Ünlü yazar Taraf'a böyle veda etti! 'Darmadağın olduk!'
Gazetenin tanınmış yazarı, Taraf'taki son yazısını yazarak veda etti.
Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman, bugünkü yazısında gazeteden ayrıldığını duyurdu.
Yazısında, "Darmadağın olduk" diyen Zaman, "2007’de dâhil olduğum kurucu ekip dağılmış vaziyette. Düğünlerine büyük sevinç ve coşkuyla katıldığım arkadaşlar artık geride kalan bizlere düşman gözüyle bakıyor. O güzelim ruh darmadağın" ifadelerini kullandı.
Zaman, yazısının devamında, Taraf gazetesi eski yazarı Mehmet Baransu'nun hala hapiste olduğunu hatrlatarak; meslektaşlarının şahsi kinlerine yenilerek bu hukuksuzluk karşısında sus pus olduğunu, Baransu'nun bazı hataları olduğunu ancak bunun vicdansızlığa bahane olamayacağını vurguladı.
İşte Amberin Zaman'ın veda yazısı:
Taraf’a veda
Vedalar hep zordur.
Hele ayrılma kararı size aitse.
2010 yılında Taraf’a ilk veda ettiğimde öyleydi. Bu kez de öyle.
Ama bu sefer geride bıraktığım gazete farklı.
2007’de dâhil olduğum kurucu ekip dağılmış vaziyette.
Düğünlerine büyük sevinç ve coşkuyla katıldığım arkadaşlar artık geride kalan bizlere düşman gözüyle bakıyor. O güzelim ruh darmadağın.
Taraf’ı Taraf yapmakta önemli katkısı olan, bir zamanlar AK Partililerin yere göğe sığdıramadıkları Mehmet Baransu, yaptığı haberlerden ötürü hapiste. Şahsi kinlerine yenilen birçok meslektaşımız Baransu’nun yaşadığı mağduriyet karşısında sus pus.
Baransu’nun benim de eleştirdiğim bazı hataları bu vicdansızlığa asla bahane olamaz.
Askerî vesayeti sonlandırıyor diye TARAF OLARAK omuz verdiğimiz AK Parti artık Ergenekon ve Balyoz davalarına “paralel yapının kumpası” diyebiliyor. Sanıklar berat ediyor.
Evet, birçok hukuksuzluk yaşandı o süreçte. İktidarın yaktığı yeşil ışık sayesinde Cemaat’e yakın olduğu iddia edilen bazı emniyet ve yargı mensupları demokrasi tarihimize en önemli davalarından birini intikam aracına çevirdi. Fırat’ın doğusundaki yaşananları ise hiçe saydı.
Birçok masum insan boş yere hapislerde çürüdü. Bunun telafisi mutlaka olmalıdır. Taraf da bu manada halen vebal altında. Günün yöneticileri tatmin edici özeleştiri yapmamışlardır. Kendilerini sorumluluktan sıyırmak için hariçten yazılar döşenenleri saymıyorum. Saymıyorum çünkü yeni altın kaplı köşelerinden utanmadan sıkılmadan Ergenekon ve Balyoz’u aklarken 17-25 Aralık büyük yolsuzluk skandalı için “darbe” “darbe” diye tempo tutuyorlar.
Oysa hepimiz biliyoruz ki orduda, yargıda, AK Parti’nin iktidara gelişini hazmedemeyen bir güruh, bal gibi de darbe planları yapıyordu. Halkın iradesini hiçe sayıyordu. AK Parti’den önce de sonra da. Yıllarca böyle dönüyordu çark.
Durumu özetlemek için Baransu’nun IŞİD’e ilham verecek nitelikte 26.08.2009 tarihli ve yalanlanmamış bu haberi yeter:
“Pimini çekip bombayı verdi”
Elazığ’da tim komutanı, nöbette uyuyan askere ceza olarak pimini çektiği el bombasını tutmasını emretti. Bomba patladı, dört şehit. Koçyiğitler Taburu’nda 10 gün önce meydana gelen patlamanın kaza olmadığı belgelendi. Teğmen Mehmet Tümer, mevzide uyuyan İbrahim Öztürk’e çok kızmış. Ceza olarak da, pimini çektiği bombayı Er Öztürk’e vermiş. Elinde basılı tuttuğu bombayla 45 dakika yardım isteyen er gücü tükenince patlama olmuş.
Üstüne Roboski yaşandı. AK Parti iktidarı sorumluları cezalandırmak yerine katliamın üstünü örttü. Roboskililerin çileleri bitmek bilmedi. En son 29 Haziran tarihinde gerçekleşen askerî sevkiyata tepki gösteren yurttaşlara askerler yüzlerce gerçek mermi sıkarak karşılık verdi. Köyden geçerken etrafa rastgele ateş açan askerler dört katırı telef etti. Birçok ev ve araca da mermi isabet etti. Gözaltına alınan dört çocuk darp edildi. 90’lı yıllara döndük sanki.
AK Parti çoktandır yolunu, pusulasını kaybetti. Türkiye’ye yeni bir ruh gerekiyor. HDP’yle bunu yakalama şansımız olabilir. Bunu zaman ve şartlar gösterecek. 7 Haziran’da bulutlar kısmen delindi ama önümüz hâlâ çok bulanık.
Taraf’a dönecek olursam… Hiçbir gazetede bulamayacağım özgürlüğü bu gazetede buldum. Türkiyeli okurlara Taraf sayesinde ulaştım. Yazılarımın tek bir kelimesine müdahale edilmedi. Aynı özgürlüğü Türkiye’de tekrar tadabilir miyim, emin değilim. İktidarın tüm baskılarına rağmen büyük fedakarlıklarla bu gazeteyi ayakta tutmak için çırpınan Neşe Düzel, Tamer Kayaş ve Taraf’taki tüm arkadaşları takdirle selamlıyorum. Ancak benim de artık ruhumu tazelemem gerekiyor. Bu da maalesef Taraf’ta mümkün görünmüyor artık. Farklı mecralarda karşılaşmak üzere hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.
Yazısında, "Darmadağın olduk" diyen Zaman, "2007’de dâhil olduğum kurucu ekip dağılmış vaziyette. Düğünlerine büyük sevinç ve coşkuyla katıldığım arkadaşlar artık geride kalan bizlere düşman gözüyle bakıyor. O güzelim ruh darmadağın" ifadelerini kullandı.
Zaman, yazısının devamında, Taraf gazetesi eski yazarı Mehmet Baransu'nun hala hapiste olduğunu hatrlatarak; meslektaşlarının şahsi kinlerine yenilerek bu hukuksuzluk karşısında sus pus olduğunu, Baransu'nun bazı hataları olduğunu ancak bunun vicdansızlığa bahane olamayacağını vurguladı.
İşte Amberin Zaman'ın veda yazısı:
Taraf’a veda
Vedalar hep zordur.
Hele ayrılma kararı size aitse.
2010 yılında Taraf’a ilk veda ettiğimde öyleydi. Bu kez de öyle.
Ama bu sefer geride bıraktığım gazete farklı.
2007’de dâhil olduğum kurucu ekip dağılmış vaziyette.
Düğünlerine büyük sevinç ve coşkuyla katıldığım arkadaşlar artık geride kalan bizlere düşman gözüyle bakıyor. O güzelim ruh darmadağın.
Taraf’ı Taraf yapmakta önemli katkısı olan, bir zamanlar AK Partililerin yere göğe sığdıramadıkları Mehmet Baransu, yaptığı haberlerden ötürü hapiste. Şahsi kinlerine yenilen birçok meslektaşımız Baransu’nun yaşadığı mağduriyet karşısında sus pus.
Baransu’nun benim de eleştirdiğim bazı hataları bu vicdansızlığa asla bahane olamaz.
Askerî vesayeti sonlandırıyor diye TARAF OLARAK omuz verdiğimiz AK Parti artık Ergenekon ve Balyoz davalarına “paralel yapının kumpası” diyebiliyor. Sanıklar berat ediyor.
Evet, birçok hukuksuzluk yaşandı o süreçte. İktidarın yaktığı yeşil ışık sayesinde Cemaat’e yakın olduğu iddia edilen bazı emniyet ve yargı mensupları demokrasi tarihimize en önemli davalarından birini intikam aracına çevirdi. Fırat’ın doğusundaki yaşananları ise hiçe saydı.
Birçok masum insan boş yere hapislerde çürüdü. Bunun telafisi mutlaka olmalıdır. Taraf da bu manada halen vebal altında. Günün yöneticileri tatmin edici özeleştiri yapmamışlardır. Kendilerini sorumluluktan sıyırmak için hariçten yazılar döşenenleri saymıyorum. Saymıyorum çünkü yeni altın kaplı köşelerinden utanmadan sıkılmadan Ergenekon ve Balyoz’u aklarken 17-25 Aralık büyük yolsuzluk skandalı için “darbe” “darbe” diye tempo tutuyorlar.
Oysa hepimiz biliyoruz ki orduda, yargıda, AK Parti’nin iktidara gelişini hazmedemeyen bir güruh, bal gibi de darbe planları yapıyordu. Halkın iradesini hiçe sayıyordu. AK Parti’den önce de sonra da. Yıllarca böyle dönüyordu çark.
Durumu özetlemek için Baransu’nun IŞİD’e ilham verecek nitelikte 26.08.2009 tarihli ve yalanlanmamış bu haberi yeter:
“Pimini çekip bombayı verdi”
Elazığ’da tim komutanı, nöbette uyuyan askere ceza olarak pimini çektiği el bombasını tutmasını emretti. Bomba patladı, dört şehit. Koçyiğitler Taburu’nda 10 gün önce meydana gelen patlamanın kaza olmadığı belgelendi. Teğmen Mehmet Tümer, mevzide uyuyan İbrahim Öztürk’e çok kızmış. Ceza olarak da, pimini çektiği bombayı Er Öztürk’e vermiş. Elinde basılı tuttuğu bombayla 45 dakika yardım isteyen er gücü tükenince patlama olmuş.
Üstüne Roboski yaşandı. AK Parti iktidarı sorumluları cezalandırmak yerine katliamın üstünü örttü. Roboskililerin çileleri bitmek bilmedi. En son 29 Haziran tarihinde gerçekleşen askerî sevkiyata tepki gösteren yurttaşlara askerler yüzlerce gerçek mermi sıkarak karşılık verdi. Köyden geçerken etrafa rastgele ateş açan askerler dört katırı telef etti. Birçok ev ve araca da mermi isabet etti. Gözaltına alınan dört çocuk darp edildi. 90’lı yıllara döndük sanki.
AK Parti çoktandır yolunu, pusulasını kaybetti. Türkiye’ye yeni bir ruh gerekiyor. HDP’yle bunu yakalama şansımız olabilir. Bunu zaman ve şartlar gösterecek. 7 Haziran’da bulutlar kısmen delindi ama önümüz hâlâ çok bulanık.
Taraf’a dönecek olursam… Hiçbir gazetede bulamayacağım özgürlüğü bu gazetede buldum. Türkiyeli okurlara Taraf sayesinde ulaştım. Yazılarımın tek bir kelimesine müdahale edilmedi. Aynı özgürlüğü Türkiye’de tekrar tadabilir miyim, emin değilim. İktidarın tüm baskılarına rağmen büyük fedakarlıklarla bu gazeteyi ayakta tutmak için çırpınan Neşe Düzel, Tamer Kayaş ve Taraf’taki tüm arkadaşları takdirle selamlıyorum. Ancak benim de artık ruhumu tazelemem gerekiyor. Bu da maalesef Taraf’ta mümkün görünmüyor artık. Farklı mecralarda karşılaşmak üzere hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.