UĞUR DÜNDAR CNN TÜRK'Ü DÖVDÜ, HABERTÜRK SPİKERİ DİDEM YILMAZ'I ÖVDÜ!

Sözcü yazarı Uğur Dündar, iki ünlü haber kanalının Samsun'daki sel felaketine bakışını masaya yatırdı..

VARSA YOKSA TOKİ!..İNSAN HAYATI NE Kİ!..

Önceki gün, öğle saatleri…
Samsun”u sel vurmuş,
Canlar gitmiş,
Analar bebelerini yitirmiş,
Yüreklere kor düşmüş…
Kent, 9 evladına ağlıyor!..

X X X


Aynı saatlerde Si-En-En Türk Televizyonu, canlı yayına geçiyor…
Konu, obezite!..
Büşra Aslantaş adlı gencecik muhabir, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile “obezite” konulu röportaj yapacak.
Başlıyor konuşmaya…
Ama ne konuşma!..
“Değerli seyirciler,
Sayın Sağlık Bakanımız yoğun işleri arasında bizi kırmayıp, zaman ayırdılar…
Kendilerine çok çok teşekkür ediyoruz

Sayın Bakan, kızgın güneş altında, yakıcı sıcakta buraya geldiniz…
Bizimle spor yaptınız!..”
Sunuş, pardon yağcılık konuşması, bu minval üzere devam ediyor.
Ekrandan vıcık vıcık yağ akıyor!
Oysa seyirci, röportajın başında Samsun”daki felaketten birkaç kelimeyle de olsa söz edilmesini, Sağlık Bakanına sorular yöneltilmesini bekliyor.
Sel bölgesindeki kurtarma çalışmalarının nasıl gittiğini öğrenmek istiyor!
Ama ne gezer!
Bakan, “obezite” ye karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor!
Muhabir de ekrana getirdiği “özel haberin” keyfini çıkarıyor!
Yayın sonrası Si-En-En”i yöneten ustasından (!) alacağı tebrike hazırlanıyor!
Yaptığının haber değil “reklam” olduğunu, modern gazeteciliğin babası, İngiliz medya patronu Lord Northcliff”in “Güç odaklarının örtbas etmeye çalıştığı her şey haber, gerisi reklamdır!” dediğini bilmiyor!
Bilse de yapamıyor!,.
Çünkü kendisinden gazetecilik değil, AKP reklamı yapması isteniyor!..

X X X

İki hafta önce yine öğle saatleri…Yine Si-En-En Türk Televizyonu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu”nun TRT” ye yaptığı açıklamalar, canlı yayında tartışılıyor…
Stüdyodaki uzman konuklar, Davutoğlu”nun jet uçağımızın düşürülmesi konusunda kamuoyuna verdiği bilgileri değerlendiriyor.
Derken Si-En-En yöneticisi arz-ı endam ediyor!
Ekrana getirdiği grafiklerle, Davutoğlu”na katkıda bulunuyor!
Unuttuğu bilgileri, onun yerine sunuyor!
Bu büyük (!) gazetecilik başarısından akılda, yöneticinin muhteşem göbeği kalıyor!



X X X


Dün… Habertürk Televizyonu…
Deneyimli haberci Didem Arslan, Samsun”daki sel felaketinin haberlerini sunuyor.
Bir ara yayına telefonla Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz bağlanıyor.
Didem Arslan da, sorulması gerekeni soruyor.
TOKİ”nin dere yatağı yakınlarına toplu konut yapmasında bir ihmal olup olmadığını öğrenmek istiyor.
Belediye Başkanı Yılmaz, soruya cevap vermek yerine, görevini yapmaya çalışan meslektaşımızı tersliyor!
Didem Arslan önce neye uğradığını şaşırıyor!..
Ama vazgeçmiyor, saygısızlık yapmadan sormaya devam ediyor.
Meslek onuru adına alkışı hak ediyor..
Karşısında “yalaka” yerine, dik duran bir habercinin olduğunu anlayan Belediye Başkanı “şak” diye telefonu kapatıyor!..


X X X

Acı gerçek şu:
TOKİ”nin dere yatağına yaptığı Kuzey Yıldızı konutlarında 9 kişi selde boğularak can veriyor...
Korkunç bir felaket yaşanıyor.
Haberci dediğin tabii ki, felaketin ardındaki gerçekleri sorgulayacak.
İhmal olup olmadığını soracak.
Proje hatası var mı, yok mu, öğrenmeye çalışacak.
Bunları tabii ki o gün, sıcağı sıcağına yapacak…
Sorumlular da yitip giden canların, minicik bebelerin hesabını vermekten kaçmayacak!
“Acımız çok!” popülizmiyle, zamana yayıp, unutturmaya çalışmayacak!
Ama yağdanlıklar, yalakalar öyle bir algı yarattılar ki, iktidarda dürüst eleştirilere bile tahammül kalmadı!
Belediye Başkanı, Didem Arslan”dan da yağcılık yapmasını…
TOKİ” nin yer seçiminde hatasının bulunmadığını grafikler eşliğinde anlatmasını…
Hatta “TOKİ hata yapmaz!” demesini bekledi herhalde!..
Umduğunu bulamayınca da tersledi!..

X X X

Demem o ki,
Varsa yoksa TOKİ!
İnsan hayatı ne ki!..

Uğur DÜNDAR / SÖZCÜ