YAPRAK DÖKÜMÜ'NDE HAFIZALARA ZARAR UNUTKANLIK!
Diziler birkaç yıl uzayınca, unutkanlıklar da devamlılık hatalarına dönüşüyor. Son örneği Yaprak Dökümü'nde yaşandı
Hayriye hanım'ın unutkanlığı
Diziler birkaç yıl uzayınca, unutkanlıklar da devamlılık hatalarına dönüşüyor. Bunlardan birini de Bülent Eryiğit adlı okurumuz yakalamış: "Selamlar Yüksel Bey, Yaprak Dökümü dizisini uzatma çabaları, sanırım senaristlerin aklını bulandırmış olacak. Bildiğiniz gibi Yaprak Dökümü ilk bölümünden itibaren öğlen kuşağında yeniden yayınlanmaya başladı.
11'inci bölümde, Ali Rıza Bey elinde vefat eden kız kardeşinin (intihar ederek kendini öldürmüş) eski bir fotoğrafını tutup ağlıyor, Hayriye Hanım da 'Neden kardeşin olduğunu bu zamana kadar bize söylemedin?' diye hayıflanıyordu. Konuşmalar aynen şu şekilde: Hayriye Hanım: Niye hiç bahsetmedin kardeşinden? Nerededir, ne yapar, bunca yıl niye görüşmediniz? Ali Rıza Bey: O öldü...
Oysa ki bu hafta yayınlanan 173. bölümün ilk dakikalarında, Hayriye Hanım'ın gençliğini izledik. Halası, kendisine bir talibi olduğunu belirtirken aynen şu cümleleri kuruyor: 'Kaymakam muavini kendisi. Kız kardeşi gencecik yaşta ölünce, birkaç yıl içinde annesi babası bu kayba dayanamayıp vefat etmişler...' Hayriye Hanım sanırım unuttu gençken geçen bu konuşmayı. (Eh az değil, 162 bölüm geçmiş aradan) Senaristlerin hatası değildir değil mi Yüksel Bey?"
Sevgili okurum, eğer öyleyse bile dizinin senaristleri Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu'nu suçlayacak değilim. Sizin de söylediğiniz gibi, dile kolay, tam 162 bölüm yazmak öyle her babayiğidin harcı değil. Böyle ufak tefek unutkanlıklar son derece doğal. Bize 5 sezondur ekran başında keyif yaşatan bu ikiliyi ancak alkışlayabilirim.
Yüksel AYTUĞ / SABAH
Diziler birkaç yıl uzayınca, unutkanlıklar da devamlılık hatalarına dönüşüyor. Bunlardan birini de Bülent Eryiğit adlı okurumuz yakalamış: "Selamlar Yüksel Bey, Yaprak Dökümü dizisini uzatma çabaları, sanırım senaristlerin aklını bulandırmış olacak. Bildiğiniz gibi Yaprak Dökümü ilk bölümünden itibaren öğlen kuşağında yeniden yayınlanmaya başladı.
11'inci bölümde, Ali Rıza Bey elinde vefat eden kız kardeşinin (intihar ederek kendini öldürmüş) eski bir fotoğrafını tutup ağlıyor, Hayriye Hanım da 'Neden kardeşin olduğunu bu zamana kadar bize söylemedin?' diye hayıflanıyordu. Konuşmalar aynen şu şekilde: Hayriye Hanım: Niye hiç bahsetmedin kardeşinden? Nerededir, ne yapar, bunca yıl niye görüşmediniz? Ali Rıza Bey: O öldü...
Oysa ki bu hafta yayınlanan 173. bölümün ilk dakikalarında, Hayriye Hanım'ın gençliğini izledik. Halası, kendisine bir talibi olduğunu belirtirken aynen şu cümleleri kuruyor: 'Kaymakam muavini kendisi. Kız kardeşi gencecik yaşta ölünce, birkaç yıl içinde annesi babası bu kayba dayanamayıp vefat etmişler...' Hayriye Hanım sanırım unuttu gençken geçen bu konuşmayı. (Eh az değil, 162 bölüm geçmiş aradan) Senaristlerin hatası değildir değil mi Yüksel Bey?"
Sevgili okurum, eğer öyleyse bile dizinin senaristleri Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu'nu suçlayacak değilim. Sizin de söylediğiniz gibi, dile kolay, tam 162 bölüm yazmak öyle her babayiğidin harcı değil. Böyle ufak tefek unutkanlıklar son derece doğal. Bize 5 sezondur ekran başında keyif yaşatan bu ikiliyi ancak alkışlayabilirim.
Yüksel AYTUĞ / SABAH