YALÇIN DOĞAN İSİM VERMEDEN HANGİ KÖŞE ARKADAŞINI TOPU TUTTU?
Hürriyet'ten Yalçın Doğan "majestelerinin gazetecisi" diyerek "isim vermeden" iktidar yanlısı bir gazeteciyi topa tuttu!
Hürriyet'ten Yalçın Doğan "majestelerinin gazetecisi" diyerek "isim vermeden" kendi grubunda yazan Cengiz Çandar'ı topa tuttu!
İşte Yalçın Doğan'ın Cengiz Çandar'ı yerin dibine soktuğu yazı :
Kim doğru yazıyor
FIKRADAKİ gibi, yukardan bakınca herhalde öyle görünüyor.
Majestelerinin bir gazetecisi, Lizbon’da Türkiye ne istediyse, onu aldı diyerek, iktidarı öve öve bitiremiyor.
Başbakan bile daha temkinli sözler söylüyor.
O arkadaşın huyudur, iktidara kim geçerse, at değiştirmekte mahir olduğu için, kendini acele oraya yazdırıyor. Bir bakıyorsunuz FKÖ’nün yaman savunucusu, bir bakıyorsunuz İran İslam Devrimi’nin yılmaz bekçisi. Kürtlerin has dostu, Özal’ın elçisi. Şimdilik AKP şapkasıyla dolaşıyor. Yarın CHP iktidar olsun, sollamadığı kimse kalmaz.
Bir başkası, aslında dikkatli ama, kendini ara sıra kaptırıyor, “Amerika ile bizim aramızda sorun olmadığını” yazıyor.
Washington ve New York’ta ayyuka çıkmış durumda, tüm araştırma kurumları ki, Amerikan yönetimine veri sunuyorlar, Türkiye’ye kuşkuyla bakıyor. Kongre benzer tutumda, “önümüze Türkiye ile ilgili bir tasarı gelse de, dünyanın kaç bucak olduğunu göstersek” havasında. Amerikan gazetelerinde yazılanlar cabası.
Bu arkadaşlar hiç mi Batı basınını görmüyor? İzledikleri toplantılarda hiç mi başkalarının sözlerini duymuyor, davranışlarını görmüyor?
Orada yazılanları okusalar, gördüklerinin altını çizseler, sonra aynaya baksalar yeter.
İşte Yalçın Doğan'ın Cengiz Çandar'ı yerin dibine soktuğu yazı :
Kim doğru yazıyor
FIKRADAKİ gibi, yukardan bakınca herhalde öyle görünüyor.
Majestelerinin bir gazetecisi, Lizbon’da Türkiye ne istediyse, onu aldı diyerek, iktidarı öve öve bitiremiyor.
Başbakan bile daha temkinli sözler söylüyor.
O arkadaşın huyudur, iktidara kim geçerse, at değiştirmekte mahir olduğu için, kendini acele oraya yazdırıyor. Bir bakıyorsunuz FKÖ’nün yaman savunucusu, bir bakıyorsunuz İran İslam Devrimi’nin yılmaz bekçisi. Kürtlerin has dostu, Özal’ın elçisi. Şimdilik AKP şapkasıyla dolaşıyor. Yarın CHP iktidar olsun, sollamadığı kimse kalmaz.
Bir başkası, aslında dikkatli ama, kendini ara sıra kaptırıyor, “Amerika ile bizim aramızda sorun olmadığını” yazıyor.
Washington ve New York’ta ayyuka çıkmış durumda, tüm araştırma kurumları ki, Amerikan yönetimine veri sunuyorlar, Türkiye’ye kuşkuyla bakıyor. Kongre benzer tutumda, “önümüze Türkiye ile ilgili bir tasarı gelse de, dünyanın kaç bucak olduğunu göstersek” havasında. Amerikan gazetelerinde yazılanlar cabası.
Bu arkadaşlar hiç mi Batı basınını görmüyor? İzledikleri toplantılarda hiç mi başkalarının sözlerini duymuyor, davranışlarını görmüyor?
Orada yazılanları okusalar, gördüklerinin altını çizseler, sonra aynaya baksalar yeter.