Yalçın Akdoğan: Televizyon izlemesi işe yaradı, Öcalan süreci daha doğru okuyor!
Yalçın Akdoğan, Milliyet'e konuştu: “Öcalan’ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Belki televizyon imkânı, birçok tartışma programı izlemesi rol oynamıştır." dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, “Öcalan’ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Belki televizyon imkânı, birçok tartışma programı izlemesi rol oynamıştır. Suriye’de vesaire birçok ülkede farklı aşamalardan geçti. Onlarca yıldır bu işlerin içinde olduğu için farklı bir bakış açısı da vardır. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar diğerlerinin verdiği mesajlara göre sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor” dedi.
Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan’a konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çözüm süreciyle ilgili söylemlerini de eleştiren Akdoğan, “Selahattin Demirtaş’ın çok tahrik edici açıklamaları var. Demirtaş başkan olduğunda bu bir şans olabilir diye bir köşe yazısı yazmıştım. Ama zaman içerisinde bunu boşa çıkardı. Biz tabi gençliğine verdik. Zamanla olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiği anlaşılıyor” diye konuştu.
Serpil Çevikcan’ın Yalçın Akdoğan ile yaptığı söyleşinin önemli bölümleri şöyle:
DEMİRTAŞ'IN 40 FIRIN EKMEK YEMESİ LAZIM
Silahların bırakılması aşaması içinde miyiz?
Çözüm deniliyorsa, bunun da bir şekilde halledilmesi gerekiyor. Ama öncelikli olan silah bırakma fikrinin oluşmasıdır. Silah devri geçti, demokratik siyasetle sorun çözülüyor diyorsanız, insanları dağa götürmenizin bir anlamı olmaz. Şehir merkezlerinde eli silahlı insanlarla yol kesmenin anlamı yoktur. Örgüt samimi ise göstermesi gerekir. Eylemsizlik içerisine bu tür şiddet, asayiş olaylarının da girmesi gerekir. Eylemsizlik kapsamında bu olaylara tamamen son verilmesi gerekir.
HDP’nin sürece intibak edemediğini mi düşünüyorsunuz?
Bu önemli bir konu. Özellikle Selahattin Demirtaş’ın çok tahrik edici açıklamaları var. Demirtaş başkan olduğunda bu bir şans olabilir diye bir köşe yazısı yazmıştım. Ama zaman içerisinde bunu boşa çıkardı. Biz tabi gençliğine verdik. Zamanla olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiği anlaşılıyor. Sözü sürekli tahrik edici olursa o zaman anlamsızlaşmaya başlar. Ve üstleneceği misyon da zayıflar. Sözün ağırlığı ortadan kalkarsa ciddiye alınmamaya başlar. Diyarbakır’da yerel siyaset yapan, ülke gerçeklerini gözardı eden bir kişi gibi konuşursanız kuşatıcı bir genel başkan gibi davranamazsınız. Şu an süreci sabote etmek için çırpınan, sağa sola saldıran bir adam görüntüsü veriyor.
İmralı heyetinde Sırrı Süreyya Önder’ın ‘siyasi heyetlerle görüşmeler yürütülüyor’ sözü çok tartışma yarattı.
Beşir Bey, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ile zaten görüşüyorlar. Bizim de sürekli görüşmelerimiz olmuştur. Diyalog kanalları açık. Herkes herkesle görüşüyor. HDP’lileri öcü gibi görmenin bir anlamı yok. Ancak bu ağırlığı taşımaları lazım. Tahrik edici açıklamalar yıkıcı etki yapıyor.
Farklı yapıların bu fırtınada bir yeri var mı?
Somut verilerle konuşmak lazım. Ama çözüm sürecinden rahatsız olan birçok odak olduğunu da biliyoruz. Kimse Kürtleri kendi tapulu malı olarak görmesin. Herkes Kürtlere saygı göstermeyi öğrenmeli. BDP de HDP de, uzantıları da bunu öğrenecektir. Oy vermeyen Kürtü ajan, hain ilan edeceksin, eylem yapana satılmış diyeceksin. Bu saygısızlığı Kürtlere kimse yapamaz. Halkı örgütsel amaçları için kurban edilebilir görenler mutlak surette milletin tokadını yerler.
Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bu tip olayların daha çok artma olasılığı var mı?
Bu süreci kimsenin başka amaçlara alet edip de dayatma vesilesi olarak görmemesi gerekir. Biz bugüne kadar hiçbir dayatmaya eyvallah etmedik. Bu tür dayatmalarla yol yürümeyiz.
Hasta hükümlüler konusu BDP’liler tarafından çok dile getiriliyor?
Hükümet buna olumsuz bakmıyor. Hukuki prosedürlerine uygun hareket edildiği sürece insanı duyarlılık göstermek gerekir.
ÖCALAN SÜRECİ DAHA DOĞRU OKUYOR
İmralı ile diyalog sağlıklı gidiyor mu?
Ben Öcalan’ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Belki televizyon imkânı, birçok tartışma programı izlemesi rol oynamıştır. Suriye’de vesaire birçok ülkede farklı aşamalardan geçti. Onlarca yıldır bu işlerin içinde olduğu için farklı bir bakış açısı da vardır. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar diğerlerinin verdiği mesajlara göre sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.
Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan’a konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çözüm süreciyle ilgili söylemlerini de eleştiren Akdoğan, “Selahattin Demirtaş’ın çok tahrik edici açıklamaları var. Demirtaş başkan olduğunda bu bir şans olabilir diye bir köşe yazısı yazmıştım. Ama zaman içerisinde bunu boşa çıkardı. Biz tabi gençliğine verdik. Zamanla olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiği anlaşılıyor” diye konuştu.
Serpil Çevikcan’ın Yalçın Akdoğan ile yaptığı söyleşinin önemli bölümleri şöyle:
DEMİRTAŞ'IN 40 FIRIN EKMEK YEMESİ LAZIM
Silahların bırakılması aşaması içinde miyiz?
Çözüm deniliyorsa, bunun da bir şekilde halledilmesi gerekiyor. Ama öncelikli olan silah bırakma fikrinin oluşmasıdır. Silah devri geçti, demokratik siyasetle sorun çözülüyor diyorsanız, insanları dağa götürmenizin bir anlamı olmaz. Şehir merkezlerinde eli silahlı insanlarla yol kesmenin anlamı yoktur. Örgüt samimi ise göstermesi gerekir. Eylemsizlik içerisine bu tür şiddet, asayiş olaylarının da girmesi gerekir. Eylemsizlik kapsamında bu olaylara tamamen son verilmesi gerekir.
HDP’nin sürece intibak edemediğini mi düşünüyorsunuz?
Bu önemli bir konu. Özellikle Selahattin Demirtaş’ın çok tahrik edici açıklamaları var. Demirtaş başkan olduğunda bu bir şans olabilir diye bir köşe yazısı yazmıştım. Ama zaman içerisinde bunu boşa çıkardı. Biz tabi gençliğine verdik. Zamanla olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiği anlaşılıyor. Sözü sürekli tahrik edici olursa o zaman anlamsızlaşmaya başlar. Ve üstleneceği misyon da zayıflar. Sözün ağırlığı ortadan kalkarsa ciddiye alınmamaya başlar. Diyarbakır’da yerel siyaset yapan, ülke gerçeklerini gözardı eden bir kişi gibi konuşursanız kuşatıcı bir genel başkan gibi davranamazsınız. Şu an süreci sabote etmek için çırpınan, sağa sola saldıran bir adam görüntüsü veriyor.
İmralı heyetinde Sırrı Süreyya Önder’ın ‘siyasi heyetlerle görüşmeler yürütülüyor’ sözü çok tartışma yarattı.
Beşir Bey, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ile zaten görüşüyorlar. Bizim de sürekli görüşmelerimiz olmuştur. Diyalog kanalları açık. Herkes herkesle görüşüyor. HDP’lileri öcü gibi görmenin bir anlamı yok. Ancak bu ağırlığı taşımaları lazım. Tahrik edici açıklamalar yıkıcı etki yapıyor.
Farklı yapıların bu fırtınada bir yeri var mı?
Somut verilerle konuşmak lazım. Ama çözüm sürecinden rahatsız olan birçok odak olduğunu da biliyoruz. Kimse Kürtleri kendi tapulu malı olarak görmesin. Herkes Kürtlere saygı göstermeyi öğrenmeli. BDP de HDP de, uzantıları da bunu öğrenecektir. Oy vermeyen Kürtü ajan, hain ilan edeceksin, eylem yapana satılmış diyeceksin. Bu saygısızlığı Kürtlere kimse yapamaz. Halkı örgütsel amaçları için kurban edilebilir görenler mutlak surette milletin tokadını yerler.
Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bu tip olayların daha çok artma olasılığı var mı?
Bu süreci kimsenin başka amaçlara alet edip de dayatma vesilesi olarak görmemesi gerekir. Biz bugüne kadar hiçbir dayatmaya eyvallah etmedik. Bu tür dayatmalarla yol yürümeyiz.
Hasta hükümlüler konusu BDP’liler tarafından çok dile getiriliyor?
Hükümet buna olumsuz bakmıyor. Hukuki prosedürlerine uygun hareket edildiği sürece insanı duyarlılık göstermek gerekir.
ÖCALAN SÜRECİ DAHA DOĞRU OKUYOR
İmralı ile diyalog sağlıklı gidiyor mu?
Ben Öcalan’ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Belki televizyon imkânı, birçok tartışma programı izlemesi rol oynamıştır. Suriye’de vesaire birçok ülkede farklı aşamalardan geçti. Onlarca yıldır bu işlerin içinde olduğu için farklı bir bakış açısı da vardır. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar diğerlerinin verdiği mesajlara göre sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.