"UĞUR DÜNDAR'I KUTLUYORUZ, KARAYILANLARA ENGEREKLERE GEÇİT VERMEDİ!"

Bunlar eylem değil mi?

Halkına kasteden' örgüt var. Çoluk-çocuk demeden dokuz kişiyi parçaya ayırıyorlar. Bunun adı eylem değil de nedir? Mayın döşüyorlar. Polis otolarını tarıyorlar. Herhalde 'Erkan Yolaç'ın Sayılmazlarına' dahil ediliyor. Cemil Çiçek canlı yayına çıkınca karşısına oturtulan sözde gazeteciler tarafından sorgulanabiliyor. Hatta 'KCK operasyonlarını yapmayın. Yaptıklarını görmezden gelseniz, ne olur' şeklinde akıl veriyorlar, bunlar.

Başbakan yardımcısının 'Uşak'ta ele geçen bombalar ne olacak? Baraj temeli mi atacaklar?' şeklindeki savunmasına ise cevap yok. İlginç bir dönemdeyiz. İnegöl'de olay çıkaranlar içeri tıkılıp, unutuluyor. Sıra, her gün polise, askere, karakola, hatta okula saldıranlara gelince, sessizlik. Kandil'de, tepelerinde Öcalan posteriyle basın toplantısı yapan teröristleri ekranlara tekrar tekrar taşımak demokratlık. Garip bir ülke haline geldik. Yetmiyor, görüntüler eşliğinde bir sürü bölücü ile onların şakşakçısı entel-dantel konuşturuluyor. Herhalde elbirliğiyle parçalanmaya çalışılıyoruz.

...
Burada küçük bir not düşmek istiyoruz. Uğur Dündar'ın karayılanlara, engereklere uyguladığı ambargoyu kutluyoruz. Galiba hala, 'Bayrak, Millet ve Devlet' diyebilen az kalan isimlerden biri o.

- - -
Bu kez ayrıcalık yaptık. Disko Kralı'na zaman zaman göz atarken, Osmantan Erkır TV'ye ağırlık verdik. Canlı yayının kurgusunu genelde beğendik. Arada, ekibe yeni alınan gençler anons edilince, daha da iyi olunacağı mesajını aldık. Başarılı haber spikeri Nazlı Tolga'nın duruşunu bilenler 'Ben yeri geldiğinde kolbastı da oynarım' sözüne bayıldılar. Bu kızı uzunca süre bizim kampüsün elemanı olarak gördük. Ancak bırakın folklorunu, güldüğüne bile çok az tanık olduk. Demek ki, prensip sahibi. Bay J'nin esprileri de iyiydi. Örneğin 'Basur-Hemoroid- hastalarının Taksim Meydanı'ndaki oturma eylemi kanlı bitti'si.

Burhan Ayeri / Akşam