"YA PAŞA PAŞA İSTİFA EDECEKSİN! YA DA O KÜÇÜMSEDİĞİN KASIMPAŞALI SENİ GÖREVDEN ALACAK!.."

"Ey Mehmet İlker Başbuğ... Sana soruyorum... Patagonya generali misin sen? Oradaki meslektaşların gibi olmak istiyorsan o günler geçti cancağızım..." Taraf yazarından olay yaratacak yazı.

Devlet adamı değilsin, devlet memurusun İlker Başbuğ (2)


Türkiye tarihinin temel siyasal meselesini kısaca şöyle özetlemek mümkündür... Türk devletinin bir ordusu yoktur... Türk ordusunun bir devleti vardır... Türkiye´de devlet, orduya aittir... Ordu, devletin bir kurumu değildir... Zamanında Washington Post gazetesinde yazıldığı gibi "Dünyada her devletin bir ordusu vardır. Türkiye´de ise ordunun bir devleti vardır"...

86 yıllık cumhuriyet tarihinin siyasal açıdan en ama en yalın özeti bu... Fakat şu an durum tam olarak böyle de değil... Türk ordusunun devleti değil şu an Türkiye Devleti... Ama, Türk ordusu da hâlâ tam olarak Türkiye devletinin ordusu değil... Ortada tam bir geçiş dönemi karmaşası var... Şükür ki özellikle son iki yıldır durumlar değişmeye başladı. Dolayısıyla bu karmaşa yararlı bir karmaşa. Ama dikkatli ve uyanık da olmak lazım tabii... Doğru düzgün bir devlet olma iradesi gösteriyor Türkiye... Toplum artık "Yeter!!" diyor... TSK´nın sistematik hale gelmiş skandallarına, bir kısım yurttaşımızı adamdan saymamasına gözünü kapamak istemiyor artık Türkiye halkının çoğunluğu... 27 Mayıs´ta alçak bir darbe ile indirilen Başbakan Menderes asılırken tek bir gösteri yapmayan, evinde oturup radyo başında sessizce gözyaşı döken bu halkın çocukları 27 Nisan´da muhtıra verilir verilmez sokağa dökülüyor artık... Genç Siviller gibi, Ortak Akıl Girişimi gibi oluşumlar çıkıyor, 81 vilayetten insanlarımızın akın ettiği isyan platformları oluyor... "İndir o elini!!" diyor milyonlarca insan, haddini bilmez bir devlet memuruna...

Maalesef, hâlâ "devlet memuru" olmayı hakaret kabul ediyor İlker Başbuğ... Hâlâ "Türk devletinin ordusu"nun bir subayı, bir generali olarak görev yapmayı hazmedemiyor... Bu ülkenin seçilmiş başbakanı karşısında "Hazır ol!" vaziyetine geçmeyi hazmedemiyor... İtaat etmek zorunda olduğu başbakan gibi "devlet adamı" olarak anılmak istiyor... Siyasi sorumluluk sahibi bir devlet adamı gibi bu devleti yönetmek istiyor... O sebeple "Devlet adamı değilsin, devlet memurusun İlker Başbuğ!" dediğim için benden şikâyetçi oluyor, bana dava açtırıyor... "Ordunun devleti"nin savcıları da anında "Emredersin paşam!" diyor... Evet, tam adıyla Mehmet İlker Başbuğ´a "Devlet memurusun!" dediğim için bana karşı hakaret davası açıldı... Tebligattaki gerekçe aynen bu... Doğru düzgün bir devletin yurttaşı olan birine "sürreel" gelebilecek, inanılması güç, traji-komik bir gerekçe... Kendinden "Ben bir devlet adamı olarak..." diye bahsederek konuşan haddini bilmez bir memura anayasal haddini hatırlattığım için, o memurun "manevi şahsiyetini tahkir" etmişim... Sevsinler sizi... İşte o suçu yine işliyorum...

Ey İlker Başbuğ!! İstesen de istemesen de, hazmetsen de hazmedemesen de sen bir devlet memurusun... Devlet memuru gibi hareket edeceksin... Öyle hareket etmeyeceksen de ya onurunla istifa edeceksin... Ya da bu hükümet gerçek bir hükümet gibi hareket etme iradesini gösterip seni görevden alacak... Onurunla istifa edip, meslektaşın Pamukoğlu gibi parti kurup "Devlet adamı" olmak için siyasi yarışa girersin, bu halkın iradesini arkana alırsın, eyvallah... Yoksa, hukuksuz lahikalar ve mafyatik eylem planları vasıtasıyla başında bulunduğun kurumu bir "suç şebekesi" gibi kullanarak devleti yönetmeye kalkmaya devam etmek istersen kimi Yunan meslektaşlarının akıbetine uğrarsın...

Ben hakaret kabul ettiğin o başlığı senin hakiki bir TSK belgesine "kâğıt parçası" dediğin günden sonra atmıştım... Ne oldu??.. O belgenin gerçekliği cümle âleme kanıtlandı... Bilen zaten o gün biliyordu bunun gerçekliğini... TSK içinde yüzlerce Dursun Çiçek olduğunu bilen biliyor... TSK içine sızmış bir cunta yok aslında.... Cuntalaşmış bir TSK düzeni var bu ülkede... Her yer cunta, TSK içinde... Sistem bu şekilde işliyor. Ama bu durumdan rahatsız belli sayıda subay ve general de var çok şükür... Yasemin Çongar´ın bir yazısında mükemmel ifade ettiği gibi TSK içinde "Tanırım, iyi çocuktur" kabilinden "Devletin iyi çocukları" yanında, bu hukuksuz ve ahlaksız sisteme direnen "Milletin iyi adamları" da var... O subaylar ve generaller de "Yeter!!" diyorlar... Türk ordusu askerlik dışı işlerle ilgilenerek kendini daha fazla rezil etmesin... Ordu gibi bir ordu bu olsun bu ülkenin ordusu... Ancak Patagonya ordusunun zavallı generalleri kendini "Devlet adamı" sayarak, habire "eylem planı" "bilgi destek planı" gibi zırva başlıklar altında kendi halkına karşı komplo planları hazırlatırlar... O zavallı general mantığının tek derdi "iktidarı ele geçirmek"tir... Askerlik dışında her işle meşgul olur Patagonya generalleri... Kendilerine "Devlet memuru" denmesini hakaret sayarlar...

Ey Mehmet İlker Başbuğ... Sana soruyorum... Patagonya generali misin sen? Oradaki meslektaşların gibi olmak istiyorsan o günler geçti cancağızım... Devlet memuru olmayı paşa paşa kabul edeceksin... Ya da paşa paşa istifa edeceksin... Ya da o küçümsediğin Kasımpaşalı seni görevden alacak... Karar senin...

Rasim Ozan Kütahyalı/Taraf