TV EKRANLARINI BEKLEYEN TEHLİKE!

Cumhuriyet gazetesi ekonomi yazarı Mustafa Sönmez, 2012 yılı için TV ekranlarını bekleyen tehlikeyi yazdı...

"Nicelik olarak artan maç ve dizi yayınlarına karşılık, azalması muhtemel reklamlar, hem dizi, hem futbol endüstrisinde sıkıntı yaratacağa benzer" diyen Cumhuriyet yazarı Mustafa Sönmez bakın hangi tehlikelerden söz etti.

İşte Sönmez’in o yazısı...

Dizi, Maç Çok, Reklam Geliri Az...


Medyanın ana gelir kaynağı olan ve futbol endüstrisinin de giderek ana kaynağı haline gelen reklam harcamaları milli gelirin binde 3-4’ü dolayında. Yıllık tutarı 2,5 milyar doları ancak bulan reklam gelirlerinin paylaşımında bu yıl farklı bir kavga var. Kavga, mecralar arasında değil, orada TV’ler aslan payını almaya devam ediyor zaten. Kavga, televizyonda en çok seyredilen diziler ve maç yayınları arasında. Nicelik olarak artan maç ve dizi yayınlarına karşılık, azalması muhtemel reklamlar, hem dizi, hem futbol endüstrisinde sıkıntı yaratacağa benzer.


Reklamcılar Derneği (RD)’nin verilerine göre, reklam harcamaları kriz dönemlerinde daralıyor, büyüme dönemlerinde belini doğrultuyor. Kriz yılı 2009’de 1,8 milyar dolara kadar gerileyen reklam harcamaları, yeniden büyümeye geçilen 2010’de 2,5 milyar dolara çıkmıştı. Büyümenin sürdüğü ve yüzde 7 olarak gerçekleşmesi beklenen 2011’de de reklam bütçesinin 2,5-3 milyar dolar arasında gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak yüzde 2 büyüme yaşanması öngörülen 2012’de ise reklam harcamaları azalacak.
Reklamların mecralara dağılımında 2010’da aslan payını yüzde 56 ile TV’ler aldı. İniş halindeki yazılı basına ancak yüzde 26 pay kaldı. Üçüncü sıradaki açık havanın payı yüzde 7. İnternetin payı artıyor, ama henüz yüzde 7.

TV’lerde reklamlar hala dizi kuşağında yoğunlaşıyor. Geride kalan yıllara göre, diziler bir elemeye uğradı. Önceki yıllarda her sezon ortalama 60 civarında dizi çekiliyor, her akşama iki dizi konuluyordu. Furya, elemeyi getirdi. Bugün her kanalın en fazla bir dizisi var, ama süresi 90-100 dakika. Dolayısıyla, her akşam maç, maç sonrası “futbol geyiği programları” ve her akşam dizi seçeneği ile karşı karşıya seyirci.
Sektöre çekidüzen verilmesine rağmen, dizi saltanatı, yeni dönemin futbol takviminin tehdidi altında. Yeterli sponsor desteği bulamayan ve şike fırtınası ile sarsılan kulüp bütçeleri, şimdiden sıkıntıda. Yayıncı kuruluş Digitürk, iflas bayrağını çekmesin, her şey daha da kötüye gitmesin diye icat edilen play off sistemi ile şimdi her akşam maç var!... Hem de dizi saatinde. Takımlar, haftada en az iki maç oynuyorlar. 34 hafta boyunca 306 normal sezon maçı hafta içi ve hafta sonu oynanacak, naklen yayınlanacak. Nisan başında tamamlanacak normal sezonun ardından da en iyi 8 takım arasında, 19 play-off maçı oynanacak ve yayınlanacak. Bu toplam 325 maçın yayını ve maç geyiği programlarının dışında milli maçlar ve Avrupa kupası maçları da var. Bunlara bir de Bank Asya Birinci Liginin 325 maçını ekleyin… Bu maç bombardımanında yük, elbette futbol emekçilerine yıkılacak…
***
2011’in son çeyreği ve 2012’de ekonomi büyüme yerine durgunluğa girecek. Bu, reklam harcamalarının da duraklaması demek. Umudunu reklamlara bağlamış dizi programları ve futbol programlarının beklentisine bu reklam bütçeleri, sponsor katkıları yetmez. Haliyle, hem dizi endüstrisinde hem de futbol endüstrisinde bir sarsıntı kaçınılmaz. Böylesi dönemlerde kabak, dönüp dolaşıp ücretli kesimin başına patlar. Yeterince güvenceleri olmayan dizi endüstrisi çalışanları, Oyuncu Sendikası’na hemen üye olmalılar. Futbol endüstrisi çalışanlarının da vakit varken bir sendika çatısı altında örgütlenmeleri, “menfaatleri icabıdır”...