ÜLKÜCÜLERİN BAŞTACI ETTİĞİ OZAN ARİF: SANDIK KONSUN BAHÇELİ ÇIKARSA KÖPEK GİBİ HAVLAYACAĞIM!..
Davudi sesiyle "Türk milleti kendine dön" der, on binleri coştururdu. Sağın yegane sanatçısıydı. MHP´nin DSP ve ANAP ile koalisyon döneminde, Ozan Arif partisini şarkılarla eleştirmeye başladı. Şimdi ülkücüler O'na, O MHP Liderine ateş püskürüyor!..
HÜRRİYET'İN TECRÜBELİ MUHABİRİ GÜLDEN AYDIN ÜLKÜCÜ CAMİADA TARTIŞMA YARATACAK BİR RÖPORTAJA İMZA ATTI!..
Ülkücüler 35 yıl baştacı ettikleri Ozan Arif´i şimdi ihanetle suçluyor..
Gülden AYDIN
12 Eylül öncesi solun Aşık İhsani´si, ülkücülerin de Ozan Arif´i vardı. Gür, davudi sesiyle "Türk milleti kendine dön" der, on binleri coştururdu. Sağın yegane sanatçısıydı. Ama MHP´nin DSP ve ANAP ile koalisyon kurduğu dönemde, Ozan Arif partisini şarkılarında eleştirmeye başladı.
"Yeter Artık" adlı albümünde oklarını özellikle Devlet Bahçeli´ye yöneltmişti. O sırada başlayan tartışma, bu yaz iyice alevlendi. Müzik şirketi basıldı, konserlerinde olaylar çıktı. Ülkücü yayınlarda da Ozan Arif´e karşı kampanya başladı. Almanya´da yaşayan, ama sık sık Samsun´daki evine gelen Ozan Arif, Türkeş´in ölümünden sonra ülkücülüğün başsız bir harekete dönüştüğünü düşünüyor. Ama o, konserleri basılsa, plakçısı dövülse de davadan dönmeyecek. Ülkücü gelmiş, ülkücü gidecek dünyadan.
Devlet Bahçeli´yi eleştiriyorsunuz. Ülkücülerin lideri kim olmalı sizce?
-Beni birilerine yamama gayretindeler. Ama benim derdim, ülkücülerin kaliteyle kucaklaşması. Bahçeli aracılığıyla bu hareketin genleriyle oynadı. Türkiye´de küreselleşme hesapları yapan, Büyük Ortadoğu Projesi´ni dayatmayı planlayan güçler, karşılarında dik duracak dinamikleri iğdiş ediyor. Bugünkü yönetim de iki basamaklı görev ifa ediyor: Ülkücüleri uzaklaştırmak ve MHP´yi bitirmek. Rahmetli zamanında, sandıktan tek milletvekili çıkaramadığımız günlerde bile sokakta dik yürürdük. Bahçeli, 129 milletvekili çıkardığımız halde muhtar olmak istemedi, aza oldu. Elini taşın altına sokmadı. Bugün de bir olay olduğunda durur durur, on gün sonra lütfen bir açıklama yapar.
Milletvekili olamadığınız için partiye bayrak açtığınız söyleniyor?
- Bahçeli başkan seçildikten sonra üzerime ne düştüyse yaptım. Genel seçim çalışmalarında 34 gece yaptım. Kayseri Stadyumu´nda 53 bin bilet sattılar. İzmir Alsancak Stadyumu´na on binler geldi. 1999 Mayısı´nda koalisyon kurulunca milletvekili, bakan arkadaşlarımla yurtdışında 32 yerde "Gözün Aydın Türkiye" geceleri yaptım. "Bu zamana kadar hükümetleri tenkit ettik. Şimdi arkadaşlarımız da geçmiştekilerin yanlışlarına düşerse ve Ozan Arif yanlışlarını söylemezse bilin ki alçağın tekidir", dedim. İlk feveranımda şiddetli bir aforozla karşılaştım. Sonra kampanyaya dönüştü. Ben de "Yeter Artık" albümümle deklare ettim eleştirilerimi.
Parti geceleri sayesinde zengin olmuşsunuz... Zengin misiniz gerçekten?
-Samsun´daki bu eski evi 1993´te bir kaset paramla aldım. Bir de annemle babamın oturduğu evim var. 12 Eylül´e kadar kazandığımın bir kuruşunu bile almadım. 80 sonrası ise bu hizmetten ekmek yememi sağladı hareket. Yedi yıl teşkilatın ödediği 1500 Mark aylıkla Almanya´da çalıştım. Federasyonun müzik öğretmeni olarak tek resmi çalışanıydım. Rahmetli Türkeş´in talimatıyla sigortam, maaşım ödeniyordu. Kasetlerimin geliri de teşkilata gidiyordu. 2001´de Bahçeli beni görevden aldırdı. Ozan Arif teşkilatını mahkemeye verdi, demek için dava açmamı beklediler. Onlara bu fırsatı vermedim.
Devlet Bahçeli´ye hakaretler yazmışsınız? Fino demişsiniz?
-Fino lafını 6 Mayıs´ta Ankara´da söyledim: Hülasa ne kokar ne bulaşır/ Arzu eden kırk kapıdan ulaşır/ Etrafında finoları dolaşır/ Ben adam sanmıştım adam değilmiş... Bunu dillerine doladılar. Keşke kaset
Ülkücüler 35 yıl baştacı ettikleri Ozan Arif´i şimdi ihanetle suçluyor..
Gülden AYDIN
12 Eylül öncesi solun Aşık İhsani´si, ülkücülerin de Ozan Arif´i vardı. Gür, davudi sesiyle "Türk milleti kendine dön" der, on binleri coştururdu. Sağın yegane sanatçısıydı. Ama MHP´nin DSP ve ANAP ile koalisyon kurduğu dönemde, Ozan Arif partisini şarkılarında eleştirmeye başladı.
"Yeter Artık" adlı albümünde oklarını özellikle Devlet Bahçeli´ye yöneltmişti. O sırada başlayan tartışma, bu yaz iyice alevlendi. Müzik şirketi basıldı, konserlerinde olaylar çıktı. Ülkücü yayınlarda da Ozan Arif´e karşı kampanya başladı. Almanya´da yaşayan, ama sık sık Samsun´daki evine gelen Ozan Arif, Türkeş´in ölümünden sonra ülkücülüğün başsız bir harekete dönüştüğünü düşünüyor. Ama o, konserleri basılsa, plakçısı dövülse de davadan dönmeyecek. Ülkücü gelmiş, ülkücü gidecek dünyadan.
Devlet Bahçeli´yi eleştiriyorsunuz. Ülkücülerin lideri kim olmalı sizce?
-Beni birilerine yamama gayretindeler. Ama benim derdim, ülkücülerin kaliteyle kucaklaşması. Bahçeli aracılığıyla bu hareketin genleriyle oynadı. Türkiye´de küreselleşme hesapları yapan, Büyük Ortadoğu Projesi´ni dayatmayı planlayan güçler, karşılarında dik duracak dinamikleri iğdiş ediyor. Bugünkü yönetim de iki basamaklı görev ifa ediyor: Ülkücüleri uzaklaştırmak ve MHP´yi bitirmek. Rahmetli zamanında, sandıktan tek milletvekili çıkaramadığımız günlerde bile sokakta dik yürürdük. Bahçeli, 129 milletvekili çıkardığımız halde muhtar olmak istemedi, aza oldu. Elini taşın altına sokmadı. Bugün de bir olay olduğunda durur durur, on gün sonra lütfen bir açıklama yapar.
Milletvekili olamadığınız için partiye bayrak açtığınız söyleniyor?
- Bahçeli başkan seçildikten sonra üzerime ne düştüyse yaptım. Genel seçim çalışmalarında 34 gece yaptım. Kayseri Stadyumu´nda 53 bin bilet sattılar. İzmir Alsancak Stadyumu´na on binler geldi. 1999 Mayısı´nda koalisyon kurulunca milletvekili, bakan arkadaşlarımla yurtdışında 32 yerde "Gözün Aydın Türkiye" geceleri yaptım. "Bu zamana kadar hükümetleri tenkit ettik. Şimdi arkadaşlarımız da geçmiştekilerin yanlışlarına düşerse ve Ozan Arif yanlışlarını söylemezse bilin ki alçağın tekidir", dedim. İlk feveranımda şiddetli bir aforozla karşılaştım. Sonra kampanyaya dönüştü. Ben de "Yeter Artık" albümümle deklare ettim eleştirilerimi.
Parti geceleri sayesinde zengin olmuşsunuz... Zengin misiniz gerçekten?
-Samsun´daki bu eski evi 1993´te bir kaset paramla aldım. Bir de annemle babamın oturduğu evim var. 12 Eylül´e kadar kazandığımın bir kuruşunu bile almadım. 80 sonrası ise bu hizmetten ekmek yememi sağladı hareket. Yedi yıl teşkilatın ödediği 1500 Mark aylıkla Almanya´da çalıştım. Federasyonun müzik öğretmeni olarak tek resmi çalışanıydım. Rahmetli Türkeş´in talimatıyla sigortam, maaşım ödeniyordu. Kasetlerimin geliri de teşkilata gidiyordu. 2001´de Bahçeli beni görevden aldırdı. Ozan Arif teşkilatını mahkemeye verdi, demek için dava açmamı beklediler. Onlara bu fırsatı vermedim.
Devlet Bahçeli´ye hakaretler yazmışsınız? Fino demişsiniz?
-Fino lafını 6 Mayıs´ta Ankara´da söyledim: Hülasa ne kokar ne bulaşır/ Arzu eden kırk kapıdan ulaşır/ Etrafında finoları dolaşır/ Ben adam sanmıştım adam değilmiş... Bunu dillerine doladılar. Keşke kaset