Yeni Şafak yazarından konsoloslara: Size ne lan dallamalar?
Erdoğan'ın konsolosları hedef göstermesi sonrası Yeni Şafak'ta konsoloslara hakaret edilen bir köşe yazısı yayınlandı.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün MİT TIR'ları davasına desteğe gelen İngiltere, Fransa ve Hollanda konsoloslarını Erdoğan hedef göstermesinin ardından Yeni Şafak yazarı da tepki gösterdi.
Yeni Şafak'ta bugün yayınlanan köşe yazısında konsoloslara hakaret edildi. Yeni Şafak yazarı Hikmet Genç, "Ne işiniz vardı lan sizin orada" başlıklı yazıda bakın neler söyledi:
Duyan gelmiş!...
İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner..,
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach..,
Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom..,
Ve bazı Avrupalı parlamenterler…
İlk duruşmada hazır bulunmuşlar… Selfie çekip paylaşmışlar, 'hepimiz Can'ız, hepimiz Dündar'ız…' tadında mesaj vermeyi de ihmal etmemişler…
Sadece yabancılar yoktu tabii!... Türkiye'den de bazı destekçiler vardı orada... Bazı CHP ve HDP'li vekiller, Pensilvanya ekibi, çapulcu takımı..vs, ( Hepiniz oradaydınız yahu!)
'İsterse Türkiye yıkılsın, yeter ki Erdoğan gitsin' kafasını yaşayan bizim kifayetsiz müttefik kuvvetlerin ulusal güvenliği tehdit etmekle, casuslukla suçlanan birini desteklemesini anladık da..,
İngiltere, Fransa, Hollanda Başkonsolosları ve AB'li parlamenterlere n'oluyor?...
Ne işiniz vardı lan sizin orda?...
Casusluk davasında casuslukla suçlanan birine sahip çıkmak ne?...
Elemanını kurtarmaya gelen hanginizdi söyleyin lan!...
Yoksa mevzu hepinizi mi ilgilendiriyor?...
Size ne bizim mahkemeden?...
Burasını müstemleke mi sandınız dallamalar?!...
Bize gelene kadar Assange'ın namusunu kurtarsaydınız ya!...
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) eski ajanı Snowden'ın, İngiliz Guardian gazetesi ile işbirliği yaparak son yılların en büyük istihbarat skandallarından birinin belgelerini sızdırdığında n'aptınız, bir deyiverin hele?!...
İngiltere hükümeti Guardian'a 'belgeleri yayınlama' dediğinde, aksi takdirde gazeteye karşı casusluk davası açılması hatta gazetenin kapatılması ihtimali ortaya çıktığında söz konusu CD ve harddiskleri bizzat gazete imha etmişti...
Sizde casusluk olan şey bizde neden gazetecilik oluyor bir anlatıverin bakalım?!...
Sizin ne işiniz vardı Leigh Turner!... (Leigh diye yazılır, len diye okunur...)
Bizim kifayetsiz muhaliflerin hal-i perişanı ortada...
Paralellere bir şey demiyorum... Zira dava casusluk davası... Herifler meslektaş dayanışması sergiliyorlar netekim...
Ama ulusalcı Kemalistlere n'oluyor, onu anlamadık...
İstanbul Boğaz'ında İngiliz gemilerini görünce ne demişti Mustafa Kemal?
“Geldikleri gibi giderler...”
Sen ise İngiliz konsolos bizim mahkemenin kapısına demir attı diye seviniyorsun...
Bilesin ki, elin konsolosundan özgürlük doğmaz, doğsa doğsa cibilliyetsiz müstemleke çocuğu doğar!...
Mustafa Kemal'den korkmuyorsun, bari Allah'tan kork yahu!... (Benim sözüm değil, bu bir Kılıçdaroğlu özdeyişidir!...)
Ee ne demişler; “Mr. and Mrs. Brown are going to the seaside!...
It is a pencil, but I love you!...
Isn't 'it' Mr. Turner?!...
Yeni Şafak'ta bugün yayınlanan köşe yazısında konsoloslara hakaret edildi. Yeni Şafak yazarı Hikmet Genç, "Ne işiniz vardı lan sizin orada" başlıklı yazıda bakın neler söyledi:
Duyan gelmiş!...
İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner..,
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach..,
Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom..,
Ve bazı Avrupalı parlamenterler…
İlk duruşmada hazır bulunmuşlar… Selfie çekip paylaşmışlar, 'hepimiz Can'ız, hepimiz Dündar'ız…' tadında mesaj vermeyi de ihmal etmemişler…
Sadece yabancılar yoktu tabii!... Türkiye'den de bazı destekçiler vardı orada... Bazı CHP ve HDP'li vekiller, Pensilvanya ekibi, çapulcu takımı..vs, ( Hepiniz oradaydınız yahu!)
'İsterse Türkiye yıkılsın, yeter ki Erdoğan gitsin' kafasını yaşayan bizim kifayetsiz müttefik kuvvetlerin ulusal güvenliği tehdit etmekle, casuslukla suçlanan birini desteklemesini anladık da..,
İngiltere, Fransa, Hollanda Başkonsolosları ve AB'li parlamenterlere n'oluyor?...
Ne işiniz vardı lan sizin orda?...
Casusluk davasında casuslukla suçlanan birine sahip çıkmak ne?...
Elemanını kurtarmaya gelen hanginizdi söyleyin lan!...
Yoksa mevzu hepinizi mi ilgilendiriyor?...
Size ne bizim mahkemeden?...
Burasını müstemleke mi sandınız dallamalar?!...
Bize gelene kadar Assange'ın namusunu kurtarsaydınız ya!...
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) eski ajanı Snowden'ın, İngiliz Guardian gazetesi ile işbirliği yaparak son yılların en büyük istihbarat skandallarından birinin belgelerini sızdırdığında n'aptınız, bir deyiverin hele?!...
İngiltere hükümeti Guardian'a 'belgeleri yayınlama' dediğinde, aksi takdirde gazeteye karşı casusluk davası açılması hatta gazetenin kapatılması ihtimali ortaya çıktığında söz konusu CD ve harddiskleri bizzat gazete imha etmişti...
Sizde casusluk olan şey bizde neden gazetecilik oluyor bir anlatıverin bakalım?!...
Sizin ne işiniz vardı Leigh Turner!... (Leigh diye yazılır, len diye okunur...)
Bizim kifayetsiz muhaliflerin hal-i perişanı ortada...
Paralellere bir şey demiyorum... Zira dava casusluk davası... Herifler meslektaş dayanışması sergiliyorlar netekim...
Ama ulusalcı Kemalistlere n'oluyor, onu anlamadık...
İstanbul Boğaz'ında İngiliz gemilerini görünce ne demişti Mustafa Kemal?
“Geldikleri gibi giderler...”
Sen ise İngiliz konsolos bizim mahkemenin kapısına demir attı diye seviniyorsun...
Bilesin ki, elin konsolosundan özgürlük doğmaz, doğsa doğsa cibilliyetsiz müstemleke çocuğu doğar!...
Mustafa Kemal'den korkmuyorsun, bari Allah'tan kork yahu!... (Benim sözüm değil, bu bir Kılıçdaroğlu özdeyişidir!...)
Ee ne demişler; “Mr. and Mrs. Brown are going to the seaside!...
It is a pencil, but I love you!...
Isn't 'it' Mr. Turner?!...