ÜNLÜ KÖŞE YAZARINDAN ŞOK İDDİA!.."BAYKAL,ERDOĞAN'LA GİZLİCE BULUŞUP ANLAŞMA YAPTI"!..GECEDE NELER KONUŞULDU?...ERDOĞAN'IN BAŞBAKAN OLMASINI BAYKAL NİÇİN İSTEDİ?..

Seçimler öncesi CHP´ye zarar vermemek için bildiğim birçok konuyu içime gömerek sustum, bundan sonra da bu parti ve liderine ilişkin hiçbir şey yazmayacağım.Ama bu konudaki son yazımda size bir tanıklığımı aktarmak zorundayım.

3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP'den Meclis'e giren ancak daha sonra CHP'nin Atatürk ve silah arkadaşlarına dayanan tarihi misyonu ve kimliğiyle bağdaşmayan, hatta bu kimliği zedeleyen davranışlar içinde olduğunu savunarak istifa eden Zülfü Livaneli bugün Vatan Gazetesi'ndeki köşesinde ilginç bir iddiayı ortaya attı.İşte Zülfü Livaneli'nin tartışma yaratacak yazısı...





Deniz Bey, o fotoğrafı çıkarıp bakmanın zamanı geldi!


Seçimler öncesi CHP´ye zarar vermemek için bildiğim birçok konuyu içime gömerek sustum, bundan sonra da bu parti ve liderine ilişkin hiçbir şey yazmayacağım.

Çünkü bir faydası olacağına inanmıyorum.

Ama bu konudaki son yazımda size bir tanıklığımı aktarmak zorundayım.

Bunu bir borç olarak görüyorum:


***


Deniz Bey lütfen hatırlayın:

19 Aralık 2002 tarihinde karlı bir Ankara gününün akşamında Mehmet Sevigen´in evindeydik.

Ben Cumhurbaşkanı ile görüşmeden geliyordum.

Abdullah Gül Başbakandı, Tayyip Erdoğan´ın ise Meclis´e girme umudu kalmamıştı.

Cumhurbaşkanı Sezer bir gün önce, Tayyip Erdoğan´ın "milletvekili olmadan başbakan olma" önerisini reddetmişti.

Türkiye´nin kaderi o akşam o evde değişti, çünkü siz "Tayyip Erdoğan başbakan olacak!" diye tutturdunuz.

Sizi "Çok tehlikeli bir oyun bu!" diye uyaran parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız, "Hayır!" dediniz "İki ay dayanamaz. Göreceksiniz iki ay dayanamaz."

Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim: "Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan´ın yerine seçtiği siyasetçi; arkasında Amerika, Avrupa desteği de var. Program Türkiye´yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek; tam tersine, bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek."

İki ay dayanamaz iddianızı, "görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz, ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar." tezine oturttunuz.

Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz.

O zaman ben sizin Tayyip Erdoğan´la seçim öncesinde Beylerbeyi´nde gizlice buluştuğunuzu ve bir anlaşma yaptığınızı bilmiyordum.

Bu gecenin tanıkları var: Önder Sav, Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk.

Belki bazıları sizden korkar ve tanıklık etmez ama bir kısmı da bu sözlerin doğru olduğunu açıklar. Yani tanıklar var. Ötekiler de söylemese bile içten içe bunun doğru olduğunu bilir. Siz de bilirsiniz.

Tartışmanın sonunda dediniz ki: "Bu gece birbirimizin fotoğrafını çektik. İki ay sonra çıkarıp bakalım. Ama rotuş yapmadan. Hangimiz haklı çıkmışız?"

Şimdi, 2007 seçimlerinin ardından o fotoğrafı cebinizden çıkarıp bakın Deniz Bey.

Ve düşünün; Meclis grubunda "Erdoğan´ı başbakan yapıyor diyorlar. Evet yapıyorum. Var mı itirazı olan!" diye bas bas bağırmanıza değdi mi?

Erdoğan´la Beylerbeyi´nde gizlice buluşmaya ve size oy veren milyonları hiçe sayarak gizli anlaşmalar yapmanıza değdi mi? (Deniz Bey, biliyorsunuz ki bu gizli buluşmanın da tanığı var.)

Başbakan olmak, elbette Erdoğan´ın demokratik hakkıdır. Ama bunun için olağanüstü çaba harcamak CHP´nin birinci görevi değildir. Üstelik dokunulmazlık kaldırılma