VATAN YAYIN YÖNETMENİ YAVUZ SEMERCİ 'HALKA İKİNCİ KEZ AÇILACAK' DEDİĞİ ESKİ GAZETESİ SABAH'I BAKIN NASIL YAZDI?...

Eski SABAH Yazarı Yavuz Semerci VATAN'ın yayın yönetmeni olunca eski gazetesine 'ilgisi' de arttı. Semerci eski patronu Turgay Ciner'in SABAH'ı halka arz etmek istediğini ileri sürüp, aynı marka halka ikinci kez arz edilebilir mi? dedi..

Aynı marka iki kez halka açılır mı?

Turgay Ciner'e ait Merkez Grubu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'yla (TMSF), Dinç Bilgin'in Etibank'tan kaynaklanan borçlarını tasfiye edecek bir anlaşma yaptı. Ciner, şimdi SABAH'ı yayımlayan Merkez Yayıncılık A.Ş'yi halka açmaya hazırlanıyor. Sermaye Piyasası Kurulu bu izni verir ve TMSF onaylarsa, SABAH'ın isim hakkı da ikinci kez satılmış olur mu?

Dün bu konuya kısaca değinince pek çok küçük yatırımcı aradı. SABAH isminin ortak oldukları şirkete ait olduğunu ileri süren yatırımcılar, şirketin en önemli varlığının kendilerini mağdur edecek şekilde Merkez Grubu'na geçirildiğini ileri sürdü.

Temel görevi küçük yatırımcının haklarını korumak olan SPK'nın konuya bakışı ise değişik. Dün üst düzey bir yetkiliyle tartıştım. Bu yetkiliye göre, Sabah'ın isim hakkı hiçbir zaman Sabah Yayıncılık A.Ş'nin olmadı. Etibank battıktan sonra isim hakkı kısa bir süreliğine Bilgin Yayıncılık'tan Sabah Yayıncılık A.Ş'ye geçti. 6 ay sonra isim hakkı tekrar Bilgin Yayıncılık'a devredildi.

Bu bilgi geçerli ise küçük yatırımcıların ortak olduğu Sabah Yayıncılık ile Sabah'ın isim hakkı arasında doğrudan bir ilişki yok ve Merkez Grubu halka açılıdığında Sabah ismi ikinci kez halka satılmış olmayacak. Çünkü bu marka hiçbir zaman halka açık bir şirketin malı olmamış.

Okuyucunun aklı karışabilir. Markalar (özellikle ürün ve hizmet markaları) şirketlerin en değerli varlıkları. Düşünün Coca Cola'nın isim hakkının piyasa değeri 50 milyar doların üzerinde. Şirketin diğer mal varlıkları bir tarafa, isim hakkı bir başka tarafa.

Neyse, konumuza dönelim.

Kim haklı?

Bugün sadece durum tespiti yapacağım.

Dün araştırdım: Ortaya çıkan bilgi ve belgeleri incelediğimde özellikle TMSF, Dinç Bilgin, Önay Bilgin, Turgay Ciner ve SPK'nın yanıt vermesi gereken pek çok soru ile karşı karşıyayız.

Konuyu Dinç Bilgin cephesinden incelemeye başlayalım.

Gazete arşivlerini karıştırdığınızda karşımıza çıkan manzara bir hayli ilginç.

Sabah Yayıncılık A.Ş. halka açıldığı dönemde Sabah ile Hürriyet arasında klasik basın kavgalarından biri yaşanıyor. Hürriyet, "Bilgin şirketini halka açıyor ama halka açtığı şirketin içinde Sabah'ın isim hakkı yok. Yani yatırımcıları kandırıyorlar" diye yayın yapıyor. Sabah ise (Mart 1993) "Çamur atıyorlar" diyerek şu açıklamayı yapıyor: "Basın Kanuna göre imtiyaz hakkı şahısların üzerinde olmak zorunda. Ancak, Dinç Bilgin, yatırımcıların en küçük bir zarara uğramaması için Sabah'ın isim hakkını süresiz olarak Sabah Yayıncılık A.Ş'ye devretmiştir. Bu durumu da SPK'ya bildirdik" mealinde bir açıklama yapıyor. Anlayacağınız o hisse senedini alanlar, Sabah ismini de süresiz kullanacak bir şirkete ortak olduğunu biliyor.

Nitekim o tarihten sonra Sabah Gazetesi'nin künyesinin en alt bölümüne isim hakkı süresiz olarak Sabah Yayıncılık'a verilmiştir ifadesi konuluyor.

Ardından yıllar geçiyor. Ve Etibank'a Ekim 2000'de el konuluyor.



*****


Etibank'a el konulduğunda SABAH'ın isim hakkı kime aitti?