YENİ SEZON DİZİLERİ İÇİMİZİ KURUTACAK!
Kanallar yeni yayın döneminde ekrana sürecekleri dizileri açıkladılar. Acı, keder ve gözyaşı bu yıl da peşimizi bırakmayacak! Murat Tolga Şen'in kaleminden&...
Memleketin dizi borsası her yıl yeniden şekilleniyor. Bu ‘borsa’ benzetmesini kullanmak da artık abes olmayacaktır. Dizilerin kanallar arası, oyuncuların da diziler arası transferi kafa karıştıracak bir yoğunlukta devam ediyor çünkü... Futbol liglerini aratmayacak bir al-ver pazarı.
Bunun üzerine de uzun bir yazı yazılır ancak ben başka bir kanaldan gitmeyi tercih edeceğim. Anlı-şanlı ulusal TV’lerimizin savaş alanına sürdüğü iddialı yapımları inceledim. Dönem dizileri, pahalı prodüksiyonlar olmalarına rağmen seyirciyi ekran başına toplamayı başardıkları için yapımcıların gözbebeği haline geldi ancak şimdiye kadar çekilenlerin ne kadar dönem dizisi olduğu tartışılır tabi… Kapalı mekan draması şeklinde devam eden bu yapımlar için geçmiş zaman sadece bir fon görevi üstleniyor. Rome ya da Game of Thrones örneklerinde olduğu gibi beni gerçekten o zamanlara götüren bir işi henüz izlemiş değilim.
Sürpriz bir şekilde tutan Yaprak Dökümü’nün (o dönem TV eleştirmenleri bu dizi için ilk sezonun sonunu göremez diye yazıyordu) izinden giden yapımcılar roman uyarlamalarından yana da bol kepçe koyuyorlar önümüze yine… Şule Yüksel Şenler’in muhafazakâr romanından ekrana uyarlanan Huzur Sokağı ATV’de başlarken Ayşe Kulin’in aynı adlı romanından ekrana uyarlanan Veda Kanal D’de, Necati Cumalı’nın Dila Hanım’ı ise Star’da arz-ı endam edecek. Hala Türkan Şoray’ın oyunculuğuyla hatırlanan bu karakteri oynayacak olan Hatice Şendil’in işi zor. ‘Sultan’ın yerini tutar mı? sorusu bile saçma geldi.
Kabul, yeni TV sezonunda Ağır Roman, Atlılar, Şubat, Ustura Kemal gibi oldukça ilginç yapımlar izleyeceğiz. Bu sezon dizilerin, sinema filmleri karşısında mutlak galibiyetlerini ilan ederek öne çıkacakları yıl olacak sanırım. Çünkü ‘salonlarda göstermek’ için film çekenler büyük bir sefalet tuzağına düşmüş durumda… Kulağıma gelen söylentilere göre, başrolünde Tuğba Özay’ın oynadığı Laz Kit ve Daltonlar’ın çekim ekibi parasını alamayınca filmi yarıda bırakıp Sakarya’dan, İstanbul’a dönmüş!
Peki ama neden bu kadar iç kurutan, kalp ağrısına yol açan, seyirciyi heder eden işler var yine karşımızda… Sinemada komedi, TV’de drama… Çünkü sinemada gençler var, evde onların ana-babaları… Ona da eyvallah ama ‘drama’ demek, her bölümde göz pınarları kuruyana kadar ağlayan oyuncuları seyrettirmek demek değil ki!
Ulus olarak sıkıntılı zamanlardan geçiyoruz. Zor bir ülkede, giderek zorlaşan bir iklimde yaşıyoruz. Biraz ferahlamaya, nefes almaya ihtiyacımız var. Gel gör ki, İşler Güçler ve Hayatımın Rolü gibi kış sezonuna atlayabilen iki yaz komedisi dışında ‘yeni başlayan’ bir komedi dizimiz yok. Hayatımın Rolü de keyif aroması giderek azalarak ciddileşiyor. Saymasak bile olur. Zaten yarısı klip, yarısı dizi!
Ne diyelim, biraz daha neşeli bir ekran hepimize iyi gelir. Pirzola yemeyi çoktan unuttuk, bari biraz gülelim de yerine geçsin!
Twitter.com/murattolga
Bunun üzerine de uzun bir yazı yazılır ancak ben başka bir kanaldan gitmeyi tercih edeceğim. Anlı-şanlı ulusal TV’lerimizin savaş alanına sürdüğü iddialı yapımları inceledim. Dönem dizileri, pahalı prodüksiyonlar olmalarına rağmen seyirciyi ekran başına toplamayı başardıkları için yapımcıların gözbebeği haline geldi ancak şimdiye kadar çekilenlerin ne kadar dönem dizisi olduğu tartışılır tabi… Kapalı mekan draması şeklinde devam eden bu yapımlar için geçmiş zaman sadece bir fon görevi üstleniyor. Rome ya da Game of Thrones örneklerinde olduğu gibi beni gerçekten o zamanlara götüren bir işi henüz izlemiş değilim.
Sürpriz bir şekilde tutan Yaprak Dökümü’nün (o dönem TV eleştirmenleri bu dizi için ilk sezonun sonunu göremez diye yazıyordu) izinden giden yapımcılar roman uyarlamalarından yana da bol kepçe koyuyorlar önümüze yine… Şule Yüksel Şenler’in muhafazakâr romanından ekrana uyarlanan Huzur Sokağı ATV’de başlarken Ayşe Kulin’in aynı adlı romanından ekrana uyarlanan Veda Kanal D’de, Necati Cumalı’nın Dila Hanım’ı ise Star’da arz-ı endam edecek. Hala Türkan Şoray’ın oyunculuğuyla hatırlanan bu karakteri oynayacak olan Hatice Şendil’in işi zor. ‘Sultan’ın yerini tutar mı? sorusu bile saçma geldi.
Kabul, yeni TV sezonunda Ağır Roman, Atlılar, Şubat, Ustura Kemal gibi oldukça ilginç yapımlar izleyeceğiz. Bu sezon dizilerin, sinema filmleri karşısında mutlak galibiyetlerini ilan ederek öne çıkacakları yıl olacak sanırım. Çünkü ‘salonlarda göstermek’ için film çekenler büyük bir sefalet tuzağına düşmüş durumda… Kulağıma gelen söylentilere göre, başrolünde Tuğba Özay’ın oynadığı Laz Kit ve Daltonlar’ın çekim ekibi parasını alamayınca filmi yarıda bırakıp Sakarya’dan, İstanbul’a dönmüş!
Peki ama neden bu kadar iç kurutan, kalp ağrısına yol açan, seyirciyi heder eden işler var yine karşımızda… Sinemada komedi, TV’de drama… Çünkü sinemada gençler var, evde onların ana-babaları… Ona da eyvallah ama ‘drama’ demek, her bölümde göz pınarları kuruyana kadar ağlayan oyuncuları seyrettirmek demek değil ki!
Ulus olarak sıkıntılı zamanlardan geçiyoruz. Zor bir ülkede, giderek zorlaşan bir iklimde yaşıyoruz. Biraz ferahlamaya, nefes almaya ihtiyacımız var. Gel gör ki, İşler Güçler ve Hayatımın Rolü gibi kış sezonuna atlayabilen iki yaz komedisi dışında ‘yeni başlayan’ bir komedi dizimiz yok. Hayatımın Rolü de keyif aroması giderek azalarak ciddileşiyor. Saymasak bile olur. Zaten yarısı klip, yarısı dizi!
Ne diyelim, biraz daha neşeli bir ekran hepimize iyi gelir. Pirzola yemeyi çoktan unuttuk, bari biraz gülelim de yerine geçsin!
Twitter.com/murattolga