YENİ AKİT YAZARINDAN ŞOK ÇIKIŞ; ''CİNNETİN SEBEBİ TV DİZİLERİ!''
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Batman'da bir babanın getirdiği cinnetin sebebinin tv dizileri olduğunu öne sürdü.
O ailenin katili baba mı, tv dizileri mi?
Batmanlı bir aile..Muhafazakar bir yapıdan geliyorlar..
7 çocuk sahibi baba, bütün çocuklarını, eşini, öz kardeşini ve en sonunda da kendisini vuruyor.
Çoğu ölüyor, hayatta olanlar da ağır yaralı..
Çocukların en büyüğü 17, en küçüğü 5 yaşında.
Daha okula bile başlamamış, küçük Abidin.
Nedir, bu ölümlerin sebebi?
"Cinnet" diyorlar.
İyi de, cinnetin sebebi ne?
İlk bilgilere göre, hemen her televizyon dizisinde tekrarlanan..
Güzel bir şeymiş gibi gösterilen..
Adeta teşvik edilen..
En hafif anlatımıyla, normalleştirilmeye çalışılan "gayrı ahlaki ilişki" şüphesi.
Ben o şüphenin doğru olmadığına inanmak istiyorum.
Cinnet geçiren babanın, kendi kendine uydurduğu bir kuruntu olduğuna inanmak istiyorum..
Ama o şüphe doğru olmasa da..
Kuruntu bile olsa..
O kuruntu; 7 çocuğu birden öldürecek kadar insanı çileden çıkartabilecek bir cinnete sebebiyet veriyorsa..
Bizim toplumumuzda, bu tür iddiaların şüphesi bile, böylesine ağır facialara sebebiyet veriyorsa..
Bir baba, böyle bir şüpheden dolayı, bir çırpıda kardeşini, eşini, ve çocuklarını öldürebiliyorsa.
Burda çok büyük bir sorun olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekmez mi?
Aileyi rencide etmek istemem.
O şüphenin doğru olduğu şeklinde bir yargıya varılmasını doğru bulmam.
Ama madem ki baba böyle bir şüpheyi ciddiye almış ve bunun için kendisi dahil 10 insanın kafasına kurşun sıkabilmiş...
Bu vakıayı ciddi ciddi tartışmamız gerekir..
Toplum mühendisliğine soyunanların, halkımıza dayatmak istedikleri aile yapısının, insanları nasıl bir cinnete sevkettiğini görmemiz gerekir.
Şu televizyon dizisinde, evli bir kadın, "çocuğunun ameliyat parası" denilerek, yabancı birisi ile ilişkiye girecek... "Çocuğun ameliyat parası" bahanesi ile, hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün olmayan bir ahlaksızlık, takdir edilmesi gereken bir fiil gibi gösterilecek!..
Öbür televizyon dizisinde, dinimize göre birbirleri ile evlenme yasağı olan dayı-yeğen ilişkisi yaşanacak..
Bir başka dizide, bir kadın, aynı anda birden fazla erkekle birlikte olacak..
Nikahsız birliktelikler, hemen hemen bütün dizilerin zorunlu unsuru olacak..
Ve bu anormalliklerin yaşanma sıklığı öylesine abartılacak ki..
"Eşeğin aklına karpuz kabuğu koyma" anlamında kafalar ifsat edilecek..
Ve nihayetinde insanlar, böylesine cinnetler geçirmeye zorlanacak..
Durumun vehameti o kadar açık ki..
Büyük umutlarla gazetemizde dahi reklamları yayınlanan Huzur Sokağı dizisinin son haline bir bakın..
Hangimiz, gençlik yıllarında o romanı okumadı.. O romandan, olumlu anlamda etkilenmedi..
Onun bile cılkını çıkarttılar.
Romanın aslında, sadece şöyle bir değinilip geçilen..
Yanlışlığı hemen vurgulanan bir yasak ilişki.
Tv dizisinde görüyoruz ki, filmin adeta asli unsuru olmuş!
Gayri ahlaki ilişkinin, en pespaye ayrıntıları aktarılarak, adeta "Sizler de böyle bir yaşantıyı tercih edebilirsiniz" gibisinden, bir rezaletin takdimi yapılıyor..
Nihai noktada, gayrı ahlaki ilişkiyi övmüyor olabilirler..
"Dizinin sonraki bölümlerini de seyredin" denilebilir..
Ama lütfen..
Siz reyting alan bir konu buldunuz ve o diziyi 10 dakika daha uzatacaksınız diye..
Gayri ahlaki bir ilişkinin ürünü olan çocuğun ultrason raporlarına kadar, en ince ayrıntıları izleyiciye seyrettirmenin ne manası var?
Dizinin ana teması içinde, kısaca geçilecek ayrıntıları uzun uzun gösterip, izleyicinin esas beklentisi olan ana fikri verecek vurgudan sapmanın ne anlamı var?
Bir baba, 7 çocuğunu vurdu.. Eşini, kardeşini vurdu..
O babaya, medya "cani" sıfatını layık bulmuş..
İyi de, o babayı bu "cani"liğe sevkedecek ortamı kim hazırladı?
O ortamda, kimlerin parmak izleri var?
RTÜK başta olmak üzere, televizyon patronlarının sorumluluğu ne ölçüde?
Artık "gayrıahlaki ilişkileri normalleştiren diziler"in masaya yatırılma vaktidir..
Aksi takdirde, bu toplumda daha çok cinnetler yaşayacağız demektir..
Ali Karahasanoğlu / YENİ AKİT
Batmanlı bir aile..Muhafazakar bir yapıdan geliyorlar..
7 çocuk sahibi baba, bütün çocuklarını, eşini, öz kardeşini ve en sonunda da kendisini vuruyor.
Çoğu ölüyor, hayatta olanlar da ağır yaralı..
Çocukların en büyüğü 17, en küçüğü 5 yaşında.
Daha okula bile başlamamış, küçük Abidin.
Nedir, bu ölümlerin sebebi?
"Cinnet" diyorlar.
İyi de, cinnetin sebebi ne?
İlk bilgilere göre, hemen her televizyon dizisinde tekrarlanan..
Güzel bir şeymiş gibi gösterilen..
Adeta teşvik edilen..
En hafif anlatımıyla, normalleştirilmeye çalışılan "gayrı ahlaki ilişki" şüphesi.
Ben o şüphenin doğru olmadığına inanmak istiyorum.
Cinnet geçiren babanın, kendi kendine uydurduğu bir kuruntu olduğuna inanmak istiyorum..
Ama o şüphe doğru olmasa da..
Kuruntu bile olsa..
O kuruntu; 7 çocuğu birden öldürecek kadar insanı çileden çıkartabilecek bir cinnete sebebiyet veriyorsa..
Bizim toplumumuzda, bu tür iddiaların şüphesi bile, böylesine ağır facialara sebebiyet veriyorsa..
Bir baba, böyle bir şüpheden dolayı, bir çırpıda kardeşini, eşini, ve çocuklarını öldürebiliyorsa.
Burda çok büyük bir sorun olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekmez mi?
Aileyi rencide etmek istemem.
O şüphenin doğru olduğu şeklinde bir yargıya varılmasını doğru bulmam.
Ama madem ki baba böyle bir şüpheyi ciddiye almış ve bunun için kendisi dahil 10 insanın kafasına kurşun sıkabilmiş...
Bu vakıayı ciddi ciddi tartışmamız gerekir..
Toplum mühendisliğine soyunanların, halkımıza dayatmak istedikleri aile yapısının, insanları nasıl bir cinnete sevkettiğini görmemiz gerekir.
Şu televizyon dizisinde, evli bir kadın, "çocuğunun ameliyat parası" denilerek, yabancı birisi ile ilişkiye girecek... "Çocuğun ameliyat parası" bahanesi ile, hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün olmayan bir ahlaksızlık, takdir edilmesi gereken bir fiil gibi gösterilecek!..
Öbür televizyon dizisinde, dinimize göre birbirleri ile evlenme yasağı olan dayı-yeğen ilişkisi yaşanacak..
Bir başka dizide, bir kadın, aynı anda birden fazla erkekle birlikte olacak..
Nikahsız birliktelikler, hemen hemen bütün dizilerin zorunlu unsuru olacak..
Ve bu anormalliklerin yaşanma sıklığı öylesine abartılacak ki..
"Eşeğin aklına karpuz kabuğu koyma" anlamında kafalar ifsat edilecek..
Ve nihayetinde insanlar, böylesine cinnetler geçirmeye zorlanacak..
Durumun vehameti o kadar açık ki..
Büyük umutlarla gazetemizde dahi reklamları yayınlanan Huzur Sokağı dizisinin son haline bir bakın..
Hangimiz, gençlik yıllarında o romanı okumadı.. O romandan, olumlu anlamda etkilenmedi..
Onun bile cılkını çıkarttılar.
Romanın aslında, sadece şöyle bir değinilip geçilen..
Yanlışlığı hemen vurgulanan bir yasak ilişki.
Tv dizisinde görüyoruz ki, filmin adeta asli unsuru olmuş!
Gayri ahlaki ilişkinin, en pespaye ayrıntıları aktarılarak, adeta "Sizler de böyle bir yaşantıyı tercih edebilirsiniz" gibisinden, bir rezaletin takdimi yapılıyor..
Nihai noktada, gayrı ahlaki ilişkiyi övmüyor olabilirler..
"Dizinin sonraki bölümlerini de seyredin" denilebilir..
Ama lütfen..
Siz reyting alan bir konu buldunuz ve o diziyi 10 dakika daha uzatacaksınız diye..
Gayri ahlaki bir ilişkinin ürünü olan çocuğun ultrason raporlarına kadar, en ince ayrıntıları izleyiciye seyrettirmenin ne manası var?
Dizinin ana teması içinde, kısaca geçilecek ayrıntıları uzun uzun gösterip, izleyicinin esas beklentisi olan ana fikri verecek vurgudan sapmanın ne anlamı var?
Bir baba, 7 çocuğunu vurdu.. Eşini, kardeşini vurdu..
O babaya, medya "cani" sıfatını layık bulmuş..
İyi de, o babayı bu "cani"liğe sevkedecek ortamı kim hazırladı?
O ortamda, kimlerin parmak izleri var?
RTÜK başta olmak üzere, televizyon patronlarının sorumluluğu ne ölçüde?
Artık "gayrıahlaki ilişkileri normalleştiren diziler"in masaya yatırılma vaktidir..
Aksi takdirde, bu toplumda daha çok cinnetler yaşayacağız demektir..
Ali Karahasanoğlu / YENİ AKİT