VATAN GAZETESİ'NDE AYLİN SEFERBERLİĞİ!.. HANGİ YAZAR AYLİN DURUOĞLU İÇİN NE YAZDI?

Arkadaşımız Aylin Duruoğlu nedenini bilmeden 12 gündür cezaevinde.

gazetevatan.com Yayın Yönetmeni arkadaşımız Aylin Duruoğlu Bostancı´daki çatışmanın yaşandığı 27 Nisan sabahı gözaltına alındı. Emniyet´e götürülürken, ne olduğunu anlayamadı, şaşkındı... "Gerçek anlaşılır, bırakılırım" diye düşünüyordu. Ama 12 gündür hapiste...

Arkadaşımız Aylin Duruoğlu neyle suçlandığını bilmeden 12 gündür cezaevinde yatıyor. Hangi delillerle "terör örgütü üyesi" yapıldığını ne kendisi, ne de avukatları anlayabilmiş değil. Biz de VATAN olarak, 27 Nisan´dan bu yana yaşadığı hukuki süreci, yorumsuz ve "yargıya müdahale etmeksizin" bilginize sunuyoruz. Bakalım siz "Aylin niye hapiste" sorusuna yanıt verebilecek misiniz? İşte Bostancı´daki çatışmanın yaşandığı 27 Nisan sabahından itibaren adım adım yaşananlar...

Üniversiteden tanırım

Polis sorgusu... Tarih: 30 Nisan 2009

Yer: Terörle Mücadele Şubesi

Soru: Teröristle ilişkin nedir?

Ölü olarak ele geçirilen örgüt mensubu Orhan Yılmazkaya çatışma esnasında kendisinin "Devrimci Karargâh savaşçısıyım kanımın son damlasına kadar çatışacağım, teslim olmayacağım, çatışarak öleceğim" şeklinde müteaddit defalar slogan atan bu örgüt mensubu ile olan ilişkin ve irtibatı nedir? Açıklayınız.

Cevap: Orhan Yılmazkaya isimli şahıs ile İstanbul Siyasal Bilimler Fakültesi´nde aynı sınıfta okuyorduk. Okul bittikten sonra tamamen kendisinden koptum. Hiç görüşmedim. Birkaç sene kadar ben sanırım Vatan gazetesinde çalışırken Orhan benim yanıma geldi. Kendisi ile konuştuk. Bana ne yaptığımı sordu. Oturup konuştuk. Bana kendisinin "Hamam" isminde bir kitap yazdığını, benim de gazeteci olmam nedeniyle kitabını tanıtmamda yardımcı olmamı söyledi. Bana kendisinin de Milliyet´te çalıştığını, kitap yazdığını, dergilere yazılar sattığını söyledi. Ben yazdığı kitap konusunda kendisine yardımcı olmadım. Daha sonraki süreçte birkaç defa beni aradı. Ben de ayıp olmasın diye kendisi ile konuşurdum. Bazen dışarıya bir yerde oturmaya çağırırdı. Gidip oturur bir şeyler içerdik. Bu görüşmelerimiz sık olmazdı. Kendisi ile bir iki kere dışarı çıkmışımdır. Okuldan arkadaşım olduğu için kendisini kıramadım. Benim çalıştığım gazeteye de gelip gittiğini şimdi hatırlamıyorum. Konuşmalarında bana sanırım Venezüela´ya gittiğini, oralarda da kitap yazdığını anlatmıştı.

Orhan´ın dediği gibi Devrimci Karargâh örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğini kesin olarak bilmiyordum. Bilseydim kesinlikle onunla görüşmezdim.

Terör örgütüyle hiçbir ilgim yok

Soru: Yasadışı Devrimci Karargâh terör örgütü içerisindeki konumunuz ve faaliyetleriniz hakkında bilgi veriniz?

Cevap: Benim söylediğiniz bu terör örgütü ile kesinlikle bir ilgim ve alakam bulunmamaktadır. Terörü ve terör örgütlerini tasvip etmem ve onaylamam. Devrim Karargâh örgütünün ismini de ilk defa burada duyuyorum.

Kitabını tanıtmak için beni aradı

Savcılık sorgusu... Tarih: 30 Nisan 2009

Yer: İstanbul Adliyesi-Beşiktaş

Soru: Polisteki ifadeniz doğru mu?

Cevap: Ben bu konuda İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´nde 30.04.2009 tarihinde ifade verdim. Bu ifadem doğrudur. Orhan Yılmazkaya benim İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden sınıf arkadaşımdır. Aynı yılda 1987 yılında okula başladık. Okuldan mezun olduktan 10-15 yıl sonra ben Vatan gazetesinde çalışırken Sabah gazetesinde çalışan bir arkadaşımdan benim çalıştığım yeri ve telefonumu öğrenmiş beni gazeteden aradı, gelmek istediğini söyledi ve gazeteye geldi. Son görüşmemiz 03. 03. 2009 günü kendisi beni telefonla aradı. Öğle vaktiydi, işyerimin hemen yanındaki Astoria alışveriş merkezinde olduğunu bildirerek, buraya kahve içmeye çağırdı. Burada yemek yedim, kendisi de buraya geldi. Kendisi ile 30-60 dakika civarında bir görüşmem oldu. Bu görüşmemiz gazetecilikle ilgili ve kendisinin yazarlığı konusunda bir görüşmeydi. Benim bu konuda söyleyeceklerim bundan ibarettir. Üzerime atılı yasadışı Yasadışı Devrimci Karargâh örgütüne yardım ve yataklık suçlamasını kabul etmiyorum. Emniyette verdiğim ifade ve yukarıda belirttiğim şekilde benim Orhan Yılmazkaya ile görüşmem sadece sınıf arkadaşım olması ve mesleğim icabıdır. Suçsuzum...

Terörist kimliğinden haberim yoktu

Mahkeme sorgusu... Tarih: 30.Nisan 2009

Yer: 12.Ağır Ceza Mahkemesi Yedek Hakimliği

Soru: Savcılık ifadeniz doğru mu?

Cevap: Ben önemli bir basın kurumunda yönetici olarak çalışan birisiyim, ben Orhan Yılmazkaya´yı 1987 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesinden dolayı tanırım, onu 10-15 yıldır hiç görmedim, bir gün bir kitap çıkarmıştı, takribi olarak birkaç yıl önce kitabını tanıtmak için geldiğinde gördüm, aynı zamanda CNN Türk kanalında kitabı tanıtılırken gördüm, bir iki kez de gazeteye ziyaretime gelip bana halimi hatırımı sordu, benim işyerime ziyaretime gelmesi yemeğe çıkmamız telefonla görüşmemiz dışında benim Orhan Yılmazkaya ile bir ilgim yoktur, terörist kimliğinden de haberim yoktur, huzurdaki hiç kimseyi tanımıyorum, yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ediyorum...

KARAR: Suçun vasıf ve mahiyetine, toplanan delil durumuna, şüphelilerin atılı suçu işlediği konusunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunmasına ve suçun CMK.nın 100/3. maddesinde yazılı suçlardan bulunmasına binaen CMK.nun 100 ve müteakip maddeleri uyarınca Tutuklanmalarına...(Aylin Duruoğlu ve 9 şüpheli için..)

Olay infial yarattığı için tahliye talebi oyçokluğu ile reddedildi

Tutukluluğa itiraz incelemesi

Tarih: 8 Mayıs 2009

Yer: 12. Ağır Ceza Mahkemesi

AYLİN Duruoğlu´nun ´Devrimci Karargah´ soruşturması çerçevesinde tutuklanmasına avukatları, "Gazetecilik dışında bir faaliyeti olmayan müvekkilimizin tutuklanması büyük bir mağduriyet yaratmıştır. Tutukluluk kararının kaldırılmasını talep ediyoruz" diye itiraz etti. Bu talebi 8 Mayıs´ta İstanbul 12.Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ele aldı. Mahkeme Başkanı ile bir üye, ´tutukluluğun sürmesi´ yönünde oy kullanırken, diğer hakim üye bu karara ´muhalefet şerhi´ koyarak Duruoğlu´nun tahliyesini istedi. Duruoğlu´nun tahliyesi 1´e karşı 2 oyla reddedilirken, çoğunluk görüşü kararda şöyle belirtildi: "Suçun vasıf ve mahiyetine, mevcut delil durumuna, soruşturma dosyası kapsamına, soruşturmanın halen devam ediyor olup delillerin toplanma aşamasında olması ve olayın toplumda meydana getirdiği büyük sarsıntı ve infial de nazara alınarak; nöbetçi hakimliğin tutuklama kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından tahliye talebinin oy çokluğu ile reddine ... "

Muhalif üye: Aylin tahliye edilmeli

Aylin´in tahliye edilmesini isteyen ve çoğunluk görüşüne katılmayan 12.Ağır Ceza Mahkemesi heyetindeki üye hakim, muhalefet şerhinde şu görüşe yer verdi: "Mevcut delil durumu itibariyle Aylin Duruoğlu ile Abdülselam Sultan´ın tahliyesinin gerektiği görüşü ile bu şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına ilişkin sayın çoğunluğun kararına muhalifim."

VATAN AİLESİ AYLİN´İN YANINDA

Gazetemizin önünde toplanan VATAN ve gazetevatan.com çalışanları, Aylin´e ulaştırmak için bu ´moral fotoğrafını´ çektirdi. Fotoğrafı çeken arkadaşımız Burak Kara da, "Arkadaşım Aylin´e bir destek de benden, fotoğrafta olamasam da fotoğrafı çektim" mesajıyla bu kareyi baskıya sundu...

TEK İŞİ GAZETECİLİK

Arkadaşımız Aylin Duruoğlu, başarılı bir gazeteci. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi´nden mezun olduktan sonra meslek hayatına 1994´te İzmir´de Yeni Asır gazetesinde başladı. İstanbul´da Yeni Yüzyıl, Star, Yeni Binyıl ve Sabah gibi Türkiye´nin en iyi gazetelerinde yazıişleri editörü olarak çalıştı. 2002 yılında VATAN ailesine katılan Aylin, önce yazıişleri editörlüğü yaptı, ardından gazetemizin haftasonu eklerinin Yayın Koordinatörlüğü´ne getirildi. 3 yıldır gazetevatan.com´un Yayın Yönetmenliği´ni yapan Duruoğlu, çok kısa sürede siteyi en çok izlenenler arasına taşıdı.