Uğur Dündar 'Emin misiniz, son kararınız mı?'
Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar, seçim öncesi seçmenlere seslendi..
"Toplum, ya büyük önder Atatürk’ün laik, Batılı, çağdaş yaşam biçimini tercih edecek, ya da mezhep savaşlarının kan gölüne çevirdiği bir Ortadoğu ülkesine benzemek için oy kullanacak" diyen Dündar, seçmenleri bir kez daha düşünmeye davet etti.
İşte Uğur Dündar'ın yazısı;
Çok az kaldı.
Yarın…
Kapılar kapanacak.
Türkiye nihai tercihini yapacak.
Toplum, ya büyük önder Atatürk’ün laik, Batılı, çağdaş yaşam biçimini tercih edecek, ya da mezhep savaşlarının kan gölüne çevirdiği bir Ortadoğu ülkesine benzemek için oy kullanacak.
İkisinin ortası yok.
Ya Atatürk’ün Cumhuriyet’ine devam diyecek,
Ya da muktedirin kafasındaki devlet düzenine onay verecek.
* * * *
Kararımı verdim demeden biraz durun.
Hırsızlıkları, yolsuzluk ve rüşvetleri, rantsal talanları geçiyorum, “çocuğunuzun geleceğini düşünün” diyorum.
Örneğin gözünüzün önüne eğitimde başlatılan imam hatipleştirme operasyonunu getirin.
Bu operasyonla Şehzadenin Milli Eğitim’i nereye götürmeye çalıştığını, bunun için hangi planları yaptığını iyi görün.
Muktedirin on yıl sonra nasıl bir gençlik yaratmayı hayal ettiğini fark edin.
Yavrunuzun bilimin ışığını rehber edinen… Sanatın ve bilginin sonsuz ufuklarına yelken açmayı alışkanlık edinen… Irk, din ve dil ayırımı yapmaksızın tüm insanları insan olduğu için seven… Korkmadan soran ve sorgulayan, özgüven dolu çağdaş bireyler olarak yetişmesini mi, yoksa biat kültürünün kapı kulu olmasını mı istiyorsunuz, ona karar verin.
Demokrasilerde en büyük gücün muktedirler değil, tam tersine “bireyin oy hakkı” olduğu bilinciyle kapılar kapanmadan, son zil çalmadan, koşarak sandığa gidin.
Aksi takdirde…
Yani katılımın azlığı nedeniyle muktedirin kazanması halinde…
Gelecekte oy vermek isteseniz bile atacak sandık bulamama ihtimalini göz ardı etmeyin.
* * * *
Dün, Ayşenur Arslan’ın Halk TV’deki Medya Mahallesi’nde Cüneyt Akman’ın belgeleriyle ortaya attığı büyük skandalı bilmem duydunuz mu?
Meğer Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez‘e elinin tersini göstererek “van minit” dediği günlerde neler olup bitmiş biliyor musunuz?
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin İsrail’in politikalarını desteklediğini Amerika’daki Yahudi lobilerine anlatması için, bir tanıtım şirketine milyonlarca dolar para vermiş!
Yani AKP, içeriye “van minit” derken, o şirkete “Al milyonlarca doları, İsrail’i desteklediğimizi anlatmaya git!” demiş.
Başbakan, İsrail konusunda milletin gözünün içine baka baka yalan söylemiş.
AKP tüm iktidarı süresince o lobi şirketine dolar akıtmaya devam etmiş.
Belgelere göre yalan, politika haline gelmiş.
* * * *
Çevresine ışık saçmayan ampulün, laik demokratik Cumhuriyet’i sürüklediği karanlık ve tehlikelerle dolu labirenti gören dünyaca saygın Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, tüm Atatürkçülere sesleniyor:
“Eğer Atatürk bugün yaşıyor olsaydı, oyunu Ekmeleddin İhsanoğlu’na verirdi” diyor.
Bunları yaşayan en büyük Atatürkçü olduğu hiç kimse tarafından tartışılmayan o mangal yürekli çağdaş bilim kadını söylüyor.
Gerçekleri çekinmeden seslendirdiği için kendisine, düşüncelerini aktardığım için de bana kızanlara acı acı gülüyor!
* * * *
Duydunuz mu?
Sesler geliyor…
Ziller çalıyor, kapılar kapanıyor.
Cumhuriyet, onu korumak için verdiğiniz sözü tutmanızı, yani oyunuzu kullanmanızı bekliyor.
Ya da giden geminin ardından bakakalacağınızı bilmeniz gerekiyor!
İşte Uğur Dündar'ın yazısı;
Çok az kaldı.
Yarın…
Kapılar kapanacak.
Türkiye nihai tercihini yapacak.
Toplum, ya büyük önder Atatürk’ün laik, Batılı, çağdaş yaşam biçimini tercih edecek, ya da mezhep savaşlarının kan gölüne çevirdiği bir Ortadoğu ülkesine benzemek için oy kullanacak.
İkisinin ortası yok.
Ya Atatürk’ün Cumhuriyet’ine devam diyecek,
Ya da muktedirin kafasındaki devlet düzenine onay verecek.
* * * *
Kararımı verdim demeden biraz durun.
Hırsızlıkları, yolsuzluk ve rüşvetleri, rantsal talanları geçiyorum, “çocuğunuzun geleceğini düşünün” diyorum.
Örneğin gözünüzün önüne eğitimde başlatılan imam hatipleştirme operasyonunu getirin.
Bu operasyonla Şehzadenin Milli Eğitim’i nereye götürmeye çalıştığını, bunun için hangi planları yaptığını iyi görün.
Muktedirin on yıl sonra nasıl bir gençlik yaratmayı hayal ettiğini fark edin.
Yavrunuzun bilimin ışığını rehber edinen… Sanatın ve bilginin sonsuz ufuklarına yelken açmayı alışkanlık edinen… Irk, din ve dil ayırımı yapmaksızın tüm insanları insan olduğu için seven… Korkmadan soran ve sorgulayan, özgüven dolu çağdaş bireyler olarak yetişmesini mi, yoksa biat kültürünün kapı kulu olmasını mı istiyorsunuz, ona karar verin.
Demokrasilerde en büyük gücün muktedirler değil, tam tersine “bireyin oy hakkı” olduğu bilinciyle kapılar kapanmadan, son zil çalmadan, koşarak sandığa gidin.
Aksi takdirde…
Yani katılımın azlığı nedeniyle muktedirin kazanması halinde…
Gelecekte oy vermek isteseniz bile atacak sandık bulamama ihtimalini göz ardı etmeyin.
* * * *
Dün, Ayşenur Arslan’ın Halk TV’deki Medya Mahallesi’nde Cüneyt Akman’ın belgeleriyle ortaya attığı büyük skandalı bilmem duydunuz mu?
Meğer Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez‘e elinin tersini göstererek “van minit” dediği günlerde neler olup bitmiş biliyor musunuz?
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin İsrail’in politikalarını desteklediğini Amerika’daki Yahudi lobilerine anlatması için, bir tanıtım şirketine milyonlarca dolar para vermiş!
Yani AKP, içeriye “van minit” derken, o şirkete “Al milyonlarca doları, İsrail’i desteklediğimizi anlatmaya git!” demiş.
Başbakan, İsrail konusunda milletin gözünün içine baka baka yalan söylemiş.
AKP tüm iktidarı süresince o lobi şirketine dolar akıtmaya devam etmiş.
Belgelere göre yalan, politika haline gelmiş.
* * * *
Çevresine ışık saçmayan ampulün, laik demokratik Cumhuriyet’i sürüklediği karanlık ve tehlikelerle dolu labirenti gören dünyaca saygın Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, tüm Atatürkçülere sesleniyor:
“Eğer Atatürk bugün yaşıyor olsaydı, oyunu Ekmeleddin İhsanoğlu’na verirdi” diyor.
Bunları yaşayan en büyük Atatürkçü olduğu hiç kimse tarafından tartışılmayan o mangal yürekli çağdaş bilim kadını söylüyor.
Gerçekleri çekinmeden seslendirdiği için kendisine, düşüncelerini aktardığım için de bana kızanlara acı acı gülüyor!
* * * *
Duydunuz mu?
Sesler geliyor…
Ziller çalıyor, kapılar kapanıyor.
Cumhuriyet, onu korumak için verdiğiniz sözü tutmanızı, yani oyunuzu kullanmanızı bekliyor.
Ya da giden geminin ardından bakakalacağınızı bilmeniz gerekiyor!