"Yeni Sistemin Getirdikleri"

- İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Erdoğan:- "Bu milletin değerleriyle kavgalı olanlara bu siyasette millet alan açmayacak, bu yeni sistemin özeti bu"- "Biz 16 Nisan'ı başardık ya Allah'ın izniyle bundan sonra Türkiye'nin önünde çok daha öngörülebilir bir dönem var"- "Yani var ya sen.

İSTANBUL (AA) - İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, "Bu milletin değerleriyle kavgalı olanlara bu siyasette millet alan açmayacak, bu yeni sistemin özeti bu." dedi.

Bilal Erdoğan, Vuslat Platformu ile Kartepe Belediyesi iş birliğinde Sheraton Grand İstanbul Otel'de düzenlenen "Yeni Sistemin Getirdikleri; Neden Böyle bir Sisteme İhtiyaç Duyuldu" başlıklı etkinlikteki konuşmasında, Türkiye'nin, cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir düzene geçerek 1962 anayasasıyla kurulan düzeni değiştirmiş olduğunu söyledi.

Sistemle devlet, millet buluşmasının tam anlamıyla gerçekleşeceğini vurgulayan Erdoğan, "Peki böylelikle Meclis zayıflamış mı olacak? Meclis zayıflamış olsaydı herhalde AK Parti aday adayı başvuru rekoru kırmazdı. Demek ki Meclis de zayıflamıyor, bunu buradan görmemiz lazım." dedi.

Erdoğan, 16 Nisan referandumuyla gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin halkın yönetime daha doğrudan, kesintisiz ve istikrarlı şekilde tesir etmesini sağlayacağını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tabii her seçimde 'Bu seçim en önemlisi' deniliyor ama Türkiye çok hayati bir dönemden geçiyor. Bu dönemde yaşadığımız bütün seçimleri önemli kılan bu. Her seferinde mevzi kazanıyor Türkiye, her seferinde güçleniyor. Şuradan anlayayım, güney sınırımızda, Suriye ile Türkiye sınırında, Irak sınırında NATO'daki müttefikimizin, düşmanlarımızı desteklediğini ayan beyan seyretmedik mi? Ya söyleyin Allah aşkına, 10 sene önce, 15-20 veya 30 sene önce biz bu durumda ne yapabilirdik? Buna göz yumacaktık, güney sınırımız tamamen bir terör devletine emanet edilecekti, ondan sonra Türkiye'nin güvenliğini konuşacaktık. Bunu değerlendirmemiz lazım. Şu anda Güney sınırımızda güvenliğimiz için NATO'suna, Amerika'sına, filancasına rağmen bu operasyonları yapıp, orada bu mücadeleleri başarıyla gerçekleştirdiysek, işte bu dönüşüm sürecinin nimetlerinden dolayı. Tabii ki bir Recep Tayyip Erdoğan faktörü var, tabii ki güçlü liderliğin rolü var ama Türkiye'nin bu dönemdeki güçlenişinin de etkisi. Yeni sistemde millet ne diyorsa, ülkenin başındaki, icraatın başındaki kişi ona göre hareket etmek zorunda. Yani karalık kapılar ardında, otellerde yapılan pazarlıklar, al gülüm, ver gülüm, yani yeniden Güneş Motel, Güneş Motel diyorduk aynı şeyleri bir daha yaşadık. Tarih bu kadar mı tekerrürden ibaret? Hala maalesef Türkiye ile ilgili hayalleri çok sınırlı olan kesimler, düşmanlarımız tarafından destekleniyor, şımartılıyor ve Türkiye'de devamlı bir huzursuzluk, sıkıntı varmış algısı oluşturulmaya çalışılıyor."

- "Ümmetin zilletinin bu noktaya gelmesi çok acıklı maalesef"

Türkiye'nin, dünyanın ve coğrafyanın zor şartlarına rağmen 15 yılda ortalama yüzde 5,8 oranında büyüme sağladığını kaydeden Erdoğan, yüzde 5,8'in, 2. Dünya Savaşı sonrası Japonya'nın, Almanya'nın büyüme oranlarına denk bir oran olduğunu, Türkiye'nin bu başarıyı bu kadar sıkıntının içinde gerçekleştirdiğini, karamsar olmak yerine, geleceğe bakılması gerektiğini aktardı.

Erdoğan, son süreçte dünyada, bölgede yaşanan durumlara, sorunlara değinerek, bu dönemde yaşanan önemli gelişmelerden birinin de Kudüs'un başkent ilan edilmesi girişimi olduğunu aktardı.

Bilal Erdoğan, "Bu hadise karşısında İslam aleminin, ümmetin bu kadar temel bir meselede bile bir araya gelip hareket edilememesi. İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs için kuruldu. Ama bugün Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan edecek kadar pervasızca, bütün BM karalarını hiçe sayan bir adım atılıyor, Amerika bunu tanıdığını söylüyor, birkaç sömürgesini adeta yanına alıp bunu yapmaya çalışıyor, İslam dünyasına bak ya? Yok Suudi Arabistan, yok Katar, yok o, saçma sapan hadiseler ve Amerika bakıyorsun hepsinden emperyal vergi toplamaya başlıyor. Bir yandan paralarını alıyor, bir yandan onları dini inancı için, Müslümanların en önemli merkeziyle ilgili bir tecavüzde buluyor ama bakıyorsunuz Müslümanların sırtından, koltuklarında oturan bazıları bunların yanında poz verme yarışına giriyor. Ümmetin zilletinin bu noktaya gelmesi çok acıklı maalesef." değerlendirmesinde bulundu.

Bilal Erdoğan, İtalya, Almanya örneklerini anlatarak, "Biz 16 Nisan'ı başardık ya Allah'ın izniyle bundan sonra Türkiye'nin önünde çok daha öngörülebilir bir dönem var. Bugün Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkan rakibin, 15 yıldır devamlı seçim kaybeden partinin, devamlı seçim kaybeden genel başkanı aday olmasından bunu anlıyoruz. 'Gel bakalım Muharrem' diye, böyle bir aday yani. Bunlar çok trajikomik. Hani bu hani siyaseten atışma olsun diye söylenince belki çok şık olmuyor ama bu dayanılmaz bir durum. İnanın Abdullah Gül üzerinde anlaşsalardı bile çok acıklıydı durum. Bu çok şükür Türkiye'nin önünü görebilmesine olanak tanıyan bir zafer oldu 16 Nisan. Gerçekten Türkiye'nin geleceği için kıymetini zaman geçtikçe anlayacağımız bir zafer oldu." şeklinde konuştu.

- "Halkımızın Cumhurbaşkanımıza teveccühü çok güçlü"

Erdoğan, dünyanın gelişmiş ülkelerine bakıldığı zaman, sistemlerinde netlik ve sürdürülebilirlik olduğunun görüldüğünü vurgulayarak, "Ben Kılıçdaroğlu cephesiyle ilgili yine emin olamıyorum ama üst üste seçim kaybeden liderlerin partilerinin başında kalması çok mümkün olmayacaktır. Bu siyasete dinamizm getirecek." dedi.

Yeni sistemde Meclis'in daha güçlü olacağını, Cumhurbaşkanı ile Meclis'in ayrı sandıktan çıkmasının sistemin en önemli farklılığı olduğunu belirten Erdoğan, "Halkımızın Cumhurbaşkanımıza teveccühü çok güçlü. Şu anda kalkıp bu liderini Meclis'te desteklemek isteyecektir. Bu konuda yapılan algı çalışmalarına da itibar etmeyin. Neymiş efendim 'Ben cumhurbaşkanına vereceğim ama öbür sandıkta başka bir şey yapacağım'. Sen niye sevdiğin, beğendiğin, desteklediğin Cumhurbaşkanına kazık atmaya çalışasın ki?" dedi.

Türkiye'nin ekonomisindeki büyümenin devam etmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Yönetilebilir bir ülke olduğumuz müddetçe, siyasi sistemimiz daha ciddi bir süreklilik içinde olduğu müddetçe dünyanın her yerinde bu itibarımız olacaktır. Bakmayın Türkiye hakkında itibar suikastı girişimine. Niye yapıyor bunu? Çünkü bu bölgedeki dünya üzerinde kurduğu düzeni, sistemi bu kadar temelden eleştirebilen sadece Türkiye olduğu için bunu yapıyor. Bunu görmek zorundayız. Dünya 5'ten büyüktür diyor olmamız basit bir şey değil. Bu iradenin, bu duruşun sadece Tayyip Erdoğan ile kalmaması lazım. Onun için gençlerimiz çok önemli. Çünkü bu dünyada kurulan bu adaletsiz, zulüm düzenini kalkması için Türkiye'den başka umut vadeden toprak yok." ifadelerini kullandı.

- "Muhalefet işi ayağa düşürmüş durumda"

Bilal Erdoğan, sisteme ilişkin yanlış aktarılan unsurlara da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Muhalefet işi ayağa düşürmüş durumda. Aslına bakarsanız hükümet sistemine inanmadıkları için kazanamayacaklarını bildikleri için de çıkamıyorlar, mertçe bir mücadele ortaya koyamıyorlar. 'Yok efendim Cumhurbaşkanının 100, 500 yardımcısı olacak', böyle şeylere de giriştiler. 'Cumhurbaşkanı partili olacak. Ben cumhurbaşkanının partili birisi olmamasını tercih ederim. Çünkü o bütün milletin cumhurbaşkanı olacak.' Yani var ya sen ülkenin başına gelemiyorsun diye anlamıyorsun ama gelsen sadece CHP'nin mi başbakanı, cumhurbaşkanı olacaksın? Bunu mu demek istiyorsun. Bunu demek istiyor, zaten onun için sapına kadar CHP'li, sapına kadar maalesef bu ülkenin değerleriyle kavgalı birisini aday yaptılar. İşte Demirtaş'ın özgürlüğünden bahseden, hiçbir hayatta başarısı olmayan, ekonomiden falan zerre kadar anlamayan biri oldu. Böyle bir muhalefetle de baş başa olduğumuz için de ben ayrıca çok üzgünüm.

Bu sistem inşallah muhalefeti de dönüştürür. Yavaş yavaş mesela, cumayı kılarken CHP'liler dışarıda beklemiş falan, böyle bir halkının değerleriyle barışma görüntüsü oluşturmaya çalışıyorlar. Bu işte bu sistemin getirdikleri. Sen milletin bayram namazını dahi iştirak edemeyen bir zihniyetle bu ülkenin değerleriyle buluşamazsın be kardeşim. Bazen dincilik, gericilik, yobazlık diyorlar ama artık cuma namazı kılmak bu milletin geleneği. Cuma kılmak ne dincilik, ne gericilik. Eskiden kalkıp şehidin cenazende bile esnaf tutamayanlar vardı. Nerelerden nerelere geldik. Bir milletin değerleri, geleneği inancıyla şekillenir mi, şekillenir. Bugün Rum Ortodoks Patriği bile 'Selamün aleyküm, aleyküm selam', inşallah, maşallah diye konuşuyor ya. Müslüman mı yani? Dolayısıyla bu milletin değerleriyle kavgalı olanlara bu siyasette millet alan açmayacak, bu yeni sistemin özeti bu."

Erdoğan, konuşmasının ardından soruları da yanıtladı. MHP-BBP ile yapılan ittifakın Güney Doğu ve Doğu Anadolu bölgelerine yapacağı etkiye ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, bu durumun Türkiye'nin herhangi bir bölgesindeki Kürt vatandaş için bir tehdit oluşturmadığını düşündüğünü, Türkiye'de milliyetçilerin ırkçılık hevesinde olmadığını belirterek, "Bizim çizgimiz ne Türkçülük ne Kürtçülük çizgisi olacak. Bizim çizgimiz orta yol ümmet çizgisi." diye konuştu.

Program, Erdoğan'a hediye takdimin ardından sona erdi.