"YALAN HABERLE, MANİPÜLASYONLA BURAYA KADAR! 'SAAT'İNİZİ AYARLAYIN! BENİM TAVSİYEM DEĞİŞTİRİN!.."

CNNTÜRK Haber Müdürü,hasta Beşiktaşlı Rıdvan Akar,Hürriyet Spor Servisi'nin Beşiktaş-Fenerbahçe maçına 3 gün kala yaptığı "senaryo-haber"in boş çıktığını belirterek,"Bu ayıbı bir özür temizler" dedi.

Hürriyet Spor özür di-le-me-li


Hepimiz takım tutuyoruz. Hepimizin sevdası başka renklere. Hepimiz bir yandan işimizden para kazanıyor, bir yandan da sevdamızı yaşıyoruz.


Ama eğer ki spor servisinde çalışan bir gazeteciyseniz, ya da -artık- kendinize öyle denmesini istiyorsanız sevdanızla işinizi birbirine karıştırmayacaksınız.

Zira eğer işle aşkı karıştırırsanız, işin içine çıkar girer. Bir habercinin kendi çıkarı için haber yaptırmasıyla, bir spor gazetecisinin tuttuğu takım lehine manipülasyon yapması arasında bir fark yoktur.

Borsa haberleri yapan bir gazeteci olsanız 'insider trading' yapmakla, eğitim muhabiri olsanız çocuğunuzun okuluna kıyak geçmekle, sağlık muhabiri olsanız özel hastaneden bedava yararlanmak için haber yapmakla, polis muhabiri olsanız işkenceyi gizlemekle suçlanırdınız. Yapmayan yok mu? Belki var.

Ama biz ahlaki bir duruştan söz ediyoruz.

Sabırla pazartesi günü olmasını bekledim. Skor önemli değildi. Zira yazacağım yazı için skora değil, tribüne bakmam gerekiyordu. Yıllardır o tribünde parasını verip maç izleyen ben, o haber nedeniyle 5.5 yaşındaki oğlumu maça götürememiştim.

Eşime onca dil dökmüş, "bu da maçın skorunu etkilemek içindi" demiş ama ikna edememiştim.

İşin kılıbıklık eleştirisi bir yana içimde ukte kalmış, "pazartesi görüşürüz" diyerek virgül koymuştum.

Şimdi devam edebiliriz.

Hürriyet Spor Servisi maça üç gün kala bir haber yaptı.

İnönü Stadı'nda kapalı alt, kapalı üste saldıracaktı.

Belgesi mi vardı?

Evet (!) Telefon SMS'leri varmış. Onlar da iki telefon SMS mesajı çekmişler. İnönü Stadı'nda kaos ve anarşi çığırtkanlığı yapıyorlardı.

Peki gerekçe var mıydı? Gerek yoktu.

Olay çıkacaktı.

Beşiktaş'ın 12. gücü Çarşı'yı, taraftarını, inancını ve desteğini ortadan kaldırmak için en iyi komplo teorisi böyle üretilebilirdi. Tribünün etkinliğini azaltmak, taraftarı stattan uzaklaştırmak için ancak böyle bir dedikodu üretilebilirdi.

Üstelik Çarşı ve diğer tribünler lidersiz kalmıştı. Futbol tarihinde ilk defa Beşiktaşlılara uygulanan bir yasak getirilmişti. Bütün tribün liderlerine bir yıllık yasak gelmişti. Peki bu yasak ne zaman gelmişti?

Hafta başında.

Tribün liderlerine ne zaman tebliğ edildi?

Maça bir saat kala.

Tribünde asayişi gerçekleştirecek olan güvenlik güçleri, tribünün kendine çeki düzen vermesine zaman tanımamıştı.

Hürriyet Spor'un sevdiği sisli/puslu hava hazırdı.
Derbi özel gazetezi bile çıkarmışlar ama birinci sayfada eski bilet diye gösterdikleri "şeyin" üzerinde de manipülasyon yayıp, FB-GS maçına ait antika bileti FB- Beşiktaş biletine dönüştürmüşlerdi. O özel sayının tek defosu bu da değildi.

Bütün karşılaştırmalar FB lehineydi.

Bütün skor tahminleri FB'yi gösteriyordu.

En çok baskı altına alınması gereken kişi tabi ki maçın hakemi Fırat Aydınus'tu.

Artılarını ve eksilerini de Hürriyet Spor sıralamıştı. Hakemin "eksileri" arasında 3. sırada yer verilen "eski Çarşı grubu üyesi olduğu öne sürülüyor" şeklindeydi.

Oysa bu yalan yıllar önce Fenerbahçe'nin taraftar sitesi ANTU'da yer almış, Milliyet Spor'un da bu iddiaya yer vermesi üzerine, gazete ombudsmanına yaptığım şikayet sonucunda Milliyet Spor özür dilemek zorunda kalmıştı.

Şimdi aynı yalana Hürriyet Spor da başvuruyordu.

Maç bitti.

Kapalı alt, üsttekilere saldırmadı. Taraftar tribün liderleri olmamasına karşın akıl, sağduyu ve inançla takımını destekledi.

Bütün senaryolar boşa çıktı.

Hürriyet Spor Com da Fenerbahçe'nin hezimetini şöyle verdi.

"Penaltıyı es geçti. 3. gol ofsayt."

Siz şimdi tarafsızlık masalına benim 5.5 yaşındaki çocuğuma bile inandıramazsınız.

Ben çocuğumu maça götüremedim.

Hürriyet Spor Servisi'nin GS'lilerden sonra şimdi de Beşiktaş taraftarlarıyla bir güven bunalımı yaşadığı aşikar.

Babıali'nin amiral gemisinin spor servisinin saygınlığını yeniden kazanması için öncelikle Fanatik Gazetesi'nin FB sayfası gibi algılanmaktan uzak durması gerekiyor.

Bir meslektaşları olarak önerim.Özür dilemenin bir erdem olduğunu hatırlamaları.

Kapalı alt üste saldırmadı. Bu ayıbı bir özür temizler.

Ama bununla da bitmez. Yukarıda vurgulandığı gibi eğer ki "birileri" kendilerine gazeteci denmesini istiyorsa, önce ahlaklı, sonra da zeki olmayı öğrenmeli.

Yalan haberle, manipülasyonla buraya kadar.

"Saat"inizi yeniden ayarlayın.

Benim tavsiyem değiştirin.


Rıdvan Akar/cnntürk.com