyuyor. Öcalan’a göre Haziran 2015 seçimlerine kadar ne alınırsa kâr. Öcalan, PKK’ya gönderdiği talimatta; Fidan ile yaptığı görüşmede devlet ile anlaştığını söyledi. Hazırladığı taslağa göre, 15 Mart-15 Nisan arasında sözü verilen yasalar çıkarılmazsa, savaş çıkarılacak. Savaşı ’Öz Savunma Birlikleri’ yapacak. Fidan’ın sözünü verdiği yasaların çıkıp çıkmadığına ’İzleme Kurulu’ karar verecek. Öcalan, 6-8 Ekim eylemlerinin AKP’ye geri adım attırdığını, prova olan Kobani eylemlerinin hükümeti korkuttuğunu ve halkın başarısı olduğunu söyledi.
Öcalan, Kandil’e YDG-H’nin Cizre’deki başarılarından memnun olduğunu, iç savaşta gençliğin (YDG-H) varlık gösterecek seviyeye geldiğini söyleyerek övdü.
Öcalan, PKK’yı HÜDA-PAR konusunda da uyarıyor. HÜDA-PAR içinde İran ajanlarının olduğuna dikkat çekip, İran’ın Hizbulkontra’ya silah ve para yardımı yaptığını söylüyor.
Öcalan’ın PKK ve siyasi kanada bir talimatı oldukça dikkat çekici. Öcalan, HDK’nın(Halkların Demokratik Kongresi) Türk Kurtuluş Savaşı mücadelesini yürüten Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi çalışması ve işlemesi gerektiğini söylemiş.”
İktidar yandaşlarının algı operasyonları ile yeni bir yörüngeye oturtmaya çalıştığı “çözüm süreci” nde okuyacaklarınızda ve dinleyeceklerinizde şu satırları el rehberi olarak kullanın.
Ha!..
Hakan Fidan, AKP’den mebus adayı olur mu?
İktidar kulislerinde kimilerine göre, Fidan 7 Şubat 2012 soruşturmasına rövanş olacak şekilde 7 Şubat’ta istifa edecek...
Kimilerine de göre, istifa etmeyecek. Çünkü; “beyefendi” başkanlık sistemine geçtiğinde Başkan Yardımcısı veya bakan olması için milletvekili olmasına ihtiyaç yok.
Bana göre de; Kral çıplak!..