Yeni Şafak yazarından eşcinsellik isyanı: Mahalleden gitmeyeceğim ulan,başınızın belasıyım!
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü köşesinde, Taksim'deki "Onur Yürüyüşü" sonrası yazdığı tweetler nedeniyle sosyal medyada nasıl saldırıya uğradığını yazdı.
LGBT'nin yürüyüşü esnasında "Polisin LGBT yürüyüşüne müdahalesi hem saçma hem gereksiz. Bu gerginliğe hiç ihtiyacımız yok." şeklinde bir tweet attığını söyleyen Kılıçarslan, "Bu tweeti atmamla birlikte, takipçilerimden muazzam bir tepki dalgası ile karşılaştım. En hafifi 'cinsel tercihimi' sorgulamak olan bu tepkilerin bazılarında insanı gerçekten çileden çıkaracak hakaretler vardı. Tabii bolca da Hazreti Lut kıssası göndermesi." diye yazdı.
KIRMIZI PANTOLONLU FOTOĞRAF ÜZERİNDEN SALDIRI
Bunun üzerine bu kez "İkiyüzlülüğün lüzumu yok. Günah yerine günahkârdan nefret edip eşcinselliği bu noktaya taşıyan sizin bu 'fobik' tavrınız." şeklinde ikinci bir tweet attığını belirten Kılıçarslan, bunun üzerine hakaretlerin daha da çirkinleşerek attığını belirtti ve "Kendim çektirtip yayınladığım bir kırmızı pantolonlu fotoğrafım üzerinden bile iğrenççe, alçakça bir saldırı dalgası başlatıldı." ifadelerini kullandı.
GÜNAHKARLA DEĞİL, GÜNAHLA MÜCADELE ETMENİZ GEREKMİYOR MU
İslamcılara çağrıda bulunan Kılıçdarslan, Günahkarla değil, günah ile mücadele edilmesi gerektiğini belirterek "Bana Hazreti Lut'un kıssasını anlatıp duran arkadaşlar. Hazreti Lut, kavminin helak olmaması için kaç yıl geceli gündüzlü tebliğ ve irşatta bulunmuştur, biliyor musunuz?" diye yazdı.
Kılıçarslan şöyle devam etti:
"(...) Ey bu memleketin dindar, Allah'ı ve kitabını çok önemseyen çocukları. Günahtan nefret eder, günahı ortadan kaldırmaya çalışırsanız mesafe alırsınız. Günahkârdan nefret eder, günahkârı ortadan kaldırmaya çalışırsanız karşınızda size düşmanlıkta cahiliye dönemini bile geçmeye hazır azılı İslam düşmanları bulursunuz.
Ne Ramazan'a ne Şaban'a ne Receb'e saygı duymayan, sokaklarda Ramazan günü her türlü ahlaksızlığı sergileyen, insanları homofobik olmakla suçlarken iğrenç bir İslamafobi'nin bayraktarlığını yapan bu azgınlığın bu noktaya gelmesinde hiç mi suçumuz yoktur? Bu konuda üzerimize düşen her şeyi yaptığımızdan bu kadar mı eminiz?
Bana Hazreti Lut'un kıssasını anlatıp duran arkadaşlar. Hazreti Lut, kavminin helak olmaması için kaç yıl geceli gündüzlü tebliğ ve irşatta bulunmuştur, biliyor musunuz?
YOKMUŞ GİBİ YAPARAK MI MÜCADELE EDECEĞİZ
Eşcinsellikle devekuşu gibi kafamızı kuma sokarak, yaşadığımız toplumda eşcinsellik yokmuş gibi yaparak mı mücadele edeceğiz? Nerede kaldı nebevi metot? Nerede kaldı tövbe ve hidayet dilemek? Nerede kaldı, en azılı düşmanı Ebu Cehil'in bile defalarca ayağına gidip onu hak dine, doğru yola davet eden Muhammed(sav)'i taklit?
Gidin İsmailağa ve Menzil başta olmak üzere hangi dergâhların bu meselede nasıl güzel gayretler ettiğini görün. Emine Şenlikoğlu ablayı bulup 'abla sen kaç travestinin o yaşadıkları hayattan kurtulup namaza niyaza başlamalarına vesile oldun' diye sorun.
SONRA 'BENİM ÇOCUĞUM NİÇİN EŞCİNSEL OLDU' DİYE AĞLAMAK YOK AMA
Gerçi haklısınız. Bütün bunları bir kez olsun düşünmek yerine, bütün bunları bir kez olsun düşünmeyi teklif eden adamları linç etmek daha kolay değil mi? Sana Allah'ın ve Resul'ünün yöntemini önermeye çalışan adama 'homo' der ve o şahane konforunla yaşamaya devam edersin. Sonra 'benim çocuğum niçin eşcinsel oldu' diye ağlamak yok ama. Sonra 'kendilerini AK eşcinseller olarak tanımlayan bu grup da (uydurmuyorum, meraklısı internetten bulabilir) nereden çıktı' diye inlemek yok ama. Anlaştık mı?
Ne diyordu İsmail Kılıçarslan: 'Biliyorum, beni mahalleden kovduğunuzda çok mutlu olacaksınız. Ama sırf yüzünüzdeki o iğrenç gülümsemeyi görmemek için bile olsa bu mahalleden gitmeyeceğim ulan. Başınızın belasıyım."
KIRMIZI PANTOLONLU FOTOĞRAF ÜZERİNDEN SALDIRI
Bunun üzerine bu kez "İkiyüzlülüğün lüzumu yok. Günah yerine günahkârdan nefret edip eşcinselliği bu noktaya taşıyan sizin bu 'fobik' tavrınız." şeklinde ikinci bir tweet attığını belirten Kılıçarslan, bunun üzerine hakaretlerin daha da çirkinleşerek attığını belirtti ve "Kendim çektirtip yayınladığım bir kırmızı pantolonlu fotoğrafım üzerinden bile iğrenççe, alçakça bir saldırı dalgası başlatıldı." ifadelerini kullandı.
GÜNAHKARLA DEĞİL, GÜNAHLA MÜCADELE ETMENİZ GEREKMİYOR MU
İslamcılara çağrıda bulunan Kılıçdarslan, Günahkarla değil, günah ile mücadele edilmesi gerektiğini belirterek "Bana Hazreti Lut'un kıssasını anlatıp duran arkadaşlar. Hazreti Lut, kavminin helak olmaması için kaç yıl geceli gündüzlü tebliğ ve irşatta bulunmuştur, biliyor musunuz?" diye yazdı.
Kılıçarslan şöyle devam etti:
"(...) Ey bu memleketin dindar, Allah'ı ve kitabını çok önemseyen çocukları. Günahtan nefret eder, günahı ortadan kaldırmaya çalışırsanız mesafe alırsınız. Günahkârdan nefret eder, günahkârı ortadan kaldırmaya çalışırsanız karşınızda size düşmanlıkta cahiliye dönemini bile geçmeye hazır azılı İslam düşmanları bulursunuz.
Ne Ramazan'a ne Şaban'a ne Receb'e saygı duymayan, sokaklarda Ramazan günü her türlü ahlaksızlığı sergileyen, insanları homofobik olmakla suçlarken iğrenç bir İslamafobi'nin bayraktarlığını yapan bu azgınlığın bu noktaya gelmesinde hiç mi suçumuz yoktur? Bu konuda üzerimize düşen her şeyi yaptığımızdan bu kadar mı eminiz?
Bana Hazreti Lut'un kıssasını anlatıp duran arkadaşlar. Hazreti Lut, kavminin helak olmaması için kaç yıl geceli gündüzlü tebliğ ve irşatta bulunmuştur, biliyor musunuz?
YOKMUŞ GİBİ YAPARAK MI MÜCADELE EDECEĞİZ
Eşcinsellikle devekuşu gibi kafamızı kuma sokarak, yaşadığımız toplumda eşcinsellik yokmuş gibi yaparak mı mücadele edeceğiz? Nerede kaldı nebevi metot? Nerede kaldı tövbe ve hidayet dilemek? Nerede kaldı, en azılı düşmanı Ebu Cehil'in bile defalarca ayağına gidip onu hak dine, doğru yola davet eden Muhammed(sav)'i taklit?
Gidin İsmailağa ve Menzil başta olmak üzere hangi dergâhların bu meselede nasıl güzel gayretler ettiğini görün. Emine Şenlikoğlu ablayı bulup 'abla sen kaç travestinin o yaşadıkları hayattan kurtulup namaza niyaza başlamalarına vesile oldun' diye sorun.
SONRA 'BENİM ÇOCUĞUM NİÇİN EŞCİNSEL OLDU' DİYE AĞLAMAK YOK AMA
Gerçi haklısınız. Bütün bunları bir kez olsun düşünmek yerine, bütün bunları bir kez olsun düşünmeyi teklif eden adamları linç etmek daha kolay değil mi? Sana Allah'ın ve Resul'ünün yöntemini önermeye çalışan adama 'homo' der ve o şahane konforunla yaşamaya devam edersin. Sonra 'benim çocuğum niçin eşcinsel oldu' diye ağlamak yok ama. Sonra 'kendilerini AK eşcinseller olarak tanımlayan bu grup da (uydurmuyorum, meraklısı internetten bulabilir) nereden çıktı' diye inlemek yok ama. Anlaştık mı?
Ne diyordu İsmail Kılıçarslan: 'Biliyorum, beni mahalleden kovduğunuzda çok mutlu olacaksınız. Ama sırf yüzünüzdeki o iğrenç gülümsemeyi görmemek için bile olsa bu mahalleden gitmeyeceğim ulan. Başınızın belasıyım."