YENİ ŞAFAK HANGİ DENEYİMLİ GAZETECİYİ KADROSUNA KATTI? (MEDYARADAR-ÖZEL)
Yeni Şafak, ekonomi basınının değerli bir kalemini kadrosuna kattı.. İşte o isim ve detaylar :
Ekonomi Gazetecileri Derneği Denetim Kurulu üyesi ve Tvnet’te yayınlanan Net Bakış programının sunucusu Fikri Türkel Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazısı yazmaya başladı.
Fikri Türkel ilk yazısını bugün yazdı.
İŞTE TÜRKEL'İN İLK YAZISI :
Bu damacana daha çok su götürür!
Su hayattır! Yeni Şafak'ta yazmaya "su" konusuyla başlamak iki anlam taşıyor. Hayati ve en önemli temel gıda konusu su, ekonominin de vazgeçilmez bir unsurudur. Su, medeniyetin temeli ve varoluşun kaynağıdır.
Yazılarımızın ve işlerimizin su gibi akmasına sebep olur inşallah.
İki haftadır estirilen damacana suyu gerçeğini anlamak için öncelikle su pazarı resminin bütününü görmek gerekiyor.
1983'te dönemin "koltuksuz bakanı" denilen Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli, suyun artık ambalajlarda satılacağını söylediğinde herkes dalga geçmişti. "Kim ambalajlı suya para verir ki?"
Dünyanın her yerinde sadece su değil içecek pazarıyla ilgili daima yönlendirmeler yapılıyor.
Hatırlayın, her Ramazan ayı öncesi içecek sektörü üzerine bir tartışma başlıyor. Hatırlayın birkaç yıl önce gazozlar ve gazlı içecekler manşet olmuştu. Önceki yıl cam şişeyi şart koşan tv oturumları, gazete haberleri akmıştı. Geçen yıl gündeme kola gelmiş ve bu yıl da damacana sular konu ediliyor.
Bunlar, pazarda rekabetin ötesinde bir mücadelenin de olduğunu gösteriyor.
Ayrıca son yıllarda arıtma sistemleri da pazara yerleşmeye başladı ve önemli bir pay kapmış görünüyor. Bu konunun da ileride büyük tartışma çıkaracağını söyleyebilirim.
Sektörde 300'den fazla ruhsat almış şirket bulunuyor ve her yıl onlarca yeni üreticinin pazara girdiği bir başka gerçek. Rekabetin yoğunluğunun bir sebebinin de en az yüzde 50'lik kapasite fazlalığı olduğu biliniyor.
Geçen yıl, su sektörü 150 milyon dolara yakın bir ihracat gerçekleştirdi. Kapasite fazlalığının ihracata yönlendirilmesi doğru bir strateji olur.
İstanbul artık ambalajlı su tüketiyor. 15 milyonluk şehrin yüzde 10'u çeşmeden, yüzde 10'u da arıtılmış su tüketiyor. Geri kalanı farklı boylarda PET tabir ettiğimiz ambalajlı su içiyor.
2011 yılında da su sektöründeki büyümenin aynı ivmeyle devam ettiği görülmektedir. 2011 yılında Türkiye'de su pazarı hacmi yaklaşık 9,9 milyar litreye ulaşmış ve bu hacmin 6,5 milyar litresi yüzde 1,6 'lık büyüme ile damacana satış kanalından, 3,4 milyar litresi de yüzde 9,7 'lik büyüme ile PET satış kanalından gelmektedir. Tonaj olarak damacana toplamının yüzde 66' sini, diğer ambalajlı sular ise yüzde 34' ünü oluşturmuştur. 2011 yılında Sektördeki toplam ciro yaklaşık 3,45 milyar TL'ye ulaşmıştır.
Burada dikkat etmemiz gereken nokta şudur: Damacana piyasadaki payını oransal olarak kaybetmektedir. 2007 yılında yüzde 74 paya sahip olmasına karşılık şimdi yüzde 66'ya inmiştir. Piyasa dengelerinin niye ve kimin lehine değiştiğine bakmak gerekiyor.
Analizi sadece damacanaya indirgemek istemiyorum. Elimde bir üniversitenin iki gün önce teslim ettiği bir rapor bulunuyor. İzin almadığım için ismini yayınlayamıyorum ama kısa bir sonuç vereceğim. Rapor, muhtemelen bugün veya yarın açıklanır.
Rapor, başta damacana sular olmak üzere, pet şişe tabir ettiğimiz polikarbonat ambalajlı ve çeşme sularıyla ilgili içilebilir şartlarını ve durumlarını açıklamaktadır. Malzemelerin sağlıklı olması ve dünyadaki tartışmalar hakkında da en son verileri paylaşmaktadır.
Yani su tanımlarını ve etiketlerin anlamlarını bilmemiz gerekiyor.
Ambalajlı su üretimiyle ilgili olarak Sağlık Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan izin almak gerekiyor. Asıl önemli nokta, suların denetiminin ve sağlık analizlerinin de yine Sağlık Bakanlığınca belirlenen metotlarla yapılacağı da yine yönetmelikle belirtilmiştir. Yani herhangi biri kafasına göre seçim yapıp, istediği yerde analiz ettirerek bulduğu sonuçları sağlıksız diyemeyecektir.
Şu bilinmelidir ki Türkiye içme sularının yönetmeliklerini, AB'nin ilgili mevzuatlarına uyumlu hale getirmiştir.
2012 yılı için de tahmini büyüme yüzde 4 civarlarında olması bekleniyor. Halen 88 litresi damacanadan olmak üzere, 125 litre su tüketiliyor. Avrupa'da kişi başı tüketim 150 litrelerin üstünde olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Bir başka açıyı da gözden kaçırmamak gerekiyor: Büyük oyuncular pazara girmeden önce "damacana" tarzı haberler çıkıyor. Bugünlerde uluslararası bir içecek markasının, sektördeki yerli oyunculardan birini satın alması da konuşuluyor.
Zihinler bir şekilde gelişmelere hazırlanıyor.
Yine de söz konusu sağlıksa; her türlü spekülasyona rağmen doğru ve denetlenmiş temel gıdamız su ürünleri hakkında temiz bir açıklama beklemek hakkımızdır.
Bu konu daha çok su götürür... Sağlıcakla kalın su gibi aziz olun!
MEDYARADAR-ÖZEL