UTANIN BEYLER, BAYANLAR! MEĞER NE KADAR ''LİNÇPEREST'' İMİŞSİNİZ!..

Medyaradar'ın analiz yazarı Atilla Akar, Libya Lideri Albay Muammer Kaddafi'nin ölüm görüntülerinin medyada yer bulma şeklini eleştirdi.

Utanın Beyler, Bayanlar! Meğer Ne kadar “Linçperest” imişsiniz!..

Libya Lideri Albay Muammer Kaddafi’nin en aşağılık bir şekilde “Lümpenist İsyancılar” tarafından katledilmesini Türk basınının büyük bir bölümü tuhaf bir sevinç ve onay duygusu ile karşıladı. İnsan bunları görünce Kaddafi 42 yıldır Libya’yı değil de sanki Türkiye’yi “diktatörlük”le yönetiyordu sanır. Öyle ki, Kaddafi’nin zulmünden inim inim inlemiş Türk basını da adeta “özgürlüğüne kavuşmuş” olmanın getirdiği bir tür “zafer sarhoşluğu” ile biraz şirazesini şaşırmış gibiydi o kadar. Bu konudaki manşetlere kalırsa “Kaddafi’nin zindanları”ndan kurtulmuş “Türk Gazeteleri” bir tür kutlama yapıyorlar zannederdi…

İki gündür zaten şehitlerin şokundaydım bu da üstüne tuz biber geldi. Kaddafi’nin iğrenç, mide bulandırıcı bir şekilde öldürülmesinin görüntülerinin olduğu videoyu büyük bir tiksinti ile izledim. Ancak ondan daha büyük bir tiksinti ile izlediğim Türk basınının olayı veriş tarzı ve ne kadar frenlemeye çalışırsa çalışsın engelleyemediği aşikâr olan “linçsever” tutumuydu. Sanki linç edilen Kaddafi olunca bu “normal” hatta “mubah”tı. Bir bayram etmedikleri kalmıştı!

En sağdakinden en soldakine, en İslamcısından en laikine, liberaline varıncaya değin ortak nokta bu linçi “onaylayıcı dil”di. Sanırdınız ki, bunların her birinin Kaddafi ile “görülmeyi bekleyen” kişisel bir meseleleri vardı. Kaddafi’nin ne “diktatörlüğü”nü, ne “fareler gibi lağımlarda saklanmasını”, ne “zalimliği”ni ne de “zavallıca yalvarmasını” bıraktılar. Görmedikleri “ufak ayrıntı” sadece orada “devrik bir siyasi lider”in hunharca, vahşice katledilişiydi.

Sırf “Batı öyle istiyor” diye türlü entrikalarla saldırıya uğrayan, damgalanan ve sonunda ne idüğü belirsiz, sözüm ona “muhalifler”ce katledilen Kaddafi’ye reva görülen “muamele” buydu. Bir “yargısız infaz” bile diyemeyeceğimiz bu “ilkel tören” in maalesef ki Türk basınınca bir ayakta alkışlanmadığı kaldı. Aylardır süren “gözü dönmüş safari” sonunda böyle taçlanmıştı. Zaten Türk medyası da daha bu “fiziki linç” gerçekleşmeden çok önce onu “manen linç”e uğratmıştı. (Bunun için Medyaradar arşivindeki “Medyanın Arap Baharı İle İmtihanı! Türk Medyası Neye Çanak Tuttuğunun Farkında mı?” başlıklı yazıma bakabilirsiniz.) Tıpkı daha önce Saddam Hüseyin’e yaptıkları gibi yani!

Zaten uzun süredir bu konuda “taraf” hatta “angaje” gibi davranan Türk basını yabancı ajanslardan kendisine ne verilirse sorgulamadan, aynen “servis etme” geleneğinden bu kere de sapmadı. (Chavez’in Kaddafi’nin ölümünü kınayan demecini bile “alaycı” bir uslupla verdi kimileri!) Bu konuda zaten “hazır” ve “hevesli” görünen Türk medyası Kaddafi’nin katlediliş haberlerinde de bizleri şaşırtmadı.

O kadar ki, tıpkı Hillary Clinton’ın “Geldik, gördük, öldü” demesindeki edayla “Libya öteki diktatörlere ders olsun” diyebileni bile çıktı. Bunlar kendi tabirleriyle orada Linççi bir kalabalık değil “duygularına hakim olamayan muhalifler” ve “tepkili bir halk” gördüler. “Kendini tanrılaştırmış” bir “deli” vardı nasıl olsa ortada!

Dün bizlere “bıçaklanmış kadın fotoğrafı” kullanıldı diye ders vermeye kalkan gazete ve gazeteciler söz konusu Kaddafi’nin linçi olunca tek kelime dahi etmemeyi yeğlediler. Bu konuda tek “aykırı” yorum yapılmadı, “sıra dışı” bir tavır dahi konulmadı. Her şey sanki son derece “normal”di. “Başına gelenleri hak etmiş bir diktatörün hazin sonu” idi onlara göre. Her konuda “insanlık dersi” vermeye kalkanlar sırf batı ya da hükümetle “ters düşmemek” kaygısı adına burada yaşanan insanlık dışı vahşeti görmezden geldiler. Muhalif kimliğine bürünmüş birtakım çakalların, sırtlanların bu kanlı ayinini kutsadılar. İşin daha da komiği şimdi bunların kuracağı “Yeni Libya”nın çok “demokratik”, “hukuki”, “medeni” filân olacağına inanmamızı bekliyorlar bizden. Sözüm ona yeni “Demokratik Libya”nın kurucularına Kaddafi’nin linçinin gölgesi ve –eğer varsa- utancı düşmüştür. Artık “Batılı dostları”yla kafa kafaya verip bir “açıklama” uydururlar nasıl olsa!

Kaddafi’nin yerlerde sürüklenen bedenine bir tekme de Türk basını atmıştır…

Atilla AKAR