TWITTER 17. YÜZYIL OSMANLI'SINDA DA VARDI!

Radikal yazarı Ezgi Başaran, Osmanlı'daki twitter'ı anlattı!

Kahvehaneler 16'ıncı yüzyıldan itibaren Osmanlı'da sosyalleşmenin merkezi, kamu estetiğinin önemli bir parçasıydı. Tarihçi Prof. Cemal Kafadar, bu nedenle Türk kültüründe kahvehanelere büyük önem verir, eğitim verdiği Harvard'da bu konuda küçük sohbetler düzenler.

Radikal'de dün yayınlanan söyleşi için Kafadar'la buluştuğumuzda söz elbette kahvehanelere de geldi. Bugünün kahvehanesi sosyal medya değil mi diye sorunca, çok ilginç bir tespit yaptı: "Evet öyle. Hatta Twitter 17. yüzyıl Osmanlı'sında vardı!"

***

Kahvehaneler döneminde oluşan bazı yapılar Twitter'a benziyor. Mesela kahvehaneler etrafında mecmua denilen yeni bir form çıkıyor, 16-17.yüzyılda. Mecmua kelimesi, evet yeni değil ama Kafadar'ın tarif ettiği biçim yeni… "Belirli bir yazarın elinden çıkmış, başı sonu belli metinler değil burada yayınlananlar. örneğin Baki'den bir şiir, Abbasi döneminden bir şiir, Frenklerle ilgili bir fıkra, İran'la ilgili bir hikaye… Bunların yanı sıra IV. Murat'ın tedbirleriyle ilgili bir murabba… Bunlardan oluşan, kopuk, kopuk, parçalı buçuklu yeni janr'lar var. Tüm bunlar twitlere çok benziyor" diye anlatıyor Kafadar.

***

Mecmualarda kısa kısa alt alta dizilen "17. yüzyıl twitlerinden" örnekler şöyle:

-IV. Murat geçen hafta şarap içmeyi terk etti. Bu konuda da bir beyit yazdı.

Hemen altına...

-IV. Murat geçenlerde kadınların sokağa çıkmasını yasakladı. Komşudan komşuya gitmek bile tehlikeli hale geldi.

"Bu yaptıkları tamamen twitlemek. İnsanlar kendilerine ifade alanları yaratıyor. Bugün de Twitter'da olan budur. Büyük bir kahvehane… Sosyal medya büyük bir özgürlük alanı yaratıyor ama önemli bir uyarı: Totaliter eğilimli devletlerin de aynı oranda bu araçları kullandığını unutmayalım."

***

Dikkatinizi çektiyse, Kafadar'ın 17. yüzyıldan verdiği tweet örnekleri bir baskı ortamını tarif ediyor. Twitter ve Facebook'un abartılsa da "Arap Baharı"ndaki isyanları örgütlemedeki, ama daha da fazlası oralardan dünyaya haber vermek açısından rolü yadsınamaz. Fazlasıyla benziyor yani. İşte bu noktada, Kafadar'ın uyarısı devreye giriyor. Dünya vatandaşları kullanıyor da, devletler armut mu topluyor? özellikle İran ve Rusya'da, son dönemde ABD'de ciddi bir manipülasyon aracına dönüştü sosyal medya. çözüm nedir derseniz… Sanırım farkında olmak.

***

Bu farkındalığı bir adım ötesine taşıyanlar da var: ABD'deki Occupy Wall Street hareketi, global bir direniş alanı, belki sanal bir Tahrir Meydanı yaratmak için uğraşıyor. Facebook'a ve Twitter'a, yukarıda anlattığım sebeplerle güvenmediği için "protestocular kuşağı için özel sosyal ağ" inşa ediyorlar. İsmi "The Global Square" olacak ama Facebook ve Twitter'da olduğu gibi bu meydana her isteyen giremeyecek. üyesi olmak için illa bir referansın tavsiyesi gerekiyor, yoksa güvenilir bulunmuyorsunuz. Valla akıl akıldan üstündür ve demokratik zihinlerde çare tükenmez diye buna denir. E, dünyayı yönetenler değil belki ama biz, yani %99, 17. yüzyıldan bu yana çok yol katettik. çok şükür.