UZUN TUTUKLULUK BİTİYOR! HANGİ GAZETECİLERE TAHLİYE UMUDU DOĞDU?
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, yeni yasayla tahliye olacak gazetecilerin isimlerini verdi!
Kimlerin uzun tutukluluğu bitiyor?
’Operasyonlar ülkesi haline geldiğimiz’ doğru...
Mafya liderlerine yönelik geniş çaplı bastırma, liderlerini ve yöneticilerini cezaevine gönderme dalgaları başlangıçtı. Önemliydi.
Ülkenin kriminal gündemi çok değişti.
Sonrası malum...
Ergenekon ve Balyoz...
Askerler, akademisyenler ve gazeteciler...
Zincire en son eklenen halka KCK tutuklamaları...
Zaman içinde Türkiye’nin ve hükümetin bu anlamdaki algısı eridi, yer yer kırıldı. İçeride liberal-entelektüel çevrelerde, dışarıda Avrupa Birliği bünyesinde algı bozuldu. ABD yönetimi daha dikkatli dil kullansa da uluslararası kuruluşlardan hükümete yönelik eleştiriler geliyor.
Reformcu kimliğiyle destek bulan ve güçlenen Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının özellikle basın ve akademik özgürlük açısından görünümünün negatife döndüğü suçlamaları artıyor.
Açıkça, hükümet içinde de bu durumdan rahatsızlık duyanların sayısı çoğalıyor.
Bir süredir çare aranıyor.
NEDİM VE AHMET DÖNÜM NOKTASI
Nazlı Ilıcak bir süre önce çok şaşırtıcı bir yazı kaleme almış, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın salıverileceklerini iddia etmiş, tahliye tarihini bile söylemişti. Çok tartışılınca sözlerini ’gönlünden geçen’ şeklinde düzeltme yoluna gitmişti.
Son bir haftadır, çeşitli vesilelerle yargı mensuplarıyla görüşüyoruz. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le, müsteşar yardımcılarıyla, bazı önemli başsavcı ve vekilleriyle konuştuk. Yargı camiasında dikkat çekici bir hava oluşmuş. Yazı işlerindeki arkadaşlarıma toplantılar sırasında gözlemlerimi aktardım ve ’Bana kalırsa Nazlı Hanım havayı çok iyi koklamış. Yakında Nedim Şener ve Ahmet Şık cezaevinden çıkar’ dedim.
Yanlış anlaşılmasın, kimse kimseye talimat verecek de ’şunları cezaevinden tahliye edin’ diyecek değil. Yok... Hayır öyle değil.
Benim sezdiğim, hükümet mensupları ve buna paralel olarak hukuk çevreleri, içeride ve dışarıda oluşan atmosferi analiz ediyorlar. Muhataplarımı elbette bağlamaz, ancak yaptığım görüşmelerden sonra gazeteciliğe dayalı tamamen kişisel sezgilerimle bazı tahminlerde bulunabilirim.
NELER OLUR, NELER OLMAZ?
İşte bana göre, en çetrefil davaların seyri:
- Ahmet Şık ve Nedim Şener’in uzun tutukluluk kapsamına girdiği gibi bir algı ’yüksek siyaset ve yüksek yargı katlarında’ yerleşmiş. İlk veya ikinci duruşmada tahliye edilmeleri hiç şaşırtıcı olmaz.
- Genel anlamda uzun tutuklulukları ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılmayacak. Karar vericiler arasında etkili taraftarı da yok.
- Bunun yerine uzun yargılamayı kısaltacaklar. Hızlı karar verecekler. Hani bir süre önce Kültür Bakanı Günay ’hüküm istiyorum’ diyordu ya, o hesap.
- Öyle geniş çaplı salıvermeler yaşanmayacak.
- Cezaevindeki askerlerle ilgili ise yargının duruşu net, hatta biraz fazla sert.
- Başbuğ’un nerede yargılanacağı tartışmasına hiç girmiyorlar bile. Yüce Divan’a ihtimal vermiyorlar.
- Bir konuda ciddi gelişme ve iyileşme sağlanacak; cezaevindeki hasta mahkumlar durumu... Dün AKŞAM’ın manşetindeydi. Adalet Bakanı Ergin de destekleyici açıklamalarda bulundu. Kapsamlı reform çalışması yürütülüyor.
- Gazetecilere karşı açılan davaları düşürecek ve af getirecek düzenlemeye büyük önem veriliyor.
- KCK’da geri adım yok. Tam tersine operasyonlar durmaksızın devam edecek. Yetkililer, ülkeyi bölünmenin eşiğinden kurtardıklarına ve psikolojik üstünlüğü tekrar devlete kazandırdıklarına inanıyorlar.
Çok sayıda görüşmenin sonunda topladığım gözlem ve izlenimler böyle. Kimse kızmasın görüp duyduklarını yazdım.
NOT: Bir tek Aziz Yıldırım’la ilgili belirsizlik oranını yüksek gördüm. Çok fazla parametre ve taraf olduğu için gelecek öngörüsünde bulunmak hayli güç. 8 gün sonraki ilk duruşma ve yeni federasyon başkanının kim olacağı belirleyici olabilir. Takip edeceğiz.
İsmail KÜÇÜKKAYA / AKŞAM
’Operasyonlar ülkesi haline geldiğimiz’ doğru...
Mafya liderlerine yönelik geniş çaplı bastırma, liderlerini ve yöneticilerini cezaevine gönderme dalgaları başlangıçtı. Önemliydi.
Ülkenin kriminal gündemi çok değişti.
Sonrası malum...
Ergenekon ve Balyoz...
Askerler, akademisyenler ve gazeteciler...
Zincire en son eklenen halka KCK tutuklamaları...
Zaman içinde Türkiye’nin ve hükümetin bu anlamdaki algısı eridi, yer yer kırıldı. İçeride liberal-entelektüel çevrelerde, dışarıda Avrupa Birliği bünyesinde algı bozuldu. ABD yönetimi daha dikkatli dil kullansa da uluslararası kuruluşlardan hükümete yönelik eleştiriler geliyor.
Reformcu kimliğiyle destek bulan ve güçlenen Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının özellikle basın ve akademik özgürlük açısından görünümünün negatife döndüğü suçlamaları artıyor.
Açıkça, hükümet içinde de bu durumdan rahatsızlık duyanların sayısı çoğalıyor.
Bir süredir çare aranıyor.
NEDİM VE AHMET DÖNÜM NOKTASI
Nazlı Ilıcak bir süre önce çok şaşırtıcı bir yazı kaleme almış, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın salıverileceklerini iddia etmiş, tahliye tarihini bile söylemişti. Çok tartışılınca sözlerini ’gönlünden geçen’ şeklinde düzeltme yoluna gitmişti.
Son bir haftadır, çeşitli vesilelerle yargı mensuplarıyla görüşüyoruz. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le, müsteşar yardımcılarıyla, bazı önemli başsavcı ve vekilleriyle konuştuk. Yargı camiasında dikkat çekici bir hava oluşmuş. Yazı işlerindeki arkadaşlarıma toplantılar sırasında gözlemlerimi aktardım ve ’Bana kalırsa Nazlı Hanım havayı çok iyi koklamış. Yakında Nedim Şener ve Ahmet Şık cezaevinden çıkar’ dedim.
Yanlış anlaşılmasın, kimse kimseye talimat verecek de ’şunları cezaevinden tahliye edin’ diyecek değil. Yok... Hayır öyle değil.
Benim sezdiğim, hükümet mensupları ve buna paralel olarak hukuk çevreleri, içeride ve dışarıda oluşan atmosferi analiz ediyorlar. Muhataplarımı elbette bağlamaz, ancak yaptığım görüşmelerden sonra gazeteciliğe dayalı tamamen kişisel sezgilerimle bazı tahminlerde bulunabilirim.
NELER OLUR, NELER OLMAZ?
İşte bana göre, en çetrefil davaların seyri:
- Ahmet Şık ve Nedim Şener’in uzun tutukluluk kapsamına girdiği gibi bir algı ’yüksek siyaset ve yüksek yargı katlarında’ yerleşmiş. İlk veya ikinci duruşmada tahliye edilmeleri hiç şaşırtıcı olmaz.
- Genel anlamda uzun tutuklulukları ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılmayacak. Karar vericiler arasında etkili taraftarı da yok.
- Bunun yerine uzun yargılamayı kısaltacaklar. Hızlı karar verecekler. Hani bir süre önce Kültür Bakanı Günay ’hüküm istiyorum’ diyordu ya, o hesap.
- Öyle geniş çaplı salıvermeler yaşanmayacak.
- Cezaevindeki askerlerle ilgili ise yargının duruşu net, hatta biraz fazla sert.
- Başbuğ’un nerede yargılanacağı tartışmasına hiç girmiyorlar bile. Yüce Divan’a ihtimal vermiyorlar.
- Bir konuda ciddi gelişme ve iyileşme sağlanacak; cezaevindeki hasta mahkumlar durumu... Dün AKŞAM’ın manşetindeydi. Adalet Bakanı Ergin de destekleyici açıklamalarda bulundu. Kapsamlı reform çalışması yürütülüyor.
- Gazetecilere karşı açılan davaları düşürecek ve af getirecek düzenlemeye büyük önem veriliyor.
- KCK’da geri adım yok. Tam tersine operasyonlar durmaksızın devam edecek. Yetkililer, ülkeyi bölünmenin eşiğinden kurtardıklarına ve psikolojik üstünlüğü tekrar devlete kazandırdıklarına inanıyorlar.
Çok sayıda görüşmenin sonunda topladığım gözlem ve izlenimler böyle. Kimse kızmasın görüp duyduklarını yazdım.
NOT: Bir tek Aziz Yıldırım’la ilgili belirsizlik oranını yüksek gördüm. Çok fazla parametre ve taraf olduğu için gelecek öngörüsünde bulunmak hayli güç. 8 gün sonraki ilk duruşma ve yeni federasyon başkanının kim olacağı belirleyici olabilir. Takip edeceğiz.
İsmail KÜÇÜKKAYA / AKŞAM