UMUDUMU YİTİRDİM! BİR GÜN ŞAŞIRT BENİ TÜRKİYE, TEK BİR GÜN!
Vatan gazetesi yazarı Zülfü Livaneli, son olarak Dink davasıyla ilgili açıklanan karardan sonra umudunu tamamen yitirdiğini ifade etti.
İşte Vatan gazetesi yazarı Zülfü Livaneli’nin o yazısı...
Bir gün şaşırt beni Türkiye, tek bir gün!
Hani sonunu bildiğimiz trajedileri, görmek için bilet alır, salona gider ve tekrar tekrar izleriz ya; işte bu ülkede yaşamak da ona benziyor. Sonu gelmez bir Hamlet oyunundayız sanki.
Ya da sonlarını bilen, kaderini değiştiremeyen ama buna rağmen mücadeleyi elden bırakmayan Grek trajedi kahramanları gibiyiz.
Hrant Dink davasının sonucu açıklandı.
Şaşırdık mı?
Hayır, şaşırmadık!
Çünkü burası Türkiye ve burada işler böyle yürür.
***
JİTEM karargâhından toprağa gömülmüş insan kemikleri, kafatasları çıkması da şaşırtmaz kimseyi.
Binlerce faili meçhul cinayet dosyasının kapatılması da.
Aydınları öldüren katillerin saygı görmesi de.
Maraş’ta, Çorum’da katliam yapanların saygın birer yurttaş olarak Meclis’e girmesi de.
Sivas’ta insan yakanların zaman aşımından yararlanması da.
Çünkü bu rejim katilleri sever, onları kollar, korur.
Bu ülkenin hapishanelerinde kanlı katiller “Üç leşi var, beş leşi var!“ diyerek saygı görür, el üstünde tutulur.
İşin en acı yanı da bu iş, o parti bu parti, o iktidar bu iktidar tanımaz. Hepsinde aynı mantıkla yürür.
Şiddet, sistemin benliğine yapışmış, ikinci bir deri gibi olmuş, doğallaşmış bir şeydir.
Necip milletimiz haklıdan değil güçlüden yanadır.
Suç, ortaya çıkmadığı sürece; rahatsız edici bir şey değildir.
İnsanlığın en ağır suçu olan “öldürmek“ ise amaca göre hoş görülebilen hatta desteklenen, insanı yücelten bir eylemdir.
Vatan uğruna, namus uğruna, aile uğruna, din uğruna, takım uğruna, mahalleyi korumak uğruna, aşiret uğruna, aşk uğruna; kısacası milli maçtaki coşkudan düğündeki sevince kadar onlarca sebep uğruna insan öldürmek kabul edilebilir hatta gurur duyulan bir şeydir.
Gençliğimizde, daha güzel, daha adil, daha insani bir Türkiye yaratılacağına kesin gözle bakar, her sabah bu umutla uyanırdık.
Yıllar geçti. Türkiye sürekli olarak katili, hırsızı, cahili, işkenceciyi ödüllendirdi; kendisini seven iyi niyetli insanlarını, dürüst aydınlarını, düzgün yurttaşlarını ise sistemli biçimde yok etti.
Açık söyleyeyim, artık pek umudum kalmadı.
Bugün artık tek bir şey istiyorum.
Türkiye bir gün şaşırt beni ne olur.
Bir gün de kazayla mazlumun, kurbanın, acı çekenin, haklının, adaletin yanında ol.
Bir kere de evrensel insanlık ilkeleri baskın çıksın.
Tek bir gün şaşırt beni; tek bir gün.
Bir gün şaşırt beni Türkiye, tek bir gün!
Hani sonunu bildiğimiz trajedileri, görmek için bilet alır, salona gider ve tekrar tekrar izleriz ya; işte bu ülkede yaşamak da ona benziyor. Sonu gelmez bir Hamlet oyunundayız sanki.
Ya da sonlarını bilen, kaderini değiştiremeyen ama buna rağmen mücadeleyi elden bırakmayan Grek trajedi kahramanları gibiyiz.
Hrant Dink davasının sonucu açıklandı.
Şaşırdık mı?
Hayır, şaşırmadık!
Çünkü burası Türkiye ve burada işler böyle yürür.
***
JİTEM karargâhından toprağa gömülmüş insan kemikleri, kafatasları çıkması da şaşırtmaz kimseyi.
Binlerce faili meçhul cinayet dosyasının kapatılması da.
Aydınları öldüren katillerin saygı görmesi de.
Maraş’ta, Çorum’da katliam yapanların saygın birer yurttaş olarak Meclis’e girmesi de.
Sivas’ta insan yakanların zaman aşımından yararlanması da.
Çünkü bu rejim katilleri sever, onları kollar, korur.
Bu ülkenin hapishanelerinde kanlı katiller “Üç leşi var, beş leşi var!“ diyerek saygı görür, el üstünde tutulur.
İşin en acı yanı da bu iş, o parti bu parti, o iktidar bu iktidar tanımaz. Hepsinde aynı mantıkla yürür.
Şiddet, sistemin benliğine yapışmış, ikinci bir deri gibi olmuş, doğallaşmış bir şeydir.
Necip milletimiz haklıdan değil güçlüden yanadır.
Suç, ortaya çıkmadığı sürece; rahatsız edici bir şey değildir.
İnsanlığın en ağır suçu olan “öldürmek“ ise amaca göre hoş görülebilen hatta desteklenen, insanı yücelten bir eylemdir.
Vatan uğruna, namus uğruna, aile uğruna, din uğruna, takım uğruna, mahalleyi korumak uğruna, aşiret uğruna, aşk uğruna; kısacası milli maçtaki coşkudan düğündeki sevince kadar onlarca sebep uğruna insan öldürmek kabul edilebilir hatta gurur duyulan bir şeydir.
Gençliğimizde, daha güzel, daha adil, daha insani bir Türkiye yaratılacağına kesin gözle bakar, her sabah bu umutla uyanırdık.
Yıllar geçti. Türkiye sürekli olarak katili, hırsızı, cahili, işkenceciyi ödüllendirdi; kendisini seven iyi niyetli insanlarını, dürüst aydınlarını, düzgün yurttaşlarını ise sistemli biçimde yok etti.
Açık söyleyeyim, artık pek umudum kalmadı.
Bugün artık tek bir şey istiyorum.
Türkiye bir gün şaşırt beni ne olur.
Bir gün de kazayla mazlumun, kurbanın, acı çekenin, haklının, adaletin yanında ol.
Bir kere de evrensel insanlık ilkeleri baskın çıksın.
Tek bir gün şaşırt beni; tek bir gün.