Yeni Şafak yazarı şaşırttı! Mansur Yavaş seçimi epey bir farkla alır!

31 Mart yerel seçimlerine kısa bir zaman kala büyükşehirleri hangi isimlerin kazanacağı da özel olarak merak edilmeye devam ediliyor.

Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Faruk Aksoy ise, bugünkü köşesinde, "Tahminimi söyleyeyim…" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Faruk Aksoy, Ankara'da, Millet İttifakı'nın adayı Mansur Yavaş'ın büyük farkla seçimi kazanacağını belirtti. Aksoy, "Ankara’da, Mansur Yavaş seçimi alır. Epey bir farkla alır… Şayet Mansur Yavaş’ın rakibi Özhaseki değil de, Gökçek olsaydı yine alırdı" diye ifade etti.

Faruk Aksoy, "Kişiler önemli değil, ne Gökçek’i, ne çocuklarını tanımam, bilmem. Fakat şunu bilirim… AK Parti seçmeni, Ankara’da kaybedilecek seçimin faturasını 24 yıl Ankara’yı yöneten Melih Gökçek’e keser" diye belirtti.

Aksoy, "Görevden alınan, ya da istifa ettirilen belediye başkanlarının şehirlerinden çıkacak sonuçlar çok önemli. Siyasetin sağ tarafını baştan aşağıya dizayn edecek kadar önemli" diye de ekledi.

Faruk Aksoy'un yazısı şu şekilde:

"Ankara’da, Mansur Yavaş seçimi alır.

Epey bir farkla alır…

Şayet Mansur Yavaş’ın rakibi Özhaseki değil de, Gökçek olsaydı yine alırdı.

Özal, 89 yerel seçimlerini niçin kaybettiyse, Gökçek de bu seçimlere aday gösterilseydi, benzeri bir durum yüzünden kaybederdi.

Bizim memlekette Cumhuriyet devrimlerinin hepsi tartışılmıştır, konuşulmuştur, ağır şekilde eleştirilmiştir.

Fakat…

Halkın gönül rızası ile kabul ettiği, itiraz etmediği tek şey 'seçme ve seçilme' hakkı olmuştur.

Millet en çok bunu sevmiştir…

Cumhuriyet, seçme ve seçilme hakkını halka vererek kök salmıştır.

Halk, kendi kahramanını kendisi var etmiştir.

Benim seçtiğim, benim istediğim, hikayesine ortak olduğum birisi beni yönetecek, demiştir.

Bizim halk, yönetime, ya da yönetimin gücüne dolaylı olarak, yandan ortak olanları gördü mü, uzaklaşmıştır.

Bizim halk, 'proje isimlere' hiçbir zaman itimat etmemiştir.

Kim olursa olsun, etmemiştir.

Bir şey sorayım…

Melih Gökçek, belediye başkanıyken Osmanlıspor’un maçlarında en az 10, hatta 15 bin taraftar oluyordu.

Nerde o taraftarlar, nereye gittiler?

Neden yoklar?..

Yahu zaten yoklardı ki…

Zaten hiç olmamışlardı ki…

Belediyenin çalışanı, şusu, busu biniyorlardı otobüslere, sanal bir kalabalık oluşturuyorlardı.

Gökçek’in kulüp başkanı olan oğlu da spor dünyasında kendine bir yer açıyordu, zemin oluşturuyordu.

Kızmaya, bağırıp çağırmaya gerek yok, işin gerçeği buydu…

Şimdi başkanlık gitti, tribünler boşaldı.

Sanal proje sporda da, siyasette de, hayatın içinde de tutmaz.

Bugün paranla yazdırırsın, paranla konuşturursun, paranla taşırsın, yarın ilk fırsatta daha çok parası olanın yanına giderler, dönüp sana doğru…

Neyse…

Kişiler önemli değil, ne Gökçek’i, ne çocuklarını tanımam, bilmem.

Fakat şunu bilirim…

AK Parti seçmeni, Ankara’da kaybedilecek seçimin faturasını 24 yıl Ankara’yı yöneten Melih Gökçek’e keser.

Gelelim İstanbul’a…

Binali Yıldırım seçimi alır ama epey bir farkla alamaz.

Ben de, İstanbul’a aday gösterilmesini, partisi adına doğru tercih olarak görenlerdenim.

Hayat sürprizlerle doludur…

Her şey olabilir ama Binali Yıldırım, kazansa da, kaybetse de davranışlarında bir değişiklik olmayacağı izlenimi veriyor.

Vatandaş onun iddiasız gibi görünen gücünü seviyor.

Seçmende uyandırdığı bu hisle seçimi alır gibime geliyor.

Daha ileri gideyim…

Binali Yıldırım, 31 Mart gecesi seçimi kazansın…

İlk işi Ekrem İmamoğlu’nu arayıp üzülmemesini, siyasette önünün açık olduğunu, devam etmesi gerektiğini söylemek olacaktır.

Bundan eminim…

Peki İzmir?

İzmir, isimler üzerinden değil de, ideolojik kamplar üzerinden yorumlanabilir, bunu herkes kabul ediyor zaten.

İzmir, kendini bir yerde konumlandırdı, kımıldamıyor.

İzmirliler belki haklıdır, belki haksızdır bilemem, fakat görüntü bu.

Sonuç itibarıyla…

Tunç Soyer seçimi alır, Nihat Zeybekçi de AK Parti’nin oylarını yükseltir.

Önemli bir not daha ekleyeyim…

Görevden alınan, ya da istifa ettirilen belediye başkanlarının şehirlerinden çıkacak sonuçlar çok önemli.

Siyasetin sağ tarafını baştan aşağıya dizayn edecek kadar önemli.

İşin o tarafını da izleyelim."