YENİ ŞAFAK YAZARINDAN GÜLEN CEMAATİ'NE AĞIR SUÇLAMA!
Yeni Şafak yazarı cemaate ağır eleştirler yaptığı yazısında basın özgürlüğü konusuna da değindi.
Yeni Şafak yazarı Cem Küçük köşesinde 7 Şubat’ın nasıl bir darbe olduğunu aktarırken cemaate yönelik sert eleştiriler de yaptı.
Küçük, cemaate ağır eleştirler yaptığı yazısında basın özgürlüğü konusuna da değindi. Yine Nazlı Ilıcak’tan söz etti ve Sabah gazetesini örnek veren Küçük basında neden hiç Hakan Fidan’ı savunan bir yazarın olmadığını sordu.
İşte Cem Küçük’ün yazısının bir kısmı:
"Oslo görüşmeleri de basına sızdırılınca Öcalan’la başlatılacak olan çözüm ve barış süreci sekteye uğradı. Bu arada MİT, Kamu Güvenliği Teşkilatı ve İç İşleri Bakanlığı’nda kendilerine kadro isteyenler bunları alamayınca önce Beşir Atalay’ı ve ardından Hakan Fidan’ı hedef tahtasına oturttular. Beşir Atalay’ı İrancı olmakla suçladılar. Hakan Fidan’ı PKK’yı koruyup kollamakla itham ettiler. Bu arada Mavi Marmara’da vatandaşlarımız zalim İsrail devleti tarafından şehit edilince malum çevre dışında herkes tek yürek oldu. Bazıları İsrail’i değil eleştirmek destek bile verdiler. Çünkü o kesim İsrail’e karşı çıkarsa Yahudi sermayesinin kendilerini bitireceğinden hep korktu. Irak Savaşı’nda açıkça ABD’yi eleştiremediler bile.
Anahtar teslim devleti isteyen bu cenah ellerinin altından bazı şeylerin gittiğini görünce 7 Şubat’ı planladılar. Üstelik İsrail’in ilk kez Türkiye’de MİT’in başına getirilmiş birini açıkça hedef gösterdiği sırada. Başbakan Erdoğan çıktığı her programda, her sohbette, ’Hakan Fidan’ın tutuklanacağını ve sonrasında sıranın kendisine geleceğini’ ısrarla söylemesine rağmen akılla düşünmeyi unutmuş olanlar, ’Başbakan’ın tutuklanması anayasaya göre ancak şöyle şöyle olur’ gibi tezvirata başladılar.
Bu konuda yetenekle değil atamayla gelmiş biri 7 Şubat’ın efsane ve uydurma olduğunu, birinin bu balonu söndürmesi gerektiğini yazmış. Ona verilen görev gereği torba yasaları ve bunların ne anlama geldiğini sıralamış. Şimdi bu arkadaşların zihnine göre düşünürsek Martin Luther King’i James Earl Ray, Özal’ı Kartal Demirağ vurdu. Öyle ya, hadi ispat et arkasında başka güçler olduğunu mantığı geçerli ne de olsa.
Madem 7 Şubat efsane niye o zaman Hakan Fidan hedefinizde? Niye çözüm sürecini baltalamak için her yolu deniyorsunuz? Gazetelerinizde Hüseyin Gülerce dışında kimse 7 Şubat savcılarını suçlamadı. Hatta destek çıktı. Niye acaba? Ha, gerçek bir demokrat olan Etyen Mahçupyan televizyonlarda 7 Şubat darbedir dedi. Sağlam yazarlardan Mümtazer Türköne’nin 7 Şubat’ı onaylamadığı biliniyor. Ama ne hikmetse Şahin Alpay’ın 7 Şubat’ı savunan yazılarını yayımlamakta bir beis görmediniz.
Eğer 7 Şubat darbe değilse gidin Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidan’ı bu konuda ikna edin. Ucuz polis eskisi tetikçilerini Fidan ve Erdoğan’a yöneltirken niye sesiniz çıkmıyor? Belirli internet siteleri üzerinden çözüm sürecine operasyon çekmeyi biliyorsunuz. Bazı yazarlara bilgi ve belge aktarıp kara propaganda yaptırıyorsunuz.
Hani basın özgürlüğü diyorsunuz, o zaman gazetelerinizde 7 Şubat ve Hakan Fidan’ı savunan tek bir yazı ve yazar niye yok? Bakın Sabah gazetesinde hükümeti eleştiren birçok yazı yayınlanıyor. Emre Aköz açıkça eleştiriyor hükümeti. Nazlı Ilıcak 7 Şubat’a sahip çıkıyor. Bu yazılar Sabah’ta yayınlandı. Ama tek bir tweetle, küfür etti diye Ergun Babahan’ı işten atıyorsunuz.
Küçük, cemaate ağır eleştirler yaptığı yazısında basın özgürlüğü konusuna da değindi. Yine Nazlı Ilıcak’tan söz etti ve Sabah gazetesini örnek veren Küçük basında neden hiç Hakan Fidan’ı savunan bir yazarın olmadığını sordu.
İşte Cem Küçük’ün yazısının bir kısmı:
"Oslo görüşmeleri de basına sızdırılınca Öcalan’la başlatılacak olan çözüm ve barış süreci sekteye uğradı. Bu arada MİT, Kamu Güvenliği Teşkilatı ve İç İşleri Bakanlığı’nda kendilerine kadro isteyenler bunları alamayınca önce Beşir Atalay’ı ve ardından Hakan Fidan’ı hedef tahtasına oturttular. Beşir Atalay’ı İrancı olmakla suçladılar. Hakan Fidan’ı PKK’yı koruyup kollamakla itham ettiler. Bu arada Mavi Marmara’da vatandaşlarımız zalim İsrail devleti tarafından şehit edilince malum çevre dışında herkes tek yürek oldu. Bazıları İsrail’i değil eleştirmek destek bile verdiler. Çünkü o kesim İsrail’e karşı çıkarsa Yahudi sermayesinin kendilerini bitireceğinden hep korktu. Irak Savaşı’nda açıkça ABD’yi eleştiremediler bile.
Anahtar teslim devleti isteyen bu cenah ellerinin altından bazı şeylerin gittiğini görünce 7 Şubat’ı planladılar. Üstelik İsrail’in ilk kez Türkiye’de MİT’in başına getirilmiş birini açıkça hedef gösterdiği sırada. Başbakan Erdoğan çıktığı her programda, her sohbette, ’Hakan Fidan’ın tutuklanacağını ve sonrasında sıranın kendisine geleceğini’ ısrarla söylemesine rağmen akılla düşünmeyi unutmuş olanlar, ’Başbakan’ın tutuklanması anayasaya göre ancak şöyle şöyle olur’ gibi tezvirata başladılar.
Bu konuda yetenekle değil atamayla gelmiş biri 7 Şubat’ın efsane ve uydurma olduğunu, birinin bu balonu söndürmesi gerektiğini yazmış. Ona verilen görev gereği torba yasaları ve bunların ne anlama geldiğini sıralamış. Şimdi bu arkadaşların zihnine göre düşünürsek Martin Luther King’i James Earl Ray, Özal’ı Kartal Demirağ vurdu. Öyle ya, hadi ispat et arkasında başka güçler olduğunu mantığı geçerli ne de olsa.
Madem 7 Şubat efsane niye o zaman Hakan Fidan hedefinizde? Niye çözüm sürecini baltalamak için her yolu deniyorsunuz? Gazetelerinizde Hüseyin Gülerce dışında kimse 7 Şubat savcılarını suçlamadı. Hatta destek çıktı. Niye acaba? Ha, gerçek bir demokrat olan Etyen Mahçupyan televizyonlarda 7 Şubat darbedir dedi. Sağlam yazarlardan Mümtazer Türköne’nin 7 Şubat’ı onaylamadığı biliniyor. Ama ne hikmetse Şahin Alpay’ın 7 Şubat’ı savunan yazılarını yayımlamakta bir beis görmediniz.
Eğer 7 Şubat darbe değilse gidin Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidan’ı bu konuda ikna edin. Ucuz polis eskisi tetikçilerini Fidan ve Erdoğan’a yöneltirken niye sesiniz çıkmıyor? Belirli internet siteleri üzerinden çözüm sürecine operasyon çekmeyi biliyorsunuz. Bazı yazarlara bilgi ve belge aktarıp kara propaganda yaptırıyorsunuz.
Hani basın özgürlüğü diyorsunuz, o zaman gazetelerinizde 7 Şubat ve Hakan Fidan’ı savunan tek bir yazı ve yazar niye yok? Bakın Sabah gazetesinde hükümeti eleştiren birçok yazı yayınlanıyor. Emre Aköz açıkça eleştiriyor hükümeti. Nazlı Ilıcak 7 Şubat’a sahip çıkıyor. Bu yazılar Sabah’ta yayınlandı. Ama tek bir tweetle, küfür etti diye Ergun Babahan’ı işten atıyorsunuz.