Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu

- Uluslararası İslami Vakıf Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Dafterdar:- "Kudüslü vakıfların karşı karşıya kaldığı sorunlar, istila, el koyma, kadroların yeterli olmaması ve vizyon eksikliği. Sadece İslami değil, tüm vakıflar için bu sorun geçerli. Çünkü Yahudiler, bir fark gözetmiyor vakıflara el...

İSTANBUL (AA) - Uluslararası İslami Vakıf Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Mohamad Hisham Dafterdar, Kudüslü vakıfların karşı karşıya kaldığı sorunların, istila, el koyma, kadroların yeterli olmaması ve vizyon eksikliği olduğunu belirterek, "Sadece İslami değil, tüm vakıflar için bu sorun geçerli. Çünkü Yahudiler, bir fark gözetmiyor vakıflara el uzatmada ve onları ele geçirmeye çalışma konusunda." dedi.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirilen Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Vakıflar Forumu, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen "Kudüs’te Vakıf Mallarının Geliştirilmesi" başlıklı oturumla başladı.

İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Halit Eren'in başkanlığında gerçekleştirilen oturumda konuşan Malezya merkezli Uluslararası İslami Vakıf Enstitüsü Üst Yöneticisi Sami Tiseer Mostafa Salman, bugün Kudüs-ü Şerif’teki vakıfların artık sistematik şekilde yönetilmeye, daha hızlı ve güçlü şekilde kalkınma sağlayacak daha etkili hale getirilmeye ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Vakıfların geri kalmasında birçok sebebin olduğunu aktaran Salman, “Neden biz, modern yatırım düşüncesini ve yöntemlerini kullanmıyoruz vakıfları ve Kudüs’ü ana davamız haline getirmek ve desteklemek konusunda? Vakıfların daha da gelişmesi gerekmez mi? Enflasyona uğrayıp bu vakıf mallarının erimesi mi gerekiyor? Hayır. Bizim bu vakıf mallarını geliştirecek şekilde kendimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Kudüs için bir Kudüs fonu kuramaz mıyız?" diye konuştu.

Salman, Türkiye’nin Vakıflar Haftası deneyiminin benzerinin Kudüs’te de düzenlenebileceğini dile getirdi.

- "Güçlü destek sağlanması gerekiyor"

Uluslararası İslami Vakıf Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Mohamad Hisham Dafterdar da Kudüs-ü Şerif’teki vakıflar konusu ele alındığında, öncelikle Kudüs ve Filistin’de karşı karşıya kalınan sorunların ne olduğunun anlaşılması gerektiğini belirtti.

Dafterdar, Kudüslü vakıfların karşı karşıya kaldığı sorunların, istila, el koyma, kadroların yeterli olmaması ve vizyon eksikliği olduğunu ifade ederek, “Sadece İslami değil, tüm vakıflar için bu sorun geçerli. Çünkü Yahudiler, bir fark gözetmiyor vakıflara el uzatmada ve onları ele geçirmeye çalışma konusunda. Bu anlamda bir stratejide söz konusu Filistin vakıflarının geliştirilmesi konusunda. Öncelikle Filistin’in ekonomik ve iktisadi yönünü bilmemiz gerekiyor. Bu alanda da güçlü destek sağlanması gerekiyor çünkü gelir kaynakları yetersiz. En önemli gelir kaynağı vakıflar için çeşitli mülkler ve bunların kiraları. Bunların da restore ve muhafaza edilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kudüs vakıflarıyla ilgili hemen yapılması gerekenler konusuna değinen Dafterdar, “Yeni vakıflar inşa edilmeli, Filistin dışında vakıflar kurulmalı. Bu en kolay yol. Çünkü ambargo ve baskı politikaları sebebiyle bu vakıfları, Filistin içinde kurmamız konusunda sıkıntı yaşayabiliriz. Ancak Filistin dışında kısa vadede vakıflar kurup, Kudüs’ü destekleyebiliriz." dedi.

Kısa vadede ise vakıfların bakımlarının yapılması ve kayıt altına alınması gerektiğini aktaran Dafterdar, orta vadede ise ziraat, emlak ve yatırım alanındaki vakıfların kötü kullanımlarının önüne geçilmesi, kalkınabilir hale getirilmesi amacıyla gerekli planlamaların önemine değindi.

Uzun vadede ise gasbedilen vakıf mallarının iadesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Dafterdar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu stratejinin, üç alanda odaklanması gerekiyor. Ekonomik anlamda sürdürülebilirliğini ve varlığını devam ettirebilmeleri konusunda bu strateji bize bu yolu gösterecek. Yardımcı atmosferin sağlanması, bu vakıfların kayıt altına alınması, bir planlama içine girilmesi, gerekli hukuki zeminin oluşturulması ve Siyonist yönetimin Filistin vakıflarına yönelik saldırılarını ele alacak uluslararası platformların ve medyanın harekete geçirilmesi gerekiyor. İhtiyaçların belirlenmesi, kapasite artırımının sağlanması, deneyim paylaşımı gerekiyor.”

Vakıf Sektörünü Bilinçlendirme Programı kapsamında insanlar arasında vakıf bilincini geliştirmeye yönelik çalışmaların yapılacağını anlatan Dafterdar, Teknik Destek ve Kapasite Artırma Programı, Finansman ve Mali Kaynaklar Programı, Vakıf Yönetimi Programlarının gerçekleştirilmesinin önemini vurguladı.

- "Gerçek bir koordinasyonu sağlayabilmemiz gerekiyor"

Lübnan Uygar Kalkınma Programı Enstitüsünden Abdül Halim Zeidan Nasser de eğer bu çabalar, vakıfları ihya etmekse, bunun yeni bir yöntem olmadığını dile getirdi.

Bu konuda büyük bir boşluk olduğunu ifade eden Nasser, “Kudüs için yeni vakıflar kurulması önerisini ortaya sunduğumuzda nasıl tepki alırız, ihlas sahibi insanlardan. Bir kere kabul etmezler, güvenlik politikaları, Kudüslülerin içinde bulunduğu konjonktür, ekonomik ve sosyal durumlar böyle bir çabaya izin vermez. Allah’a şükür gerekli finansmanımız var ancak finansman değil, fikir krizimiz var. Öğrenilmiş çaresizliğimiz var. Gayrimenkul yönünden alternatiflere yönelmemiz gerekiyor. Birçok alternatif ortaya koyabiliriz." diye konuştu.

Nasser, eski yöntemler bırakıldığında, yeni yöntemlerle yeni ürünlere ulaşmanın söz konusu olduğunu vurgulayarak, teori olarak birçok ülkede uygulanan yöntemlerin bulunduğunu aktardı.

Paydaşlık konusuna değinen Nasser, “Biz İslam’da Hristiyanlardan bahsediyoruz, Kudüs üç dinin de kutsalıdır diyoruz. Ancak nasıl ortak paydaşlık ilişkisi kurabiliriz? Hukuki alanda bunu nasıl sağlayabiliriz? Tabii bu konuda hala zayıfız. Biz tüm çalışmalarımızı tek başımıza yapıp ondan sonra da birlikten bahsedemeyiz. İslami ve Hristiyan vakıflar olarak gerçek bir koordinasyonu sağlayabilmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.