Vahdet yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'ya fena yüklendi: Sırf yalakalık olsun diye...
Vahdet Gazetesi yazarı D. Mehmet Doğan'dan Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı için sert sözler...
Vahdet Gazetesi yazarı D. Mehmet Doğan, Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı için, “Sırf yalakalık olsun diye yalan yanlış malûmat üzerine fikir bina edilerek bir yere varılmaz, fakat bir gazetede okkalı ulufe ile köşe yazarı olunabilir!” diye yazdı.
Sabah gazetesi yazarı Kütahyalı, 2 gün önceki yazısında Gezi Parkı’nı konu almış ve özetle İsmet İnönü’nün Gezi’yi “villasının bahçesi” olarak gördüğünü yazdı. Vahdet yazarı Doğan ise “Gezi’nin eçhelleri” yani “Gezi’nin çok cahilleri” başlıklı bir yazı ile yanıt verdi.
Vahdet Gazetesi’nde yayımlanan o satırlar şöyle:
““Echel”in muhalifi çoktur ama kâselisi de eksik olmaz. Sabahçı bir yazar Gezi Parkı’nın İnönü’nün evinin bahçesi olduğunu yazdı… Öyleyse eve, villaya ne oldu? Meşhur bir mimar yapmış, merhum Sedad Hakkı Eldem. Biz o “villa”nın İnönü Stadı’nı görür bir yerde olduğunu, heykelin de bahçesinde durmaya devam ettiğini belirtmekle yetinelim. Tabii “villa” fakat ev değil, meşhur şark kahvesi! Sivis otel yapılırken yıkılmış, yakın bir yere benzeri yapılmış. Tabii orada bir park da var, Taşlık Parkı! “Taksim bahçesi” eski bir parktır. Biz eskiden “park” demez “bahçe” veya “millet bahçesi” derdik. (Bahçeden parka geçişle ilgili Derin Tarih’in son sayısındaki yazımıza bakıla!)
Sırf yalakalık olsun diye yalan yanlış malûmat üzerine fikir bina edilerek bir yere varılmaz, fakat bir gazetede okkalı ulufe ile köşe yazarı olunabilir!”
Sabah gazetesi yazarı Kütahyalı, 2 gün önceki yazısında Gezi Parkı’nı konu almış ve özetle İsmet İnönü’nün Gezi’yi “villasının bahçesi” olarak gördüğünü yazdı. Vahdet yazarı Doğan ise “Gezi’nin eçhelleri” yani “Gezi’nin çok cahilleri” başlıklı bir yazı ile yanıt verdi.
Vahdet Gazetesi’nde yayımlanan o satırlar şöyle:
““Echel”in muhalifi çoktur ama kâselisi de eksik olmaz. Sabahçı bir yazar Gezi Parkı’nın İnönü’nün evinin bahçesi olduğunu yazdı… Öyleyse eve, villaya ne oldu? Meşhur bir mimar yapmış, merhum Sedad Hakkı Eldem. Biz o “villa”nın İnönü Stadı’nı görür bir yerde olduğunu, heykelin de bahçesinde durmaya devam ettiğini belirtmekle yetinelim. Tabii “villa” fakat ev değil, meşhur şark kahvesi! Sivis otel yapılırken yıkılmış, yakın bir yere benzeri yapılmış. Tabii orada bir park da var, Taşlık Parkı! “Taksim bahçesi” eski bir parktır. Biz eskiden “park” demez “bahçe” veya “millet bahçesi” derdik. (Bahçeden parka geçişle ilgili Derin Tarih’in son sayısındaki yazımıza bakıla!)
Sırf yalakalık olsun diye yalan yanlış malûmat üzerine fikir bina edilerek bir yere varılmaz, fakat bir gazetede okkalı ulufe ile köşe yazarı olunabilir!”