Yayın yasağına Basın Konseyi'nden tepki!
Basın Konseyi, Ankara Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen yayın yasağı karara tepki gösterdi.
17 Aralık operasyonunun ardından görevden alınan eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’yla ilgili haberlere yayın yasağı getirilmişti.
Basın Konseyi verilen bu kararı kınayan bir açıklama yayınladı. Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin böyle bir karar verme yetkisinin olmadığını ifade eden Basın Konseyi, halkın haber alma özgürlüğünün elinden alındığını belirtti.
Basın Konseyi'nin açıklaması şu şekilde:
Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği, dört eski Bakan hakkında yürütülen meclis soruşturmasına ilişkin olarak, 27 Aralık 2014 günü mesai sonu bitimine kadar tüm yazılı, görsel ve internet ortamında yapılan yayınlar hakkında yayın yasağı konulmasına karar vermiştir.
Ne var ki, ne kararın dayandırıldığı Basın Kanunu m. 3/2’de ne de TBMM Başkanlığı başvurusunda dayanılan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesinde, yayın yasağı kararı verilmesine olanak sağlayan bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin böyle bir karar verme yetkisi yoktur.
Ayrıca, böyle bir karar verme yetkisi olsaydı bile, bu tedbiri zorunlu kılan fiili ve hukuki nedenlerin kararda açıkça izah edilmemiş olması, Anayasa’nın 'Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır' şeklindeki 141/3. maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesine aykırıdır.
Kaldı ki, 'masumiyet karinesi veya soruşturmanın gizliliği ihlal edilmektedir' gerekçesiyle, geleceğe dönük olarak genel bir yayın yasağı getirilmesi şeklindeki bir karar verilemez.
Soruşturmanın gizliliğini ihlal, haber verme hakkı şeklindeki hukuka uygunluk nedeni istisnasıyla, adli bir suçtur; keza, haber verme maksadını aşan, iftira ve hakaret niteliğindeki yayınlar da Türk Ceza Kanunu uyarınca cezayı gerektirir. Bu bakımdan, haber verme hakkının sınırlarını aşan kişiler her zaman sorumlu tutulabilirler.
Ne var ki, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği şekilde bir yayın yasağı kararı, Anayasa’yla ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası antlaşmalarla bağdaşmadı gibi, demokratik toplumların vazgeçilmez öğesi olan, halkın haber alma hakkını da ortadan kaldırmaktadır.
Basın Konseyi verilen bu kararı kınayan bir açıklama yayınladı. Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği'nin böyle bir karar verme yetkisinin olmadığını ifade eden Basın Konseyi, halkın haber alma özgürlüğünün elinden alındığını belirtti.
Basın Konseyi'nin açıklaması şu şekilde:
Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği, dört eski Bakan hakkında yürütülen meclis soruşturmasına ilişkin olarak, 27 Aralık 2014 günü mesai sonu bitimine kadar tüm yazılı, görsel ve internet ortamında yapılan yayınlar hakkında yayın yasağı konulmasına karar vermiştir.
Ne var ki, ne kararın dayandırıldığı Basın Kanunu m. 3/2’de ne de TBMM Başkanlığı başvurusunda dayanılan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesinde, yayın yasağı kararı verilmesine olanak sağlayan bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin böyle bir karar verme yetkisi yoktur.
Ayrıca, böyle bir karar verme yetkisi olsaydı bile, bu tedbiri zorunlu kılan fiili ve hukuki nedenlerin kararda açıkça izah edilmemiş olması, Anayasa’nın 'Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır' şeklindeki 141/3. maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesine aykırıdır.
Kaldı ki, 'masumiyet karinesi veya soruşturmanın gizliliği ihlal edilmektedir' gerekçesiyle, geleceğe dönük olarak genel bir yayın yasağı getirilmesi şeklindeki bir karar verilemez.
Soruşturmanın gizliliğini ihlal, haber verme hakkı şeklindeki hukuka uygunluk nedeni istisnasıyla, adli bir suçtur; keza, haber verme maksadını aşan, iftira ve hakaret niteliğindeki yayınlar da Türk Ceza Kanunu uyarınca cezayı gerektirir. Bu bakımdan, haber verme hakkının sınırlarını aşan kişiler her zaman sorumlu tutulabilirler.
Ne var ki, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği şekilde bir yayın yasağı kararı, Anayasa’yla ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası antlaşmalarla bağdaşmadı gibi, demokratik toplumların vazgeçilmez öğesi olan, halkın haber alma hakkını da ortadan kaldırmaktadır.