Ünlü köşe yazarı Rauf Tamer'de koronavirüs şüphesi! Hastaneye yatırıldı...
Posta Gazetesi köşe yazarı Rauf Tamer'in koronavirüs şüphesi ile kaldırıldığı hastanede test yaptırdığı ve evinde sonucu beklediği bildirildi.
CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın hazırlayıp sunduğu Tarafsız Bölge programına konuk olan Prof. Necmettin Ünal, halkın önlem almasının hastalığa karşı mücadelenin ilk ayağı olduğunu vurgularken "Bu insan ayırt etmiyor herkes tedbirini alacak. Gazeteci olmak, Başbakan olmak, Devlet Başkanı'nın hanımı olmak, sporcu olmak birşeyi değiştirmiyor." dedi.
Ünal sözünün devamında, "Sizin duayenlerinizden Rauf Tamer geçen hafta evine bir berber çağırmış, tıraş olmuş, şimdi yoğun bakımda. Çok geçmiş olsun" deyince Ahmet Hakan, "Eyvah. Bilmiyordum. Çok geçmiş olsun. Çok üzüldüm" diyerek üzüntüsünü belirtti.
Daha sonra Tamer'in sağlık durumu hakkında Posta Gazetesi köşe yazarı Murat Çelik'ten aldığı bilgiyi aktaran Ahmet Hakan, usta yazarın yoğun bakımda olmadığını ancak solunum yetmezliği problemi yaşadığını belirtti. Hakan, Rauf Tamer'in hastaneden evine geldiği ve yaptırdığı testin sonucunu beklediği bilgisini iletti.
RAUF TAMER KİMDİR?
1937 Sivas doğumlu olan Rauf Tamer Bursa Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinnden mezun oldu. Cumhuriyet gazetesi spor muhabirliğiyle başlayan gazeteciliğini Ekspres, Tasvir, Yeni İstanbul, Halka ve Olaylara Tercüman, Hürriyet, Bayram, Sabah, Star, Dünden Bugüne Tercüman, Bugün gazetelerinde sürdürdü. Halen Posta Gazetesi'nde yazarlığa devam etmektedir.
2010'da Burhan Felek Basın Hizmet Ödülüne layık görülen gazeteciler arasında yer almıştır.
Rauf Tamer 7 Nisan'da Posta gazetesinde "Çok yakında" başlığı ile çıkan yazısında şunları kaleme almıştı:
Milli Egemenlik, 100 yaşına giriyor: 23 Nisan.
Muhteşem bir kutlama isterdik ama galiba evde kalarak kutlayacağız.
Olsun... Yüreğimizde hissetmek de yeterlidir.
O gün, Edirne’den Kars’a bütün pencereler ve balkonlar, albayrak’la donatılacak...
Kimbilir, ne güzel bir tablo doğacak. Türkiye haritasını önünüze koyun, bir bakın.
Böyle bir estetik, başka hangi coğrafyada var?
★
Ardından 19 Mayıs. Evde kalmak inşallah o güne kadar sürmez ama tutun ki sürdü...
Aynı ihtişam, o gün de yaşanacak... Şüheda fışkıran topraklar, albayrak’la taçlanacak.
Samsun’dan İzmir’e kadar Türkiye haritasını önünüze koyup yine bir bakın.
★
Hür yaşamaya alışmış bir millete “evde kal” demek kolay değildir ama o hürriyete kavuşmak için sergilediğimiz milli mücadele ruhu, bize bunu emrediyorsa, seve seve evde kalırız.
Hem de hürriyetin kıymetini, başımıza tâc’ederek...
Daha ne olsun?
★
İki milli bayramın hemen ardından, bir de dini bayram geliyor...
24 Mayıs Ramazan Bayramı.
Virüsle mücadeleyi o vakte kadar inşallah kazanmış olacağız ama velev ki mücadelemiz bitmedi.
Dayanacağız.
Bayramlaşma ve el öpme geleneğimizi, yüreklerimizde sürdüreceğiz...
Ömürboyu sarılıp bayramlaşabilmek için.
Bu duygular içerisinde takvim yapraklarını gururla, inançla ve metanetle takip edelim.