YENİ ŞAFAK'TA BÖYLE OLACAĞI HİÇ AKLIMA GELMEZDİ! KÜRŞAT BUMİN'E E-POSTA DARBESİ!
Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin, haftalık yazı sayısının düşürüldüğünü e-postayla bildiren gazetesine sitem etti...
"Bu tür bir planlama-düzenlemenin yazarlara ’İnsan Kaynakları’ imzalı ’soğuk’ bir e-posta ile bildirilmesi doğrusu çok garibime gitti" diyen Kürşat Bumin bakın bugün köşesinde gazetesine nasıl sitem etti:
YAZI SAYIMI ÜÇE İNDİREN E-POSTA
Yazılarıma iki haftaya yakın bir zamandır ara vermiştim. Bu inkıtanın birinci nedeni izin-tatil, ikinci nedeni ise haftada beş olan yazı sayımın üçe indirildiğini bildiren e-posta duyurusuydu.
Gazete yönetimlerinin köşe yazarlarının yazı sayısının azaltıp-çoğaltması yönündeki kararlar almasından daha tabii bir şey olmayacağını ben de biliyorum. Ancak bu tür bir planlama-düzenlemenin yazarlara "İnsan Kaynakları" imzalı "soğuk" bir e-posta ile bildirilmesi doğrusu çok garibime gitti.
YENİ ŞAFAK’TA BÖYLE OLACAĞI HİÇ AKLIMA GELMEZDİ
Bu türden uygulamalar ile "büyük medya"da sıkça karşılaşıldığını duyuyorduk; ancak bu "soğuk" ilişki ile -üç beş ay ancak süren Yeni Binyıl dönemi dışında- 15 yıldır yazar kadrosunda yer aldığım Yeni Şafak’ta karşılaşabileceğim hiç aklıma gelmezdi...
Son iki hafta içinde yeni düzenlemenin ("yeni konsept" diyelim!) nedeni hakkındaki sorularıma doyurucu bir cevap alamadığımı da söyleyeyim. Her ne ise de, eskinin "küçük" ama olumlu anlamda farklı Yeni Şafak’ı da belki artık "büyükler" kervanına katılıyordur, diye düşünüyorum...
DEMEK Kİ ARTIK HAFTADA 3 YAZI YAZACAĞIM
Demek ki bundan böyle sırasında -Alper Görmüş’le birlikte "Kronik Medya" sayfasını hazırladığımız dönemi de katarsak- haftada 10 yazı ile katıldığım (bu da olacak iş değildi ama bu ülkenin medyası böyle bir şeydi!) Yeni Şafak’ta üç gün (pazar, pazartesi, perşembe) karşınızda olacağım.
Yeni düzenlemenin yazılarımın içeriğinden-niteliğinden kaynaklanmadığını neredeyse yemin billah ifade edildiğine göre tabii olarak ben de bu beyanlara inanmış durumdayım. "Hayırlısı" diyelim....
YAZI SAYIMI ÜÇE İNDİREN E-POSTA
Yazılarıma iki haftaya yakın bir zamandır ara vermiştim. Bu inkıtanın birinci nedeni izin-tatil, ikinci nedeni ise haftada beş olan yazı sayımın üçe indirildiğini bildiren e-posta duyurusuydu.
Gazete yönetimlerinin köşe yazarlarının yazı sayısının azaltıp-çoğaltması yönündeki kararlar almasından daha tabii bir şey olmayacağını ben de biliyorum. Ancak bu tür bir planlama-düzenlemenin yazarlara "İnsan Kaynakları" imzalı "soğuk" bir e-posta ile bildirilmesi doğrusu çok garibime gitti.
YENİ ŞAFAK’TA BÖYLE OLACAĞI HİÇ AKLIMA GELMEZDİ
Bu türden uygulamalar ile "büyük medya"da sıkça karşılaşıldığını duyuyorduk; ancak bu "soğuk" ilişki ile -üç beş ay ancak süren Yeni Binyıl dönemi dışında- 15 yıldır yazar kadrosunda yer aldığım Yeni Şafak’ta karşılaşabileceğim hiç aklıma gelmezdi...
Son iki hafta içinde yeni düzenlemenin ("yeni konsept" diyelim!) nedeni hakkındaki sorularıma doyurucu bir cevap alamadığımı da söyleyeyim. Her ne ise de, eskinin "küçük" ama olumlu anlamda farklı Yeni Şafak’ı da belki artık "büyükler" kervanına katılıyordur, diye düşünüyorum...
DEMEK Kİ ARTIK HAFTADA 3 YAZI YAZACAĞIM
Demek ki bundan böyle sırasında -Alper Görmüş’le birlikte "Kronik Medya" sayfasını hazırladığımız dönemi de katarsak- haftada 10 yazı ile katıldığım (bu da olacak iş değildi ama bu ülkenin medyası böyle bir şeydi!) Yeni Şafak’ta üç gün (pazar, pazartesi, perşembe) karşınızda olacağım.
Yeni düzenlemenin yazılarımın içeriğinden-niteliğinden kaynaklanmadığını neredeyse yemin billah ifade edildiğine göre tabii olarak ben de bu beyanlara inanmış durumdayım. "Hayırlısı" diyelim....