Ünlü profesör Osman Müftüoğlu'nu ağlatan soru! 'O da beni bilseydi çok iyi olurdu'
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Buket Aydın'ın CNN TÜRK ekranındaki yeni programı 40'a konuk oldu...
Programda 40 soruya yanıt veren Müftüoğlu, "Annenizin üvey olduğunu 12 yaşında öğrenmişsiniz ve bu yüzden de anneler gününü sevmediğini söylemişsiniz. Herkese şifa olurken kendi yaralarınızı sarabildiniz mi? Hala anneler gününü sevmiyor musunuz?" sorusu karşısında duygulandı ve vefat eden annesini anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.
"Anneme dokunsaydım, koklasaydım, o da beni bilseydi çok iyi olurdu" diyen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, şunları söyledi:
"MEZARINA GİTMEYE KORKUYORUM..."
"Hala anneler gününü sevmiyorum. Niye sevmediğimin yanıtını da çok net biliyor değilim. Ama zor bir çocukluk dönemi olduğu kesin. Çünkü biz annem öldüğü zaman 5 kardeşmişiz. En ufak ben herhalde 2 buçuk yaşındayım. Sonraki 4 veya 5, sonraki 7, sonraki 9. Ama o aile yapısını akıllı bir baba, yeni bir akıllı evlilikle gayet güzel korumuş. Bu aileden 2 tane profesör çıktı. Çok düzgün insanlar çıktı. Hiçbirinin hayata ilişkin en ufak bir hatası yok. Ama o ikinci anne olan hanımefendi de bize çok iyi baktı. Eksiği var mıydı, vardı. Bir annemi görsem iyi miydi, çok iyi olurdu.
Dokunsaydım, koklasaydım, o da beni bilseydi çok iyi olurdu. Ama bunlar hep kısmet, sizin verebileceğiniz kararlar değil. Ama ben annem olmadığı için üzülüyorum, keşke olsaydı diyorum. Bırakın onu annemin mezarına gitmeye korkuyorum. Bu çok kötü bir duygu. Gittiğim zaman çok üzülüyorum. Aylarca kendime gelemiyorum. Yani mezarına gidemiyorum o kadar kötü bir şey ki. Gitmeniz lazım gidemiyorsunuz. Babamın mezarına çok rahat gidiyorum ama anneme gidemiyorum. Tanımıyorum, tanımak istiyorum. Bir tane fotoğrafından başka hiçbir şey yok. O zamanın şartlarında bir beyin kanamasında pat diye ölmüş. Beş kardeşiz biz ve bir adam hepimizi büyütmüş. Akılalmaz bir iş. Allah rahmet eylesin, anmış olduk."
"Anneme dokunsaydım, koklasaydım, o da beni bilseydi çok iyi olurdu" diyen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, şunları söyledi:
"MEZARINA GİTMEYE KORKUYORUM..."
"Hala anneler gününü sevmiyorum. Niye sevmediğimin yanıtını da çok net biliyor değilim. Ama zor bir çocukluk dönemi olduğu kesin. Çünkü biz annem öldüğü zaman 5 kardeşmişiz. En ufak ben herhalde 2 buçuk yaşındayım. Sonraki 4 veya 5, sonraki 7, sonraki 9. Ama o aile yapısını akıllı bir baba, yeni bir akıllı evlilikle gayet güzel korumuş. Bu aileden 2 tane profesör çıktı. Çok düzgün insanlar çıktı. Hiçbirinin hayata ilişkin en ufak bir hatası yok. Ama o ikinci anne olan hanımefendi de bize çok iyi baktı. Eksiği var mıydı, vardı. Bir annemi görsem iyi miydi, çok iyi olurdu.
Dokunsaydım, koklasaydım, o da beni bilseydi çok iyi olurdu. Ama bunlar hep kısmet, sizin verebileceğiniz kararlar değil. Ama ben annem olmadığı için üzülüyorum, keşke olsaydı diyorum. Bırakın onu annemin mezarına gitmeye korkuyorum. Bu çok kötü bir duygu. Gittiğim zaman çok üzülüyorum. Aylarca kendime gelemiyorum. Yani mezarına gidemiyorum o kadar kötü bir şey ki. Gitmeniz lazım gidemiyorsunuz. Babamın mezarına çok rahat gidiyorum ama anneme gidemiyorum. Tanımıyorum, tanımak istiyorum. Bir tane fotoğrafından başka hiçbir şey yok. O zamanın şartlarında bir beyin kanamasında pat diye ölmüş. Beş kardeşiz biz ve bir adam hepimizi büyütmüş. Akılalmaz bir iş. Allah rahmet eylesin, anmış olduk."