"ÜÇ DAMARININ BİRDEN TIKALI OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE İÇİM 'CIZZZ' ETTİ!...." YUFKA YÜREKLİ FEHMİ KORU SELÇUK'UN HASTA OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE NELER HİSSETTİ?...
İlhan Selçuk'u hedef göstermekle suçlanan Fehmi Koru yazdı; İçim cız etti, umarım Amerikan hastanesinde iyi bakıyorlardır...
Amerika ve hastanesi
Bir aklıevvelin uydurduğu gibi insanları hedef gösteren biri değilim ben; yufka yürekliyimdir. Şu sıralarda da yoğun biçimde İlhan Selçuk'un sağlığıyla ilgiliyim. Dün üç damarının birden tıkalı olduğunu öğrendiğimde içim "Cızz" ediverdi. Hastaneye yatması, nâzik doktorların ihtimamı altına girmesi, sağlığının ne kadar kırılgan olduğunun öğrenilmesini sağladı hiç değilse... Cumhuriyet'te kimse İlhan Selçuk'un sağlığıyla ilgilenmemiş mi bugüne kadar?
"Neden Amerikan Hastanesi'ne yattı?" diye soranlar ve bundan olur olmaz anlamlar çıkarmak isteyenler var. Bence insanın sağlık amacıyla yaptığı tercihlerden sonuç çıkarmak yanlıştır. Sonra, Amerikan Hastanesi epey bir zamandan beri Koç Vakfı'na ait... Koç'ların İnan Kıraç üzerinden İlhan Selçuk'a ilgisini de garip karşılayacak değiliz ya?
İlhan Selçuk'un gazetesinin Washington muhabirini Dick Cheney'in ofisiyle ilişki kurmaya yönlendirmesi bazılarını şaşırtmışa benziyor. Bilginin kaynağını bilmiyorum. "Bu birliktelik arayışından amaç, yardımcıları aracılığıyla Cheney'e 'ABD olarak Ak Parti iktidarını desteklemekten vazgeçin, esas destek çıkmanız gerekenler Ulusalcılar' mesajını vermekti" diyenler, bu bilgiye İlhan Bey'in uluslararası telefon konuşmalarının deşifresinden erişmemişlerdir umarım. Polisler için 'izinle serbest' olsa bile, telefon kayıtlarının gazeteler tarafından yayını yasak da ondan...
İstanbul-Washington arası telefon trafiği 2006 Kasım ayında yapılmış olabilir mi?
18 Kasım 2006 tarihinde şunu yazmıştı İlhan Bey: "Artık çok iyi biliniyor ki dinci ya da takıyyeci AKP iktidarı Ortadoğu'da bir Amerikan marifeti... / Ancak Bush 'AKP operasyonu' ndan beklediğini alamadı!.. Amerika bugün terör örgütü PKK'yi Türkiye'ye karşı kullanıyor... / Türkiye'de 'huzursuzluk' ve 'istikrarsızlık' doruğa tırmanıyor... / Bush yönetimi ne yapmalı?.."
Ne yapılması gerektiğini de açıkça bildirmişti aynı yazıda: "Bir yandan Ilımlı İslam Devleti tasarımında dinci iktidarı, öte yandan terör örgütü PKK'yi kullanarak Türkiye'yi sıkıştıran Başkan Bush bu tutumundan vazgeçmelidir; zararın neresinden dönerse dönsün, kârdır... / AKP'nin toplum temelinde oy desteği zayıflıyor, geriliyor; ülkede Amerika düşmanlığı yükseliyor, yoğunlaşıyor... / ABD'nin Ortadoğu tasarımında 'revizyon'a, Türkiye'de ise yeni bir iktidara gerek var!.."
Benim "Birilerine mesaj mı?" kuşkusuna kapılmam ertesi günkü "Bush'un Türkiye siyaseti değişmeli" başlığını taşıyan yazısıyla olmuştu. Okuyalım: "Bush, Ortadoğu'da bir yeni istikrar arayışına yönelmek zorundaysa bu işe Türkiye'den başlaması aklın yoludur... / (..) Ortadoğu cehennem... / Bu cehennemde ne yapacağını şaşıran Başkan Bush'un Türkiye'de dincilik ve bölücülük siyasetlerini bir yana bırakarak Atatürk'ün laik Cumhuriyetini Ortadoğu'da bir denge unsuru gibi düşünmesi gerekiyor..."
Bu konuya değindiğim Kulis'i (9 Ocak 2007) şu cümleyle bitirmişim: "80 yılda nereden nereye, değil mi? İlhan Selçuk bari bir de 'Wilson prensipleri'nden söz etseymiş Bush'u ikna edeyim derken..." Aslında Bush'u değil, 'kirli imparatorluk' da denilen ABD'deki gerçek gücü elinde tuttuğu bilinen Dick Cheney'i ikna etmeye çalışıyormuş İlhan Bey...
Amerikalılar daha 1960'lı yıllarda ülkelerini ziyarete ikna etmişlerdi İlhan Selçuk'u; o ziyaretten miras, piyasada pek bulunmayan 'Güzel Ame