YAZIİŞLERİ MÜDÜRÜYDÜ...YARGILANDI...ÖMÜR BOYU HAPSE MAHKUM OLDU...ŞİMDİYSE KANSERLE MÜCADELE EDİYOR!..İŞTE GAZETECİNİN DRAMI!..
Erol Zavar Odak Dergisi Yazı İşleri Müdürü´ydü. 2001 yılında yargılandığı Ankara 2 No.lu DGM'de Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçu ile idamla yargılanıp müebbet hapis cezası aldı. Cezaevine girmeden önce mesane kanseri olduğu ortaya çıktı.
Elif Zavar eşi Erol Zavar'ın yaşadıklarını Yeni Harman dergisine anlattı.İşte o mülakat...
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Emek Kültür Merkezi´nde tanıştık, kardeşim gidiyordu oraya, tiyatroya. Erol da oraya gidiyormuş, oradan tanıştık. İş dönüşü kardeşimin yanına uğramıştım. O da Erol ile beraber Kültür Merkezi´nden çıkıyormuş. Oturduk, sohbet ettik. Erol´un dünyaya bakışı, hayat görüşü...Çok keyifli bir insan. Sohbeti çok tatlı bir insan. Dostluğa dönüşen bir ilişkimiz oldu. Üç yıl süren bir dostluğumuz oldu. Benim yurtdışına gitme durumum vardı. Benim yurtdışına gitmemi istemediğini söyledi. Ben de, "Neden?" diye sordum. "Burada mutlu olacağın bir hayat vardır belki" dedi. "Bilmem" dedim, olsaydı çıkardı şimdiye kadar. "Var, belki sen görmüyorsun" dedi. "Ben seninle bir ömür paylaşmak istiyorum." Erol benim için insanın öyle dostları vardır ki onun için hiçbir şeyden gözünü esirgemezsin. Öyleydi benim için. Öyle başladı. Keşke daha erken başlasaydı, daha uzun süre birlikte olsaydık.
O zaman, tanıştığınızda Odak Dergisi´nde yazı işleri müdürlüğü´nü yürütüyor muydu?
Evet, o zaman Odak Dergisi yazı işleri müdürüydü.
Dergiden dolayı tedirginlikleriniz var mıydı o zaman?
O zaman Odak Dergisi´nin bazı yayınlarından dolayı cezaları vardı. Toplatma kararı falan olan yazıları vardı. Yakalandığı dönemden çok kısa bir zaman önce. Basın affından çoğu cezası düştü.
Siz endişe duymuyor muydunuz?
Hayır, duymuyordum. Biz bunları konuşmuştuk zaten. Bana şey demişti, "Ben seni gerçekten seviyorum, değer veriyorum ama davamı daha çok seviyorum" demişti. "Buna razıysan, evet de" demişti. Ben de "evet" dedim; çünkü ben bugüne kadar devrimci mücadele veren insanları biliyorum. Onların haklı mücadeleleri var. Ben hep bunlara saygı duydum. Benim için, halkı için mücadele veren insanlara hep saygı duydum. Her şeyi göze almıştım.
Sonra hastalık...
Hastalık... Bu hesapta olmayan bir şey ama Erol dışarıdayken gelişen bir şeydi bu. 1999´da oldu. Erol´un rahatsızlıkları vardı. Biz birçok tetkik yaptırdık ama ortaya çıkmadı. Bu tetkiklerde bilemediler. Aydın, Nazilli´de oturuyorduk. Ankara´ya geldik bu tetkikler için. Tetkiklerde şans eseri doktorumuz iyi çıktı ve teşhisi koydu: "Sen de tümör var. Mesane kanserisin." İnanamadık. Böbreklerinde sıkıntı var diye düşünmüştük; çünkü idrardan kan geliyordu. Taş var diye düşündük ama farklı çıktı. "Şanslısınız" dediler. Çok başta yakalanmıştı tümör. Mercimek büyüklüğünde bir şeydi. Ameliyat geçirdi Erol ve üç ayda bir tetkikleri yaptırmaya gelsin diye tembihlendi. Biz de yaptırdık. Bir yıl doldu. Sonra 6 ayda bir tetkikleri başladı. Ta ki Erol cezaevine girene kadar. Ocak 15´te cezaevine girdi. Pazartesi Erol alındı, Cuma günü tetkiklerinin tarihiydi. Cuma günü gidecektik. Tabi Erol gözaltına alınınca ben çok endişelendim. İkinci çocuğuma da beş buçuk aylık hamileydim. Hamile hamile çıktım, Ankara´ya geldim. Ankara´ya getirmişlerdi çünkü, oradan aldılar. Tabi gözaltında çok endişelendim çünkü Erol´u iki kez gördüğü işkenceden dolayı hastaneye kaldırmışlardı. Bunların da belgeleri var.
İlk ameliyatı?
`99 Eylül´ünde ameliyat oldu ilk ameliyatı. 2 buçuk yıl geçmişti. Çok iyi gidiyordu. Kontrolleri devam ediyordu. Doktor, "5 yıl tekrarlamazsa kanser riski kalmaz" dedi. 2 buçuk yıl çok iyi gitmişti ve önümüzde bir iki buçuk yıl kalmıştı. Her konuda rahattı. Sonra Erol gözaltına alındı. Tu
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Emek Kültür Merkezi´nde tanıştık, kardeşim gidiyordu oraya, tiyatroya. Erol da oraya gidiyormuş, oradan tanıştık. İş dönüşü kardeşimin yanına uğramıştım. O da Erol ile beraber Kültür Merkezi´nden çıkıyormuş. Oturduk, sohbet ettik. Erol´un dünyaya bakışı, hayat görüşü...Çok keyifli bir insan. Sohbeti çok tatlı bir insan. Dostluğa dönüşen bir ilişkimiz oldu. Üç yıl süren bir dostluğumuz oldu. Benim yurtdışına gitme durumum vardı. Benim yurtdışına gitmemi istemediğini söyledi. Ben de, "Neden?" diye sordum. "Burada mutlu olacağın bir hayat vardır belki" dedi. "Bilmem" dedim, olsaydı çıkardı şimdiye kadar. "Var, belki sen görmüyorsun" dedi. "Ben seninle bir ömür paylaşmak istiyorum." Erol benim için insanın öyle dostları vardır ki onun için hiçbir şeyden gözünü esirgemezsin. Öyleydi benim için. Öyle başladı. Keşke daha erken başlasaydı, daha uzun süre birlikte olsaydık.
O zaman, tanıştığınızda Odak Dergisi´nde yazı işleri müdürlüğü´nü yürütüyor muydu?
Evet, o zaman Odak Dergisi yazı işleri müdürüydü.
Dergiden dolayı tedirginlikleriniz var mıydı o zaman?
O zaman Odak Dergisi´nin bazı yayınlarından dolayı cezaları vardı. Toplatma kararı falan olan yazıları vardı. Yakalandığı dönemden çok kısa bir zaman önce. Basın affından çoğu cezası düştü.
Siz endişe duymuyor muydunuz?
Hayır, duymuyordum. Biz bunları konuşmuştuk zaten. Bana şey demişti, "Ben seni gerçekten seviyorum, değer veriyorum ama davamı daha çok seviyorum" demişti. "Buna razıysan, evet de" demişti. Ben de "evet" dedim; çünkü ben bugüne kadar devrimci mücadele veren insanları biliyorum. Onların haklı mücadeleleri var. Ben hep bunlara saygı duydum. Benim için, halkı için mücadele veren insanlara hep saygı duydum. Her şeyi göze almıştım.
Sonra hastalık...
Hastalık... Bu hesapta olmayan bir şey ama Erol dışarıdayken gelişen bir şeydi bu. 1999´da oldu. Erol´un rahatsızlıkları vardı. Biz birçok tetkik yaptırdık ama ortaya çıkmadı. Bu tetkiklerde bilemediler. Aydın, Nazilli´de oturuyorduk. Ankara´ya geldik bu tetkikler için. Tetkiklerde şans eseri doktorumuz iyi çıktı ve teşhisi koydu: "Sen de tümör var. Mesane kanserisin." İnanamadık. Böbreklerinde sıkıntı var diye düşünmüştük; çünkü idrardan kan geliyordu. Taş var diye düşündük ama farklı çıktı. "Şanslısınız" dediler. Çok başta yakalanmıştı tümör. Mercimek büyüklüğünde bir şeydi. Ameliyat geçirdi Erol ve üç ayda bir tetkikleri yaptırmaya gelsin diye tembihlendi. Biz de yaptırdık. Bir yıl doldu. Sonra 6 ayda bir tetkikleri başladı. Ta ki Erol cezaevine girene kadar. Ocak 15´te cezaevine girdi. Pazartesi Erol alındı, Cuma günü tetkiklerinin tarihiydi. Cuma günü gidecektik. Tabi Erol gözaltına alınınca ben çok endişelendim. İkinci çocuğuma da beş buçuk aylık hamileydim. Hamile hamile çıktım, Ankara´ya geldim. Ankara´ya getirmişlerdi çünkü, oradan aldılar. Tabi gözaltında çok endişelendim çünkü Erol´u iki kez gördüğü işkenceden dolayı hastaneye kaldırmışlardı. Bunların da belgeleri var.
İlk ameliyatı?
`99 Eylül´ünde ameliyat oldu ilk ameliyatı. 2 buçuk yıl geçmişti. Çok iyi gidiyordu. Kontrolleri devam ediyordu. Doktor, "5 yıl tekrarlamazsa kanser riski kalmaz" dedi. 2 buçuk yıl çok iyi gitmişti ve önümüzde bir iki buçuk yıl kalmıştı. Her konuda rahattı. Sonra Erol gözaltına alındı. Tu