Yeni Akit yazarından bomba 'Hüseyin Üzmez' yazısı:Öldü artık yazabilirim!
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, küçük yaşta kız çocuğuna cinsel istismar suçuyla hüküm giyen ve dün hayatını kaybeden Hüseyin Üzmez'le ilgili çok konuşulacak bir yazı kaleme aldı.
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, bugün ele aldığı yazısında, gündeme bomba gibi düşen, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar suçlamasıyla hüküm giyen ve dün yaşamını yitiren Yeni Akit yazarı Hüseyin Üzmez’le ilgili çok tartışılacak ve konuşulacak bir yazı yazdı.
Karahasanoğlu, Üzmez'e “kartel desteği ile paralel tezgâh” kurulduğunu, bu tezgâhı deşifre etmeye Üzmez’in de, Yeni Akit’in de gücünün yetmediğini ifade etti.
İşte Karahasanoğlu’nun o yazısından çarpıcı satırlar:
Üzmez öldü artık yazabilirim!
Hüseyin Üzmez vefat etti.
Artık dünyadaki davası düştü..
Dava düştüğüne göre, benim onunla ilgili suçlama hakkında yazmam, inandığım doğruyu söylemem, bildiğimi aktarmam, yargıya müdahale olmaz.
(Suçlu ise), suçluyu korumak olmaz!
Suçlu ise, “Bak arkamda kimler kimler var, bana bir şey olmaz” şeklinde kendisine bir cesaret verilmiş olmaz..
Artık engel kalktı..
Ben de samimi kanaatimi açıklayabilirim..
"BİR HUKUKÇU OLARAK SÖYLÜYORUM"
Dosyasını defalarca okuyan 30 yıllık bir hukukçu olarak söylüyorum. Ve iddia ediyorum..
Hüseyin Üzmez’e isnat edilen “küçük çocuğa cinsel taciz” eyleminin, gerçekten yaşandığına inanmıyorum.. Dün inanmadım, bugün de inanmıyorum.
O hayatta iken yazsaydım..
“Beraat etmesi için yazıyorsun.. Tahliye olması için ortam hazırlıyorsun.. Şüpheliyi koruyorsun. Tacizcinin avukatlığını yapıyorsun” denilebilirdi..
...
"AKİT'E ÇAMUR SIÇRATMAK İSTEYENLER..."
Akit’in; kadının istismar edilmemesinde ne kadar hassas olduğunu.. Akit’in daimi çalışma mekanlarında tek bir bayanın çalışmadığı.. Bunun da İslamın emirlerine gösterilen tavizsiz saygıdan kaynaklandığını bildikleri halde.. Hüseyin Üzmez’e atılan iftira üzerinde Akit’e çamur sıçratmak isteyen kartelcileri dikkate almaya hiç gerek yok...
O vahim iddia ortaya atıldığında, hemen ertesi günkü yazısı gazetede yayınlanmadığı ve iddia vuzuha kavuşuncaya kadar da, yazılarının yayınlanmayacağı ilan edilmesine ve bu duyuruya sadık kalınmasına rağmen, “cinsel taciz” ile “Akit yazarı” ifadesini kasten yan yana getirerek, Akit’i de suçlu gibi göstermeye çalışanların tilkiliklerini yazmaya hiç gerek yok..
Üzmez’e attıkları iftira ile, aslında Akit’i boğmak isteyen, kendi işyerlerinde ise her gün, o iftira niteliğindeki tacizin onlarcası yaşanan ahlaksız medya organlarını, ka’le bile almaya hiç gerek yok..
Onların derdi Üzmez de değildi zaten..
Üzmez’in üzerinden, çaktırmadan Akit’e saldırıyorlardı..
...
"ÜZMEZ'E YAPILAN BİR KUMPASTI"
Onlara iki çift sözümüz var..
Üzmez’e yapılanın bir kumpas olduğu..
İki ay önceki tahliyesini geri aldırtmak için, yapılan son yayınlardan belli.
Hastalığı sebebi ile tahliye edilmiş. Biz de internet sitelerinden öğrenmiştik.. Hemen saldırılara başladılar.. “Hastalığı numara imiş” de.. “Sahte raporlarla tahliye edilmiş” de..
İki ay içinde, öldüğüne göre...
Hastalığı numara değilmiş, demek ki!
Bırakınız 80’in üzerindeki yaşını.. Ölümcül hastalığına rağmen tahliye olmasına itiraz edimesi..
Bu itirazı yapanların; Ergenekon davalarında nezle olan tutuklular için bile “Öldü ölecek” manşetleri atarak (Bakınız Şener Eruygur’dan Hurşit Tolon’a, Mehmet Haberal’a, Levent Ersöz’e kadar bir sürü şüpheli) tahliye ettirenler olduğu gerçeği karşısında..
İkiyüzlülüğü gördük..
İsterlerse sanıklar lehine.. İsterlerse sanıklar aleyhine kumpas kurabildiklerini, yaşayarak öğrendik..
Bu çerçevede, Üzmez’e atfedilen “cinsel taciz” iddiasının da, benzer bir kumpas olduğu, bugün biraz daha kolay anlaşılır, inşaallah.
Yazının devamı için tıklayınız
Karahasanoğlu, Üzmez'e “kartel desteği ile paralel tezgâh” kurulduğunu, bu tezgâhı deşifre etmeye Üzmez’in de, Yeni Akit’in de gücünün yetmediğini ifade etti.
İşte Karahasanoğlu’nun o yazısından çarpıcı satırlar:
Üzmez öldü artık yazabilirim!
Hüseyin Üzmez vefat etti.
Artık dünyadaki davası düştü..
Dava düştüğüne göre, benim onunla ilgili suçlama hakkında yazmam, inandığım doğruyu söylemem, bildiğimi aktarmam, yargıya müdahale olmaz.
(Suçlu ise), suçluyu korumak olmaz!
Suçlu ise, “Bak arkamda kimler kimler var, bana bir şey olmaz” şeklinde kendisine bir cesaret verilmiş olmaz..
Artık engel kalktı..
Ben de samimi kanaatimi açıklayabilirim..
"BİR HUKUKÇU OLARAK SÖYLÜYORUM"
Dosyasını defalarca okuyan 30 yıllık bir hukukçu olarak söylüyorum. Ve iddia ediyorum..
Hüseyin Üzmez’e isnat edilen “küçük çocuğa cinsel taciz” eyleminin, gerçekten yaşandığına inanmıyorum.. Dün inanmadım, bugün de inanmıyorum.
O hayatta iken yazsaydım..
“Beraat etmesi için yazıyorsun.. Tahliye olması için ortam hazırlıyorsun.. Şüpheliyi koruyorsun. Tacizcinin avukatlığını yapıyorsun” denilebilirdi..
...
"AKİT'E ÇAMUR SIÇRATMAK İSTEYENLER..."
Akit’in; kadının istismar edilmemesinde ne kadar hassas olduğunu.. Akit’in daimi çalışma mekanlarında tek bir bayanın çalışmadığı.. Bunun da İslamın emirlerine gösterilen tavizsiz saygıdan kaynaklandığını bildikleri halde.. Hüseyin Üzmez’e atılan iftira üzerinde Akit’e çamur sıçratmak isteyen kartelcileri dikkate almaya hiç gerek yok...
O vahim iddia ortaya atıldığında, hemen ertesi günkü yazısı gazetede yayınlanmadığı ve iddia vuzuha kavuşuncaya kadar da, yazılarının yayınlanmayacağı ilan edilmesine ve bu duyuruya sadık kalınmasına rağmen, “cinsel taciz” ile “Akit yazarı” ifadesini kasten yan yana getirerek, Akit’i de suçlu gibi göstermeye çalışanların tilkiliklerini yazmaya hiç gerek yok..
Üzmez’e attıkları iftira ile, aslında Akit’i boğmak isteyen, kendi işyerlerinde ise her gün, o iftira niteliğindeki tacizin onlarcası yaşanan ahlaksız medya organlarını, ka’le bile almaya hiç gerek yok..
Onların derdi Üzmez de değildi zaten..
Üzmez’in üzerinden, çaktırmadan Akit’e saldırıyorlardı..
...
"ÜZMEZ'E YAPILAN BİR KUMPASTI"
Onlara iki çift sözümüz var..
Üzmez’e yapılanın bir kumpas olduğu..
İki ay önceki tahliyesini geri aldırtmak için, yapılan son yayınlardan belli.
Hastalığı sebebi ile tahliye edilmiş. Biz de internet sitelerinden öğrenmiştik.. Hemen saldırılara başladılar.. “Hastalığı numara imiş” de.. “Sahte raporlarla tahliye edilmiş” de..
İki ay içinde, öldüğüne göre...
Hastalığı numara değilmiş, demek ki!
Bırakınız 80’in üzerindeki yaşını.. Ölümcül hastalığına rağmen tahliye olmasına itiraz edimesi..
Bu itirazı yapanların; Ergenekon davalarında nezle olan tutuklular için bile “Öldü ölecek” manşetleri atarak (Bakınız Şener Eruygur’dan Hurşit Tolon’a, Mehmet Haberal’a, Levent Ersöz’e kadar bir sürü şüpheli) tahliye ettirenler olduğu gerçeği karşısında..
İkiyüzlülüğü gördük..
İsterlerse sanıklar lehine.. İsterlerse sanıklar aleyhine kumpas kurabildiklerini, yaşayarak öğrendik..
Bu çerçevede, Üzmez’e atfedilen “cinsel taciz” iddiasının da, benzer bir kumpas olduğu, bugün biraz daha kolay anlaşılır, inşaallah.
Yazının devamı için tıklayınız