Yalan Dünya o kadar reklamı nasıl alıyor?

Radikal yazarı Tayfun Atay, Kanal D'nin Yalan Dünya dizisinde neden ısrar ettiğini sorguladı. Ve not düştü, "başka kanalda olsa çoktan yayından kaldırılırdı..."

İşte o yazı..

Hanidir dikkatimi çeken bir nokta var: ‘Yalan Dünya’ reytinglerde total izleyicide oldukça, AB grubu izleyici kategorisinde de belirgin biçimde gerilemiş olsa da hâlâ yabana atılmaz miktarda reklam alıyor.

Biraz üstünkörü de olsa karşılaştırdım; daha yukarıda, hatta zirvede olan yapımlara baktım, bunların bazısında ‘Yalan Dünya’nın aldığı kadar reklam yok. Aklıma gelen ‘hipotetik’ düşünceleri sınama yolunda konuyla ilgili ve yetkili bir isimle görüştüm. Söyledikleri, genelde düşündüklerimdi.

Evet, dizi reyting sıralamasında önceki iki yıla göre aşağılara inmişti. Ama reklam akışında büyük bir sorun yoktu. Çünkü (burası çok önemli) gayet oturmuş bir izleyici kitlesi vardı dizinin ve bu, “satın alma gücüne sahip”, yani reklam verenin tam da karşısına çıkmayı arzu ettiği bir kitleydi. O yüzden reklam veren, dizinin izlenme oranlarındaki ‘niceliksel’ duruma bakmıyor, izleyen kitlenin ‘niteliksel’ durumuna bakıyordu. ‘Yalan Dünya’nın reyting sıralamasındaki yerinde başka bir dizi olsa muhtemelen yayından kalkma riski bulunabilir. Ama işte dizi hâlâ ayakta ve kâr-zarar açısından ‘artı’da; ve bunda da onu ‘kaç insan’ın izlediği değil, ‘hangi insan’ın izlediği belirleyici!. Kültürel-ideolojik takıntılar temelinde geçen sene uygulamaya konulan yeni reyting ölçüm sisteminin iktisadi açıdan nasıl da ‘bindiği dalı kesmek’ olduğunu düşündüren bu veri üzerinde biraz daha duralım!.

Yeni reyting düzenlemesi, iktisadi rasyonaliteden çok politik manipülasyona dayanmakta. Eski düzenlemede AB grubu izleyicinin, ağırlıklı olarak iyi (yüksek) eğitim almış ‘seküler’ orta-üst sınıflardan müteşekkil olması siyasi iktidarı rahatsız etmekteydi. Esasen satın alma gücü ve daha önemlisi ‘tüketim eğilimi’ yüksek kitleyi işaret eden bu..

Tayfun Atay'ın Radikal'deki yazısını okumak için tıklayın