ÜNLÜ YAZARA İLGİNÇ ÇIKIŞ!.."O SATILMIŞ KALEMİNİZİ ALIN BİR TARAFINIZA SOKUN"!..ÜNLÜ YAZAR İLGİNÇ SUÇLAMA İÇİN NE DEDİ?..
Yazdığı eleştiri yazıları nedeniyle okurlarının yoğun tepkisiyle karşılayan yazar,"Kalemimi satma karşılığı almış olduğum o paralar nerede?Satılmış kalemin hiç olmazsa bir otomobilciği olması gerekmez miydi" diye sordu!...
Satılmış ama nedense fakir kalem: TB
Ne yazsam aynı nefis ithamla karşılaşıyorum. "O satılmış kaleminizi alın bir tarafınıza sokun.."
Fikrin onlardan yana değil de ötekilerden yanaysa, kesin "satılıksın".. Aklı başında bir insanın kendilerinden yana olması gerektiğinden o kadar eminler ki başka bir şey diyorsan kesin satılmışsındır. Kendi fikrini beyan etmiyorsundur da (çünkü kendi "doğal" fikrin elbette ki onların fikirleridir) para karşılığı "diğerlerinin" fikirlerini savunuyorsunuzdur. Üç beş gündür nedir ne oluyoruz diye, Ahmet Hakan´ın deyimiyle siyasal analiz "attırıyoruz" ya aman Allah´ım "satılmış" olduğuma dair ne nefis güzellemeler geliyor anlatamam..
Kimlerden? İlerici, aydınlıkçı, Türkiye´nin ışıl ışıl yüzü "laiklerden"..
Mesela Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bakırköy Şubesi Gençlik Kolları adına Özge Uysal yazdığım yazı üzerine şöyle demiş:
"Öncelikle Atatürkçü Düşünce Derneği gibi bir derneği neden bu kadar yanlış tanıttığınızı anlamak istiyoruz. "İstisnalar kaideyi bozmaz" diye bir söz vardır, bilmem bilir misiniz. İşte bu yaşadığınız olay da aynen bu sözle alakalı. O bayan arkadaş, hatalı bir söylemde bulunmuş olabilir, siz de bunu kaleme almak istemiş olabilirsiniz; ama kurum adı vermenizi biraz düşündürücü buluyoruz!." (Hatta uydurmuş bile olabilirim değil mi?)
"Şunu bilmenizi isteriz ki biz Atatürkçü gençlerin ne şekilcilik yapmak ne de insanları kalıplara sokmak gibi bir niyeti yok." (Yapma ya?)
"Biz sadece artık altı değişmez ilkenin bile tartışmaya sunulduğu şu günlerde; unutturulmaya çalışılanları hatırlatmaya çalışıyoruz. Meydanlarda başlattığımız mücadeleyi, şimdi, insanlarla birlikte yapmaya çalışıyoruz. Bir gazeteci olarak bize destek vermeniz gerekirken, bu yazınız ile bizlere "Pes" dedirttiniz. Bize medyanın gerçekten SATILMIŞ olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldunuz."
ADD Beykoz Gençlik Komisyonu adına Buğçe Öner ise:
"Siz ve sizin gibi medya kurumcukları bizleri asla ve asla yıldıramayacak.. Tam tersine bizi daha çok kamçılayacak çünkü yaptıklarımızın ne kadar doğru şeyler olduğunu aslında bizlere siz gösteriyorsunuz. En kısa zamanda SATILMIŞ kaleminizi elinizden bırakmanızı ve aydın birer yazar olmanızı temenni ediyoruz.."
O yeee.. "Şeriattan korkmayan aptal sarışınlıktan" "Satılmış kalem"e hayli geniş bir yelpazede gidip geliyorum farkındaysanız.. Bundan gurur mu duymalıyım hicap mı bilemiyorum ama ortada tuhaf bir durum olduğu kesin.
Fakaaaaat... Madem SATILMIŞ bir kalemim o halde soruyorum:
Kalemimi satma karşılığı almış olduğum "O" paralar nerede? Farkında olmadan da satmış olmak diye bir kavram var diyelim ki (ADD buyuruyor ne de olsa) iyi güzel ama yüklü bir miktarda bir paranın banka hesabıma yatmış olması gerekmiyor mu?
Ben körüm de boşu boşuna mı SATILMIŞ KALEM olarak tam sekiz gündür ucuz ama aynı zamanda güzel gardırop, şifoniyer, halı, döşemelik ve perdelik bulmak için İstanbul´da gitmediğim mahalle kalmadı? Boşu boşuna mı Dudullu´sundan, Unkapanı´na, Dikilitaşı´ndan, Ümraniye´sine, Tahtakale´sinden Kapalıçarşı´sına kadar her yere haldır haldır gitmekteyim?
Üstelik kendi arabamla da değil. Eski ev arkadaşımın, komşumun.. Bir adet arabamın bile olmadığını düzenli okurlarım bilir.
Satılmış kalemin hiç olmazsa bir otomobilciği olması gerekmez miydi ey ADD yetkilileri? Hadi evi, yazlığı, yatı, kotrayı geçtik, yani her kim satın ald
Ne yazsam aynı nefis ithamla karşılaşıyorum. "O satılmış kaleminizi alın bir tarafınıza sokun.."
Fikrin onlardan yana değil de ötekilerden yanaysa, kesin "satılıksın".. Aklı başında bir insanın kendilerinden yana olması gerektiğinden o kadar eminler ki başka bir şey diyorsan kesin satılmışsındır. Kendi fikrini beyan etmiyorsundur da (çünkü kendi "doğal" fikrin elbette ki onların fikirleridir) para karşılığı "diğerlerinin" fikirlerini savunuyorsunuzdur. Üç beş gündür nedir ne oluyoruz diye, Ahmet Hakan´ın deyimiyle siyasal analiz "attırıyoruz" ya aman Allah´ım "satılmış" olduğuma dair ne nefis güzellemeler geliyor anlatamam..
Kimlerden? İlerici, aydınlıkçı, Türkiye´nin ışıl ışıl yüzü "laiklerden"..
Mesela Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bakırköy Şubesi Gençlik Kolları adına Özge Uysal yazdığım yazı üzerine şöyle demiş:
"Öncelikle Atatürkçü Düşünce Derneği gibi bir derneği neden bu kadar yanlış tanıttığınızı anlamak istiyoruz. "İstisnalar kaideyi bozmaz" diye bir söz vardır, bilmem bilir misiniz. İşte bu yaşadığınız olay da aynen bu sözle alakalı. O bayan arkadaş, hatalı bir söylemde bulunmuş olabilir, siz de bunu kaleme almak istemiş olabilirsiniz; ama kurum adı vermenizi biraz düşündürücü buluyoruz!." (Hatta uydurmuş bile olabilirim değil mi?)
"Şunu bilmenizi isteriz ki biz Atatürkçü gençlerin ne şekilcilik yapmak ne de insanları kalıplara sokmak gibi bir niyeti yok." (Yapma ya?)
"Biz sadece artık altı değişmez ilkenin bile tartışmaya sunulduğu şu günlerde; unutturulmaya çalışılanları hatırlatmaya çalışıyoruz. Meydanlarda başlattığımız mücadeleyi, şimdi, insanlarla birlikte yapmaya çalışıyoruz. Bir gazeteci olarak bize destek vermeniz gerekirken, bu yazınız ile bizlere "Pes" dedirttiniz. Bize medyanın gerçekten SATILMIŞ olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldunuz."
ADD Beykoz Gençlik Komisyonu adına Buğçe Öner ise:
"Siz ve sizin gibi medya kurumcukları bizleri asla ve asla yıldıramayacak.. Tam tersine bizi daha çok kamçılayacak çünkü yaptıklarımızın ne kadar doğru şeyler olduğunu aslında bizlere siz gösteriyorsunuz. En kısa zamanda SATILMIŞ kaleminizi elinizden bırakmanızı ve aydın birer yazar olmanızı temenni ediyoruz.."
O yeee.. "Şeriattan korkmayan aptal sarışınlıktan" "Satılmış kalem"e hayli geniş bir yelpazede gidip geliyorum farkındaysanız.. Bundan gurur mu duymalıyım hicap mı bilemiyorum ama ortada tuhaf bir durum olduğu kesin.
Fakaaaaat... Madem SATILMIŞ bir kalemim o halde soruyorum:
Kalemimi satma karşılığı almış olduğum "O" paralar nerede? Farkında olmadan da satmış olmak diye bir kavram var diyelim ki (ADD buyuruyor ne de olsa) iyi güzel ama yüklü bir miktarda bir paranın banka hesabıma yatmış olması gerekmiyor mu?
Ben körüm de boşu boşuna mı SATILMIŞ KALEM olarak tam sekiz gündür ucuz ama aynı zamanda güzel gardırop, şifoniyer, halı, döşemelik ve perdelik bulmak için İstanbul´da gitmediğim mahalle kalmadı? Boşu boşuna mı Dudullu´sundan, Unkapanı´na, Dikilitaşı´ndan, Ümraniye´sine, Tahtakale´sinden Kapalıçarşı´sına kadar her yere haldır haldır gitmekteyim?
Üstelik kendi arabamla da değil. Eski ev arkadaşımın, komşumun.. Bir adet arabamın bile olmadığını düzenli okurlarım bilir.
Satılmış kalemin hiç olmazsa bir otomobilciği olması gerekmez miydi ey ADD yetkilileri? Hadi evi, yazlığı, yatı, kotrayı geçtik, yani her kim satın ald