YENİ AKİT GAZETESİ'NDE NELER OLUYOR? BALÇİÇEK İLTER KARŞI MAHALLE'Yİ YAZDI!
Biz medyacılar yeni Radikal'i tartışaduralım, eski adıyla "Vakit", yeni adıyla "Yeni Akit" Gazetesi'nde de bir şeyler oluyor...
Vakit Gazetesi’nde neler oluyor?
Biz medyacılar yeni Radikal’i tartışaduralım, eski adıyla “Vakit”, yeni adıyla “Yeni Akit” gazetesinde de bir şeyler oluyor… Sadece isim değişikliğinden bahsetmiyorum elbette. Yüzü yenilendi, mizanpajı değişti falan filan…
Ama bazı yazarların da yerleri değişti. Örneğin Abdurrahman Dilipak’ın sayfası değişti. Dilipak gibi deneyimli bir ismin, yıllarını yazıya adamış bir kalemin buna bozulmaması mümkün değildir kanımca. Acaba Dilipak’ın üslubu yeterince sert bulunmuyor mu artık? Gözümü çarpan bir başka değişiklik de Sibel Eraslan’ın köşesine ait. Ya yazı günleri değişti ya da yazılara azaltıldı. Tam anlayamadım ama kelimelerini çok sevdiğim bu meslektaşımın hafif bir sürgün durumuna sokulduğunu hissettim. Üstelik Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, onun hakkında övücü cümleler kaleme almışken… “Acaba karşı mahallede Özkök’ün övgüsü ters mi tepiyor?” diye düşünmeden edemiyor insan. Ya da onun da yazı tarzı gerektiği kadar radikal değil mi?
Uzun lafın kısası Hürriyet, Milliyet, Habertürk’te bir yazarın yazı günleri değişse, ya da bulunduğu ortamda duayen ilan edilen bir isimin sayfası aniden farklılaşsa, bir sürü komplo teorisi üretilir. Niye karşı medya mahallesinde ne olup bitiyor dikkat etmiyoruz?
Bir noktayı daha merak ediyorum. Acaba bu sefer Yeni Akit’in mutfağında bir kadın gazeteci var mı? En son görüşmemizde Hasan Karakaya “Çalışma yerimiz dar o yüzden kadın arkadaş yok” demişti, ben de gülümsemiştim. Acaba yer genişledi mi?
Balçiçek İlter/Gazete Habertürk
Biz medyacılar yeni Radikal’i tartışaduralım, eski adıyla “Vakit”, yeni adıyla “Yeni Akit” gazetesinde de bir şeyler oluyor… Sadece isim değişikliğinden bahsetmiyorum elbette. Yüzü yenilendi, mizanpajı değişti falan filan…
Ama bazı yazarların da yerleri değişti. Örneğin Abdurrahman Dilipak’ın sayfası değişti. Dilipak gibi deneyimli bir ismin, yıllarını yazıya adamış bir kalemin buna bozulmaması mümkün değildir kanımca. Acaba Dilipak’ın üslubu yeterince sert bulunmuyor mu artık? Gözümü çarpan bir başka değişiklik de Sibel Eraslan’ın köşesine ait. Ya yazı günleri değişti ya da yazılara azaltıldı. Tam anlayamadım ama kelimelerini çok sevdiğim bu meslektaşımın hafif bir sürgün durumuna sokulduğunu hissettim. Üstelik Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, onun hakkında övücü cümleler kaleme almışken… “Acaba karşı mahallede Özkök’ün övgüsü ters mi tepiyor?” diye düşünmeden edemiyor insan. Ya da onun da yazı tarzı gerektiği kadar radikal değil mi?
Uzun lafın kısası Hürriyet, Milliyet, Habertürk’te bir yazarın yazı günleri değişse, ya da bulunduğu ortamda duayen ilan edilen bir isimin sayfası aniden farklılaşsa, bir sürü komplo teorisi üretilir. Niye karşı medya mahallesinde ne olup bitiyor dikkat etmiyoruz?
Bir noktayı daha merak ediyorum. Acaba bu sefer Yeni Akit’in mutfağında bir kadın gazeteci var mı? En son görüşmemizde Hasan Karakaya “Çalışma yerimiz dar o yüzden kadın arkadaş yok” demişti, ben de gülümsemiştim. Acaba yer genişledi mi?
Balçiçek İlter/Gazete Habertürk