VATAN GAZETESİ'NDE ŞOK İSTİFA! YAZISI SANSÜRLENEN HANGİ KÖŞE YAZARI İSTİFA ETTİ? BU NEYİN DİYETİ?
Bugün Vatan gazetesini alanlar, gazetenin bir yazarının köşe yazısının olmadığını gördüler.Çünkü yazarın kaleme aldığı yazı sansüre uğramıştı.Ve o yazar bu olay üzerine istifa etti.
Bugün Vatan gazetesini alanlar, gazetenin yazarı Necati Doğrunun yazısını göremediler. Çünkü, usta kalem Necati Doğrunun kaleme aldığı yazı sansüre uğradı.
Yazı dün akşam saat 21.00da Zafer Mutlunun talimatıyla gazeteden çıkarıldı. Anlaşılan Zafer Mutlu birkaç gün önce İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin daha önce belediye ekiplerinin yıktığı Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı na ait tesislerin yeniden yapımına dair verdiği kararın diyetini böyle ödemişti. Necati Doğru da bu olay üzerine Vatan gazetesinden istifa etti.
Peki, Necati Doğru ne yazmıştı?
İşte Vatanın sansürlediği o yazı
İşte Necati Doğrunun İstanbulda kaç Aytaç Durak bulunuyor? başlıklı sansürlenen o yazısı
Bizim Adananın kısmetsizliğine(!) bak, bak bak otur ağla. Annem Adanadan telefon etti; "oğlum Adanadan, Adananın yerlisi olarak bugüne kadar zengin olmuş bir kişi bile çıkmadı" dedi.
Annemi tanımaz mıyım!
Ne demek istediğini anladım. Gerçekten Adananın ekonomi tarihi yeniden yazılsa yazarın varacağı sonuç şu olacaktır: Adanadan zengin olmuş bir yerli Adanalı bugüne kadar çıkmadı. Kayseriden, Niğdeden veya Balkan göçü sonrasında Bosnadan yırtık yorganla gelenler pamuk ağası, çiftlik ağası, tekstil fabrikası ağası oldular. Çukurovanın insanın ciğerinin içine kadar işleyen sarı sıcağında pamuk üretiminde verimi dönüm başına 650 kiloya kadar çıkartma beceresini gösterebilen yerli Adanalıdan (Yörük olsun, Türkmen olsun, Ermeni olsun ya da Arap ve Kürt olsun) bir tek zengin çıkmadı.
Aytaç Durak çıkacaktı (!)
Gör başına neler geldi (!)
Herkes merakla bana "Aytaç Durak iktidar partisinden belediye başkanı olsaydı, Adana olayı bu noktaya kadar gitmeden kapanmaz mıydı?" diye soruyor. Ben de "temiz siyaset-temiz vatandaş-temiz toplum" idealine vidalanmış yazılar yazan biri olarak onlara "İstanbulda Çelik Sır Kasa" hikayesini anlatıyorum.
xxx
Bu hikaye gerçektir.
Kişi ve olaylar sahidir.
Kasa, gazetelere manşet oldu, TVlerde "içindeki para ne kadardı?" diye yayın konusu, Cumhurbaşkanına, Başbakana, İstanbul Belediye Başkanına, Mecliste milletvekiline ihbar konusu oldu.
Cerahat kokan bir kasaydı.
Unutuldu gitti.
Olayı size şöyle anlatayım:
İktidar partisi AKPnin adayı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanılığına ikinci kez seçilen yüksek mimar Kadir Topbaşın, imar danışmanlığını yapmış Fethi Turgut, ailesini de alıp tatile gitmişti.
Evde sadece genç oğlu vardı.
Arkadaşlarına; "Babam her akşam eve torbalar dolusu paralarla geliyor, paraları çelik kasalara dolduruyor" diye anlatıyordu. Bu anlatım mahallede 12 kişilik bir "soyguncu çetesinin örgütlenmesini" tetiklemişti.
12 kişi plan yaptılar.
Belediye Başkanının imar danışmanı Fethi Turgutun genç ve biraz da saf oğluna, dümenden bir kız arkadaş ayarladılar. Kız evde oğlanın birasına uyku ilacı kattı, oğlan uyuyunca çete eve girdi.
xxx
Gerçekten 3 kasa vardı.
İkisi çok büyüktü.
Yerinden oynamıyordu.
Çok sağlamdı açılamıyordu.
Üçüncü kasa taşınabilirdi.
Hırsızlar taşınabilir kasayı aldılar, Kartalda bir eve götürdüler. Uğraştılar açamadılar. Maltepeden bir çilingir buldular. Kasayı açtırdılar. İçinden 950 bin Amerikan Doları, 280 bin Avro, 200 bin Türk Lirası ve 2 kilo altın çıktı. Bu çetenin yaptığından haberli olan Ahmet Tamer adlı birisine "soygundan pay" vermedikleri için o da kızdı, olayı bir ihbar mektubu ile Başbakan Tayip Erdoğana, Cumhurbaşkanı Abdullah Güle, Belediye Başkanı Kadir Topbaşa bildirdi. Onlardan ses çıkmayınca Meclise CHP milletvekili Çetin Soysala yazdı. Konu basına yansıdı. 12 hırsız yakalandı, hapse kondu (Bak Öge Demirkıranın 1 şubat 2009 tarıhli VATANda yayınlanan haberi ve ocak-şubat aylarında Cumuhuriyet, Milliyet, Hürriyet gazeteelrinde çıkan "gizli kasa"haberleri)
Hırsızlar hapse kondu.
Tahmin edin!
Kasanın sahibine ne oldu?
Kasanın sahibi iktidar partisinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının imar danışmanı Fethi Turguta ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne Belediye Başkanı, ne savcı hiç kimse "arkadaş sen bu kadar parayı nereden buldun, bu üç kasa evinde ne diye duruyor?" diye sormadı. Fethi Turgut, "çalınan kasamdaki para sadece 200 bin dolardı" diye açıklama yaptı olay kapandı. Hırsızlar hala hapiste yatıyor. Fethi Turgut da hala belediye şirketlerinin birinde bir makam sahibi olarak çalışıyor.
Aytaç Durakı soruyorlar.
Çelik sır kasayı anlatıyorum.
Bu sefer ben soruyorum: İstanbulda kaç Aytaç Durak bulunuyordur?
Necati Doğru
Yazı dün akşam saat 21.00da Zafer Mutlunun talimatıyla gazeteden çıkarıldı. Anlaşılan Zafer Mutlu birkaç gün önce İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin daha önce belediye ekiplerinin yıktığı Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı na ait tesislerin yeniden yapımına dair verdiği kararın diyetini böyle ödemişti. Necati Doğru da bu olay üzerine Vatan gazetesinden istifa etti.
Peki, Necati Doğru ne yazmıştı?
İşte Vatanın sansürlediği o yazı
İşte Necati Doğrunun İstanbulda kaç Aytaç Durak bulunuyor? başlıklı sansürlenen o yazısı
Bizim Adananın kısmetsizliğine(!) bak, bak bak otur ağla. Annem Adanadan telefon etti; "oğlum Adanadan, Adananın yerlisi olarak bugüne kadar zengin olmuş bir kişi bile çıkmadı" dedi.
Annemi tanımaz mıyım!
Ne demek istediğini anladım. Gerçekten Adananın ekonomi tarihi yeniden yazılsa yazarın varacağı sonuç şu olacaktır: Adanadan zengin olmuş bir yerli Adanalı bugüne kadar çıkmadı. Kayseriden, Niğdeden veya Balkan göçü sonrasında Bosnadan yırtık yorganla gelenler pamuk ağası, çiftlik ağası, tekstil fabrikası ağası oldular. Çukurovanın insanın ciğerinin içine kadar işleyen sarı sıcağında pamuk üretiminde verimi dönüm başına 650 kiloya kadar çıkartma beceresini gösterebilen yerli Adanalıdan (Yörük olsun, Türkmen olsun, Ermeni olsun ya da Arap ve Kürt olsun) bir tek zengin çıkmadı.
Aytaç Durak çıkacaktı (!)
Gör başına neler geldi (!)
Herkes merakla bana "Aytaç Durak iktidar partisinden belediye başkanı olsaydı, Adana olayı bu noktaya kadar gitmeden kapanmaz mıydı?" diye soruyor. Ben de "temiz siyaset-temiz vatandaş-temiz toplum" idealine vidalanmış yazılar yazan biri olarak onlara "İstanbulda Çelik Sır Kasa" hikayesini anlatıyorum.
xxx
Bu hikaye gerçektir.
Kişi ve olaylar sahidir.
Kasa, gazetelere manşet oldu, TVlerde "içindeki para ne kadardı?" diye yayın konusu, Cumhurbaşkanına, Başbakana, İstanbul Belediye Başkanına, Mecliste milletvekiline ihbar konusu oldu.
Cerahat kokan bir kasaydı.
Unutuldu gitti.
Olayı size şöyle anlatayım:
İktidar partisi AKPnin adayı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanılığına ikinci kez seçilen yüksek mimar Kadir Topbaşın, imar danışmanlığını yapmış Fethi Turgut, ailesini de alıp tatile gitmişti.
Evde sadece genç oğlu vardı.
Arkadaşlarına; "Babam her akşam eve torbalar dolusu paralarla geliyor, paraları çelik kasalara dolduruyor" diye anlatıyordu. Bu anlatım mahallede 12 kişilik bir "soyguncu çetesinin örgütlenmesini" tetiklemişti.
12 kişi plan yaptılar.
Belediye Başkanının imar danışmanı Fethi Turgutun genç ve biraz da saf oğluna, dümenden bir kız arkadaş ayarladılar. Kız evde oğlanın birasına uyku ilacı kattı, oğlan uyuyunca çete eve girdi.
xxx
Gerçekten 3 kasa vardı.
İkisi çok büyüktü.
Yerinden oynamıyordu.
Çok sağlamdı açılamıyordu.
Üçüncü kasa taşınabilirdi.
Hırsızlar taşınabilir kasayı aldılar, Kartalda bir eve götürdüler. Uğraştılar açamadılar. Maltepeden bir çilingir buldular. Kasayı açtırdılar. İçinden 950 bin Amerikan Doları, 280 bin Avro, 200 bin Türk Lirası ve 2 kilo altın çıktı. Bu çetenin yaptığından haberli olan Ahmet Tamer adlı birisine "soygundan pay" vermedikleri için o da kızdı, olayı bir ihbar mektubu ile Başbakan Tayip Erdoğana, Cumhurbaşkanı Abdullah Güle, Belediye Başkanı Kadir Topbaşa bildirdi. Onlardan ses çıkmayınca Meclise CHP milletvekili Çetin Soysala yazdı. Konu basına yansıdı. 12 hırsız yakalandı, hapse kondu (Bak Öge Demirkıranın 1 şubat 2009 tarıhli VATANda yayınlanan haberi ve ocak-şubat aylarında Cumuhuriyet, Milliyet, Hürriyet gazeteelrinde çıkan "gizli kasa"haberleri)
Hırsızlar hapse kondu.
Tahmin edin!
Kasanın sahibine ne oldu?
Kasanın sahibi iktidar partisinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının imar danışmanı Fethi Turguta ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne Belediye Başkanı, ne savcı hiç kimse "arkadaş sen bu kadar parayı nereden buldun, bu üç kasa evinde ne diye duruyor?" diye sormadı. Fethi Turgut, "çalınan kasamdaki para sadece 200 bin dolardı" diye açıklama yaptı olay kapandı. Hırsızlar hala hapiste yatıyor. Fethi Turgut da hala belediye şirketlerinin birinde bir makam sahibi olarak çalışıyor.
Aytaç Durakı soruyorlar.
Çelik sır kasayı anlatıyorum.
Bu sefer ben soruyorum: İstanbulda kaç Aytaç Durak bulunuyordur?
Necati Doğru