UĞUR DÜNDAR VE STAR HABER'E ''KUMPAS'' MI KURULMAK İSTENDİ?
Yılmaz Özdil, Uğur Dündar'ın pazar günü Ruhat Mengi'nin programına çıkıp anlattığı "kumpas"ı yazdı.
Gizli tanık tutanağı...
Araştırmacı gazetecilik var.
Soruşturmacı gazetecilik var.
*
Şimdi yeni moda çıktı:
''Sokuşturmacı'' gazetecilik!
*
Geçen salı sabahı Star Haber'de Uğur Dündar yönetiminde toplantıdayız... Özel haber müdürümüz Turgut Erat, ''Erzincan Başsavcısı'nın içeri tıkılmasına vesile olan gizli tanıklar telefon etti, söylemedikleri laflar tutanağa geçirilmiş, ifadeler palavraymış, Star Haber'e çıkıp anlatmak istiyorlarmış'' dedi... ''Sen ne cevap verdin?'' dedik... Uğur Dündar'ın habercilik ve yayıncılık kriterlerini iyi bilen Turgut, ''Birincisi, gizli tanık olup olmadıklarını bilemeyiz. İkincisi, gizli tanıkları deşifre etmek suçtur. Üçüncüsü, derhal savcıya gidin, basına değil, savcıya anlatın dedim'' dedi... ''Ağzına sağlık'' dedik.
*
Çarşamba sabahı toplantı halindeyiz, Uğur Dündar'ın asistanı Türkan içeri girdi, ''Hayırdır?'' dedik... ''Erzincan'daki gizli tanıklar arıyor, itiraflarda bulunacaklarmış, Uğur Dündar'a anlatmak istiyorlarmış'' dedi.
Uğur Dündar, ''Söyle onlara, derhal savcıya gitsinler'' dedi.
*
Perşembe sabahı toplantıdayız, Ankara haber müdürümüz Esat Pala, ''Erzincan'daki gizli tanıklar 38 defa filan telefon etti, ifadeleri yalanmış, illa yüz yüze Uğur Dündar'a anlatmak istiyorlarmış'' dedi. ''Sen ne yaptın?'' dedik... ''Kardeşim siz ne biçim gizli tanıksınız? Biz savcı değiliz, gazeteciyiz, savcıya gidin, ona anlatın dedim'' dedi... ''Ha yaşa'' dedik.
*
Cuma sabahı toplantı halindeyiz, Star Televizyonu'nun dış kapısındaki güvenlikten sorumlu olan arkadaşlar aradı, ''Gizli tanık olduğunu söyleyen birileri geldi, Uğur Dündar'la görüşmek istiyorlar'' dedi... ''En yakın adliyenin adresini ver, gidip savcıya anlatsınlar'' dedik.
*
Cumartesi sabahı, Uğur Dündar yakında piyasaya çıkacak olan kitabı için çalışıyor, ben spor yazılarımı yazıyorum, toplantıya girmiyoruz... Bülteni hazırlayan Nazlı Öztarhan geldi, ''Gizli tanıklar aradı, Uğur Dündar olmasa bile, Uğur Dündar'ın kadrosundan birileriyle görüşmek istiyorlar'' dedi. ''E-ee?'' dedik... ''Lütfen savcıya gidin, ne biliyorsanız savcıya anlatın dedim'' dedi... ''Biz bu cümleyi bir yerden hatırlıyoruz galiba'' dedik, güldük.
*
Biz önde...
Gizli tanıklar arkada.
Mevzu komediye döndü.
Kaçıyoruz, kovalıyorlar.
*
Ve, pazar sabahı...
Uğur Dündar yok, ben izinliyim, haber koordinatörümüz Mustafa Sağlamer aradı, ''Gazeteleri gördün mü?'' dedi.
''Yo-oo'' dedim. ''Gizli tanıkların çarşaf çarşaf fotoğrafları yayınlanmış, internet sitelerinde de
var, adamları ruh gibi takip etmişler, güya ifadelerinin değiştirilmesi için baskı yapılıyormuş, eğer görüşseydik veya binadan içeri alsaydık, yanmıştık'' dedi.
*
Uğur Dündar'ın pazar günü Ruhat Mengi'nin programına çıkıp anlattığı ''kumpas'' işte bu.
*
Yani?
*
''Sokuşturmacı gazetecilik'' yapılıyor... Eğer ''hukuka'' inanmasaydık, ''gazeteciliğin sınırlarını'' bilmeseydik, tıpış tıpış kapımıza gelen ve hatta peşimizden koşan gizli tanıkların üstüne balıklama atlasaydık, şu anda yandaş medyanın manşetlerine ''ampul'' gibi konmuştuk!
*
''Tıraştırmacı gazeteci'' arkadaşlar da, keyifle yazardı artık: ''Vay vay vay, görüyor musunuz şunların yaptığını, gizli tanıklarla gizli gizli görüşüp, ifadelerini değiştirmeye çalışmışlar...''
*
Başka kapıya!
NOT: Villalarda giyeriz galoş, memleketimin gerçeği gakkoş... ''Kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı, binayı kurar iken gördüm leylayı'' yarın!
Yılmaz Özdil/Hürriyet
Araştırmacı gazetecilik var.
Soruşturmacı gazetecilik var.
*
Şimdi yeni moda çıktı:
''Sokuşturmacı'' gazetecilik!
*
Geçen salı sabahı Star Haber'de Uğur Dündar yönetiminde toplantıdayız... Özel haber müdürümüz Turgut Erat, ''Erzincan Başsavcısı'nın içeri tıkılmasına vesile olan gizli tanıklar telefon etti, söylemedikleri laflar tutanağa geçirilmiş, ifadeler palavraymış, Star Haber'e çıkıp anlatmak istiyorlarmış'' dedi... ''Sen ne cevap verdin?'' dedik... Uğur Dündar'ın habercilik ve yayıncılık kriterlerini iyi bilen Turgut, ''Birincisi, gizli tanık olup olmadıklarını bilemeyiz. İkincisi, gizli tanıkları deşifre etmek suçtur. Üçüncüsü, derhal savcıya gidin, basına değil, savcıya anlatın dedim'' dedi... ''Ağzına sağlık'' dedik.
*
Çarşamba sabahı toplantı halindeyiz, Uğur Dündar'ın asistanı Türkan içeri girdi, ''Hayırdır?'' dedik... ''Erzincan'daki gizli tanıklar arıyor, itiraflarda bulunacaklarmış, Uğur Dündar'a anlatmak istiyorlarmış'' dedi.
Uğur Dündar, ''Söyle onlara, derhal savcıya gitsinler'' dedi.
*
Perşembe sabahı toplantıdayız, Ankara haber müdürümüz Esat Pala, ''Erzincan'daki gizli tanıklar 38 defa filan telefon etti, ifadeleri yalanmış, illa yüz yüze Uğur Dündar'a anlatmak istiyorlarmış'' dedi. ''Sen ne yaptın?'' dedik... ''Kardeşim siz ne biçim gizli tanıksınız? Biz savcı değiliz, gazeteciyiz, savcıya gidin, ona anlatın dedim'' dedi... ''Ha yaşa'' dedik.
*
Cuma sabahı toplantı halindeyiz, Star Televizyonu'nun dış kapısındaki güvenlikten sorumlu olan arkadaşlar aradı, ''Gizli tanık olduğunu söyleyen birileri geldi, Uğur Dündar'la görüşmek istiyorlar'' dedi... ''En yakın adliyenin adresini ver, gidip savcıya anlatsınlar'' dedik.
*
Cumartesi sabahı, Uğur Dündar yakında piyasaya çıkacak olan kitabı için çalışıyor, ben spor yazılarımı yazıyorum, toplantıya girmiyoruz... Bülteni hazırlayan Nazlı Öztarhan geldi, ''Gizli tanıklar aradı, Uğur Dündar olmasa bile, Uğur Dündar'ın kadrosundan birileriyle görüşmek istiyorlar'' dedi. ''E-ee?'' dedik... ''Lütfen savcıya gidin, ne biliyorsanız savcıya anlatın dedim'' dedi... ''Biz bu cümleyi bir yerden hatırlıyoruz galiba'' dedik, güldük.
*
Biz önde...
Gizli tanıklar arkada.
Mevzu komediye döndü.
Kaçıyoruz, kovalıyorlar.
*
Ve, pazar sabahı...
Uğur Dündar yok, ben izinliyim, haber koordinatörümüz Mustafa Sağlamer aradı, ''Gazeteleri gördün mü?'' dedi.
''Yo-oo'' dedim. ''Gizli tanıkların çarşaf çarşaf fotoğrafları yayınlanmış, internet sitelerinde de
var, adamları ruh gibi takip etmişler, güya ifadelerinin değiştirilmesi için baskı yapılıyormuş, eğer görüşseydik veya binadan içeri alsaydık, yanmıştık'' dedi.
*
Uğur Dündar'ın pazar günü Ruhat Mengi'nin programına çıkıp anlattığı ''kumpas'' işte bu.
*
Yani?
*
''Sokuşturmacı gazetecilik'' yapılıyor... Eğer ''hukuka'' inanmasaydık, ''gazeteciliğin sınırlarını'' bilmeseydik, tıpış tıpış kapımıza gelen ve hatta peşimizden koşan gizli tanıkların üstüne balıklama atlasaydık, şu anda yandaş medyanın manşetlerine ''ampul'' gibi konmuştuk!
*
''Tıraştırmacı gazeteci'' arkadaşlar da, keyifle yazardı artık: ''Vay vay vay, görüyor musunuz şunların yaptığını, gizli tanıklarla gizli gizli görüşüp, ifadelerini değiştirmeye çalışmışlar...''
*
Başka kapıya!
NOT: Villalarda giyeriz galoş, memleketimin gerçeği gakkoş... ''Kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı, binayı kurar iken gördüm leylayı'' yarın!
Yılmaz Özdil/Hürriyet